LEFKOŞA (İHA) - Katıldığı bir televizyon programında, yazmakta olduğu bir film senaryosunun tutup tutmayacağını denemesi üzerine Güney Kıbrıs'ın gündemine bomba gibi düşen tiyatro oyuncusu Atilla Olgaç, bugün de Rum basınına konu oldu.
Kıbrıs Rum kesiminde yayınlanan gazetelerden Alithia "Kimseyi İkna Edemiyorlar -Olgaç'ın İfadesini Geri Çekmek İçin Koordineli Çaba" başlığıyla manşete çektiği haberinde Olgaç'ın, Barış Harekatı sırasında 10 Rum'u öldürdüğü şeklindeki sözlerinin yalanlanmaya çalışılmasına rağmen, söylenmiş olduğunu ve Rum yönetimi tarafından kullanılabileceğini yazdı.
Olgaç'ın, söylediklerinin yazdığı bir film senaryosuyla gerçeklerin harmanı olduğu yönünde ikinci bir açıklama yaptığını yazan gazete, Hilmi Özen'in; Olgaç'ın yalnız 20 gün adada kaldığı ve psikolojik açıdan adam öldürmesinin mümkün olmadığına ilişkin sözlerine de yer verdi. Gazete, Rum hukuki ve siyasi çevrelerinin Olgaç'ın adam öldüremeyeceği konusunda ortaya konulan "gerekçelerin" kimseyi ikna edemediği değerlendirmesinde bulunduklarını yazdı. Yazı şöyle devam etti: "Şu andaki en büyük mesele, bu şahadetin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından nasıl değerlendirileceğidir. DİSİ Milletvekili ve Meclis Hukuk Komitesi Başkanı Yoannis Nikolau gazetemize yaptığı açıklamada bu durumun en iyi; hukuki açıdan değil, siyasi açıdan değerlendirilebileceğini söyledi. Nikolau 'Bu şahadet; on yıllardır ısrarla reddettiği kayıp akıbetlerinin belirlenmesi konusunda bilgi vermesi için Türkiye'ye baskı yapılması yönünde değerlendirilebilir' ifadesini kullandı. Bu değerlendirmenin nasıl yapılabileceği sorusuna karşılık da Yoannis Nikolau; Türkiye'nin, 4. hükümetler arası başvuruyla ilgili kararı uygulamayı reddetmesi konusunun da ele alınacağı Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi'nin bir sonraki toplantısını adres gösterdi. 'İtirafın yer aldığı videobant gösterilirse, bu; bilgi vermesi için Türkiye'ye güçlü bir baskı unsuru olur' dedi. Nikolau'ya göre, şahadetin hukuki açıdan değerlendirilmesi zordur. Çünkü mahkeme önünde, Olgaç'ın 74'teki savaş suçlarıyla ilgili mahkum edilmesine yeterli görülse bile, tek bir şahadetle Türk ordusunun sanık sandalyesine oturtulmasının yolu yoktur. Nikolau 'En fazla; hayatta ise komutanı mahkum edilir' dedi."
Fileleftheros gazetesi de "Savaş Suçu Konusunda Araştırma -Atilla'nın Çürütmesi Türkleri Bile İkna Etmedi" başlıklı haberinde Rum Başsavcı Petros Kliridis'in; Atilla Olgaç'ın açıklamasını "savaş suçu" diye niteleyerek; bu ifadelerin Türk makamları ve özellikle de bağımsız makamlar tarafından incelenmesi gerektiğini söylediğini yazdı. Gazeteye göre Olgaç'ın doğru söyleyip söylemediğinin Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi veya BM Komitesi tarafından da araştırılabileceği görüşünü ortaya koyan Kliridis, Olgaç'ın ilk açıklamasının "doğruluğuna" inanç belirterek; daha sonra açıkladığı gerekçeyi "mantıksız ve mesnetsiz" buldu. Kliridis doğruyu söylemese bile, kopardığı gürültü nedeniyle Olgaç'ın cezalandırılması gerektiği görüşünü de ortaya koydu.
Rum yönetiminin konuyu ciddiyetle inceleyeceğini ve Hukuk Dairesi'nin işbirliğiyle; Olgaç'ın ifadesini nasıl değerlendirebileceğine bakacağını kaydeden gazeteye göre Rum Sözcü Stefanos Stefanu, bunun çok hassas bir konu olduğunu, bu nedenle Rum yönetiminin sessiz hareket edeceğini açıkladı. Stefanu "Türkiye'nin insan haklarıyla ilgili Cenevre Sözleşmesi'nin bütün maddelerini ihlal ettiğini" de savunarak bunu ispatlamak için şahadet ve bulguların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Haravgi gazetesi de "Hükümet-Hukuk Dairesi İşbirliği -Atilla Olgaç'ın 1974'te 10 Rum'u Öldürdüğü Şahadetinin Değerlendirilmesi İçin" başlığıyla yansıttığı haberinde Rum Başsavcı Petros Kliridis ve Rum Yönetimi Sözcüsü Stefanos Stefanu'nun açıklamalarına yer verdi.