ANKARA - TBMM (A.A) - CHP Genel Saymanı ve Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek, "demokratik açılım" çalışmalarıyla ilgili olarak, "Demokrasinin ve özgürlüklerin önündeki engelleri hemen kaldıralım ama sorunun esası akan kandır, susmayan silahlardır. Bunları nasıl çözeceklerini ortaya koysunlar" dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın açıklamalarına ilişkin soruları yanıtlayan Özyürek, bir ay önceki açıklamalarla bugünkü açıklamalar arasında somut bir fark görmediğine işaretle, Atalay'ın, "daha çok serzenişte bulunmak, muhalefeti eleştirmek için bu basın toplantısını yaptığının anlaşıldığını" öne sürdü.
Özyürek, "Anayasa değişikliği düşünmüyorsanız bazı açılımları nasıl yapacaksınız?" sorusunun ardından, "vatandaşta artan bölünme kuşkusunun nereden doğduğunu iyi görmek gerektiğini" vurgulayarak, "Kimse 'ben Türkiye'ye böleceğim' diye yola çıkmaz. Ama siz, attığınız adımlarla Türkiye'nin bölünmesine yol açarsanız, sonuç değişmez" diye konuştu. Özyürek, şunları kaydetti:
"Şimdi sayın Bakan'ın açıklamalarında eksik olan şudur; Daha dün 4 askerimizi şehit verdik. Bu akan kanı nasıl durduracaksınız? Başbakan'ın çok sık söylediği anaların gözyaşını nasıl durduracaksınız? Bunlarla ilgili somut hiç bir şey söylemiyor. 'Af bizim gündemimizde yok' diyor. Bu konuyla ilgili öneri yapanların bir kısmı 'af bu işi çözer' demişlerdi. Af yoksa, bu işi çözmek için neler var? Silahları nasıl susturacaksınız? Bunları net olarak ortaya koyması gerekirdi."
-CHP'NİN GÖRÜŞÜ NETTİR-
Konunun Meclise gelmesi halinde partisinin gerekli tavrı ortaya koyacağını belirten Özyürek, "Meclis zemini, çözüm zeminidir. Bu zemini kullanabilmek için de somut, net önerilere, ifadelere ihtiyaç var" dedi.
İçişleri Bakanı Atalay'ın ısrarla "biz somut öneri getirmiyoruz, herkesin görüşünü alıyoruz" dediğini aktaran Özyürek, şunları söyledi:
''CHP'nin görüşünü merak ediyorsanız nettir; Biz, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünün, üniter devlet yapısının asla zarar görmesini istemeyiz. Biz, hangi limana gideceği belli olmayan gemiye binmeyiz. Geminin rotasını, ana hatlarını belli etsinler, oturup görüşelim."