ANKARA (İHA) - Devlet eski bakanları Hüsamettin Özkan ve Recep Önal'ın görevlerini kötüye kullanarak Halk Bankası'nı zarara uğrattıkları iddiasıyla Yüce Divan'da yargılanmalarına bugün devam ediliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla yaptığı yargılamaya vareste sunan sanıklar Özkan ve Önal katılmazken, sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmanın sabahki oturumunda dönemin bürokratları ve Halk Bankası Yönetim Kurulu üyeleri tanık olarak dinlendi. Duruşmada tanık olarak dinlenen o dönemde Halk Bankası Yönetim Kurulu üyesi olan Ayakkabıcılar Federasyonu Başkanı Hasan Özcan ifadesinde, 1996 yılında esnaf ve sanatkarları temsilen Halk Bankası'nın yönetim kurulu üyesi olduğunu söyledi. Dışardan atandığını kaydeden Özcan, bankanın bağlı olduğu bakanlarla hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi. Kredilerin nasıl verildiği yönündeki soruya Özcan, "Banka esnaf ve sanatkarları hedef almış bir bankaydı. Keza benim banka yönetim kurulunda bulunma amacımda buna yönelikti. Krediler gerekli
araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra ilgili kredi müdürünün, genel müdürünün olumlu görüşü alındıktan sonra, dosyalarda inceleme yapılarak karar veriliyordu" dedi.
Özcan, kredilerin geri ödenmesi ile ilgili kendilerinin bilgilerinin olmadığını bu konuyla hukuk müşavirlerinin ilgilendiğini söyledi. Kredilerin verilmesinde dönemin Halk Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Yenel Ansen'in etkili olup olmadığı yönündeki soruya Özcan, Ansen'in çok titiz olduğunu ve bankanın menfaatlerini gözeterek kredileri
verdiğini söyledi. Halk Bankası'nda meydana gelen zararın nasıl açıklanacağı yönündeki soruya Özcan, şu cevabı verdi: "1999 yaşanan depremin maddi ve manevi hasarlarını banka ödedi. Banka bundan 5 - 6 katrilyon lira zarar etti. Bu dönemde gelen hükümetler bankanın zararını ödemedi. Banka 2001 yılında yaşanan büyük krizi de atlattı. Bankanın bilançolarında zarar görülmedi." Özcan, sanık bakanların kredi verilmesi ile ilgili kendisine herhangi bir baskı ya da telkinlerinin olmadığını söyledi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Halk Bankası Yönetim Kurulu üyesi Turan Kalaycıoğlu, dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Ansen ile Dönemin Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanı İlkay Karakoç arasındaki kavgayı anlattı. Kalaycıoğlu, Ansen ile Karakoç arasındaki kavgayı kan davasına benzetti. Halk Bankası'nın zarara uğramasında 1999 yılındaki depremler ve 2001 yılında yaşanan ekonomik krizlerin olduğunu savunan Kalaycıoğlu görev yaptığı sürece hiçbir kimsenin kredi verilmesi konusunda kendisine bir etki veya baskı yapmadığını söyledi. Kalaycıoğlu, "Attığım her imzanın arkasındayım. Firmaları görmeden hiçbir krediye imza koymadım" dedi.
Tanık olarak dinlenen dönemin Halk Bankası Yönetim Kurulu üyesi Osman Nuri Ertuğ ise, Halk Bankası ile ilgili raporların geciktirilmesi konusunda Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nu suçladı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun raporları zamanında hazırlamadığını savunan Ertuğ, kurulun zamanında raporları hazırlamaları halinde durumun bugünkü şekline gelmeyeceğini kaydetti. O dönemde Halk Bankası yöneticileri ile ilgili basında çıkan haberleri de eleştiren Ertuğ, "Bir takım medya tarafından Halk Bankası yöneticileri olarak bir nevi linç politikasına maruz kaldık. Bu bir haksızlık ve hukuksuzluktur. Bu raporlar zamanında incelenseydi olay buraya gelmezdi. Bunların temelinde teftiş kurulu raporu vardı" diye konuştu.
IMF ve Dünya Bankası'nı suçlayan Ertuğ, 2001 yılında IMF politikaları nedeniyle kamu bankalarının büyük zarara uğradığını söyledi. Ertuğ, IMF ve Dünya Bankası politikalarına ters düştükleri için kendilerini görevden aldıklarını kaydederek, "Kemal Derviş göreve geldikten sonra tüm bankalar kendisine bağlandı. Kamu bankalarına veresiye kamu hizmeti dönemi kapandı. 30 Nisan 2001'de buna yönelik kararname yürürlüğe girdi. Yeni yönetim görev zararını anlayamamıştı. Bu nedenle de kredi takibini görev zararı olarak gördü. Kredilerin takibe alınması sorumsuz bir davranıştı" dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunda o dönemde denetçi olan görev yapan Sedat Yetim, o dönemde Bakanlar Kurulu kararı ile kredinin yüzde 45 faizle verilmesi kararı aldığını, bankanın ise yüzde 40 faizle kredi kullandırdığını söyledi. Yetim, aradaki 5 puanlık farkın devletin malını azaltıcı bir girişim olduğunu, bunu da o dönemde hazırladıkları raporda belirttiklerini kaydetti.
Duruşma öğleden sonra devam edecek.