LEFKOŞA (İHA) - KKTC Bakanlar Kurulu'nun, KKTC limanlarının Güney Kıbrıs'tan Türkiye ile diğer ülkelere ve Türkiye'den Güney Kıbrıs ile diğer ülkelere ticaret için açılması kararı hem Rum iktidar kanadı hem de Rum muhalefeti tarafından 'yasadışı ve dayanaksız' şeklinde nitelendirilerek kınandı.
Fileleftheros gazetesi, konuyla ilgili habere "Türkiye ile ticari alış-verişler için bize işgal altındaki limanları sunuyorlar" başlığını attı. Gazete haberinde, "sahte devletin sözde bakanlar kurulu" diye nitelediği KKTC Bakanlar Kurulu'nun aldığı kararla ilgili olarak, KKTC Bakanlar Kurulu Sözcüsü Hüseyin Celal'in açıklamasını iktibas etti.
Rum yönetiminin Magosa Limanı'nın Rumlarla ortak işletilmesi ve Maraş'ın Rumlara iade edilmesi şeklindeki önerisini yeniden gündeme getirdiğini yazan gazete, Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu'nun bu kararı "yasadışı ve tamamen dayanaksız" diye nitelediğini aktardığı haberini şöyle sürdürdü:
"Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, sözde bakanlar kurulunun kararını yasadışı ve tamamen dayanaksız şeklinde niteledi. Yakovu, Türkiye'nin limanlarının Kıbrıs'ın ticari denizciliğine açılması için, Ankara Anlaşması'nı 10 yeni üye ülkeyi de kapsayacak şekilde genişleten protokolü imzalamanın Türkiye'nin yükümlülüğü olduğuna işaret etti."
Gazete Yakovu'nun, ilgili kararı yorumlayan sözlerini şöyle aktardı:
"Dünyanın bütün ülkelerindeki limanlar, devlet limanları olarak tanınır ve işletilir. Kıbrıs'ın işgal altındaki bölgesinde bulunan limanlar, yasadışı ve tamamen yok ilan edildiler. Bu limanları sadece Kıbrıs Cumhuriyeti devleti yasal ilan edebilir. İşgal rejiminin herhangi bir faaliyetinin hiçbir dayanağı yoktur. Sözde bakanlar kurulu tarafından yapılan açıklama yasadışıdır ve tamamen dayanaksızdır."
Gazeteye göre, Rum Yönetimi Sözcüsü Kipros Hrisostomidis de Rum yönetiminin "Maraş'ın Rumlara iade edilmesi durumunda, Magosa Limanı'nın Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından ortak işletilmesini tartışabilecekleri" şeklindeki önerisinin AB'nin masasında bulunmaya devam ettiğini savundu.
Rum Sözcü, "Kapalı Maraş'ın yasal sakinlerine iade edilmesi ile Magosa Limanı'nın ortak işletilmesini tartışabileceğimizin kaydedildiğini ve AB'ye sunduğumuz önerimizi hatırlatmak isterim" dedi.
Harevgi gazetesi, "Yasadışı düzenbazlıklar, işgal altındaki limanların açılması kararı Ankara'nın planlamalarına dahildir" başlığıyla manşetten verdiği haberinde, KKTC Bakanlar Kurulu'nun ilgili kararını, "Türkiye, yeni yasadışı düzenbazlıklarla AB'ye ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yönelik yükümlülüklerinden kaçmaya çalışıyor" şeklinde yorumladı.
Gazete, Rum Sözcü Kipros Hrisostomidis'in yaptığı açıklamada, KKTC limanlarının Güney Kıbrıs ve diğer ülkelerin kullanımına açılması kararının Ankara'nın Kıbrıslı Türklerin sözde izolasyonunun kaldırılmasıyla alakalı olan, tek yanlı, yeni oldu bittiler yaratmaya yönelik strateji planları çerçevesinde olduğunu iddia etti.
Hrisostomidis gazetesi, "Ticari amaçla yasal hava ve deniz limanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti belirler. Yasadışı rejimin herhangi başka bir kararının ne Kıbrıs Cumhuriyeti ne de AB nezdinde hiçbir yasallığı yoktur. Bu hareket, Türkiye'nin etki oluşturmaya ve 17 Aralık kararları temelinde AB'ye ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ne olan yükümlülüklerinden kaçınmaya yönelik diplomatik çabası çerçevesindedir" dedi.
Maci gazetesi, "Limanların açılması yasallıktan yoksun bir hareket, hükümet cesur faaliyetler üstlenmeli" başlığıyla manşete çıkardığı haberinde, KKTC Bakanlar Kurulu'nun aldığı kararın Rum hükümet ve muhalefet kanatları tarafından yasadışı olduğu gerekçessiyle sert şekilde kınandığını bildirdi. Gazete, Rum yönetimine, tavırlarıyla Kıbrıs sorununun çözümünü arzu eden taraf olduğu mesajını veren Türkiye'nin önüne geçmek için, hareketlerin inisiyatifini üstlenmesi çağrısı yaptı. Gazete, DİSİ basın sözcüsü Tasos Mitsopulos'un şu sözlerine yer verdi:
"Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Türkiye'yle ticari ve diğer ilişkileri ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin tam ve yasal olarak düzelmesiyle normale dönebilir ve bugün işgal altında bulunan limanlar, ancak Kıbrıs sorununa kapsamlı ve sürekli bir çözüm bulunmasıyla, bugünkü anormal duruma son verilmesiyle Kıbrıs vatandaşlarının ve ticari malların kullanımına verilebilir. Bu nedenle hükümet, bu görüşme gündemini Türkiye değil kendisi belirleyerek, ortaya konan tavırların inisiyatifini üstlenmek için cesur hareket etmek zorundadır. Hükümet, Türkiye'nin uluslararası camiada etki yaratmaya yönelik her türlü hareketinin önüne geçmek zorundadır."