WASHINGTON (İHA) - ABD'nin Türkiye eski Büyükelçilerinden Mark Parris 3 Ekim kararının ardından Türkiye'de olumlu bir hava yaşandığını ve bunun kredisinin de AK Parti hükümetine verilmesi gerektiğini söyledi.
Mark Parris, Türkiye'ye yaptığı 2 haftalık ziyaretin ardından dün Washington Institute tarafından düzenlenen "Kavşak Noktasında Türkiye" (Turkey at the Crossroads) adlı panelde konuştu.
Parris, "2 haftalık ziyaretim sırasında Türk halkının her kesiminden insanlarla görüştüm. "İslami diktatörlük" isteyen kimseye rastlamadım" diye konuştu.
Türkiye'yi bugüne kadar hiç bu kadar kendinden emin ve rahat görmediğini belirten Parris, "Türkiye'yi kendi derisinin içinde ilk kez bu kadar rahat gördüm. Halk gidişattan memnun, piyasaların durumu iyi" dedi. Ülkede bazı erken seçim konuşmalarına şahit olduğunu belirten Parris, "Ancak böyle bir durum söz konusu olsa bile AK Parti hükümetinin pozisyonu kuvvetlenir" diye konuştu. Hükümetin 3 Ekim gününü başarıyla atlattığını belirten Parris, özellikle Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'un son ana kadar uçağını bekletmiş olmasının halkta kendine güven duygusu yaratmış olduğuna değindi.
Parris, 3 Ekim sonrası halkta iyimser bir ruh hali görüldüğünü söyledi. Türk-ABD ilişkilerine de değinen Parris, son zamanlarda ABD'den Türkiye'ye yapılan üst düzey ziyaretlerin Bush yönetiminin Türkiye ile ilişkileri doğru yola sokma girişimi olarak görülebileceğini belirterek "Artık bu ilişkinin iskeletini ete bürümenin vakti geldi" diye konuştu.
İran'a karşı operasyon ihtimaline Türk halkının ve yetkililerinin nasıl baktığına dair bir soruya da yanıt veren Parris, "Türk halkı arasında İran'a operasyon yapılmasına dair bir aciliyet olduğu havası yok. Türkiye bu konuda proaktif olmaktan çok uzak" dedi. Parris, hükümet yetkilileri arasında İran'a operasyona kategorik olarak kesinlikle karşı olan kimseye de rastlamadığını söyledi. Parris, Irak konusunda ise Türk halkının ABD'nin önderliğinde hazırlanan anayasanın başarılı olacağına inanmadığını belirtti. Toplantıda konuşan Washington Institute Türkiye Bölümü Direktörü Dr. Soner Çağatay ise Türkiye AB ilişkilerinde 2006 yılında giderek bir düşüş yaşanacağını tahmin ettiğini belirtti. Türkiye'nin 3 Ekim'de olumlu yanıt almasının sebebinin İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD'nin aracılık yapması olduğunu söyleyen Çağatay, ABD ile ilişkilerin stabilize olduğunu ancak ilişkilerin iyileşmesinin tek koşulunun ABD'nin terör örgütü PKK karşısında somut adım atmasına bağlı olduğunu belirtti. Toplantının davetlileri arasında bulunan AB'nin ABD temsilcisi Jonathan Davidson ise Türkiye-AB ilişkilerinin 2006 yılında kötüye değil iyiye gideceğine inandığını söyleyerek açık uçlu müzakere sürecinin sadece Türkiye'ye uygulanan bir yöntem olmadığını, İngiltere'nin de aynı şekilde 11 sene süren ve 2 kez veto edilen müzakereler sonucu AB'ye girmiş olduğunu belirtti.