Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, sıcak sendromlarının, organizmanın henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcak dalgasının ilk günlerinde daha fazla görüldüğünü ve ve daha tehlikeli olduğunu açıkladı.
Organizmamızın dış ortam ısısının yükselmesine karşı en önemli savunma araçları, derideki damarların genişlemesi ve terleme ile sıvı kaybedilmesidir. Terleme devam ettiği sürece, yeterince su ve tuz almak şartıyla çok yüksek ısılara tahammül etmek mümkündür. Nem oranı yükseldiğinde, terleme ile olan sıvı kaybı azalmaya başlar ve böylece sıcak çarpması ihtimali artar.
Organizma sıcaklara 1-2 hafta içinde uyum sağlar. Buna Tıp dilinde aklimatizasyon ismi verilir. Bu durumda, hem terlemek daha kolaylaşır ve hem de terle atılan sodyum miktarı da azalır.
Sıcak sendromları ağırlık sırasına göre sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması şeklinde sıralanabilir, ama bunlar çoğu zaman birbiri içine karışmış olarak görülür.
Çok kullanıldığı için kol ve bacak ve karın kaslarında daha sık görülür. Kramplar, kısa fakat tekrarlaycı ve can yakıcıdır. Vücut ısısı normaldir ve hasta normal veya fazla miktarda terleyebilir.
Sıcakta yapılan efordan sonra dinlenemye geçildiği zaman başlar. Soğuk bir duş da krampların ortaya çıkmasına neden olabilir. Karın kaslarındaki kramplar yanlışlıkla mide delinmesi sanılabilir.
Bu krampların nedeni, terleme ile kaybedilen su ve tuzun sadece su içilerek karşılanmasıdır. Bundan dolayı da bu hastaların kanında sodyum düşük bulunur. Ağır kramplar kas hasarlarına neden olabilir.
Tedavi: Hastanın serin yerde isitirahat etmesiyle kramplar hafifleyebilir. Bu şekilde düzelmeyenlere, tuzlu su içirilmeli veya damar yoluyla tuzlu serumlar verilmelidir. Bu krampların önlenmesinde risk altındaki kişilerin litresinde 2.5 gram (yarım çay kaşığı) tuz eritilmiş sıvılardan içmeleri önerilmektedir.
Sıcak sendromlarının en çok rastlanan türüdür. Sıcağa üç günden fazla maruz kalanlarda daha sık görülür. Belirtilerin nedeni, kalp damar sisteminin aşırı sıcaklara yeterli cevap verememesinden kaynaklanır. Vücut ısısı genellikle yükselmiştir.
Sıcak bitkinliğinin başlıca iki türü vardır:
Su kaybının ön planda olduğu sıcak bitkinliği: Sıcak çarpması riski daha fazladır. Çok yaşlı, bebek, düşkün ve zeka geriliği olup da susuzluklarını yeterince ifade edemeyenlerde görülür. Fazla terleyip de az su içenlerde de rastlanabilir. Bu hastaların kanında sodyum yüksek olarak bulunur.
Başlıca belirtileri, aşırı susama hissi, yorgunluk, halsizlik, sinirlilik ve konsantrasyon bozukluğudur. Vücut ısısı 39° C'a kadar çıkabilir.
Tuz kaybının ön planda olduğu sıcak bitkinliği: Nedeni, terleme ile kaybdilen su ve tuzun sadece su içilmesiyle karşılanmasıdır.
Aşırı halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, kas krampları ortaya çıkar. Bazı hastalarda iştahsızlık, bulantı, kusma ve karın ağrıları da görülebilir.
Hastaların bitkin bir görünümleri vardır. Derileri solgun, soğuk ve nemlidir. Tansiyon düşük, nabız hızlıdır. Ateş normaldir.
Tedavi: Hasta derhal serin bir yere alınır ve yatar durumda tutulur. Tedavi belirtilerin ve bulguların ağırlığına göre düzenlenir. Böbrek fonksiyonları normal olduğu için, tuzlu serumlar verilebilir. Kesin istirahat şarttır.
Bu önlemlere rağmen ateşleri yükselmekte olan hastaların derhal hastaneye kaldırılmaları gerekir.
Acil tedavisi gereken, çok ciddi, yaşamı tehdit eden bir tablodur. Nedeni, vücudumuzdaki ısı düzenleyen sistemin, organizmanın yeterli ısı kaybını sağlayamaması sonucu vücut ısısının 41°C üzerine çıkmasıdır. Bir çok hayati organın(kalp, beyin, böbrek, karaciğer) fonksiyonları bozulabilir.
Ani olarak ortaya çıkan baş ağrısı, baş dönmesi, konuşma bozukluğu, baygınlık, hallüsinasyon(hayal görme), konvülziyon (havale) ve komaya kadar giden merkezi sinir sistemi belirtileri ile başlar.
Sıcak çarpmasının iki türü vardır:
Klasik sıcak çarpması: Yaşlılarda, damar setliği, kalp yetersizliği, şeker hastalığı olanlarda ve alkoliklerde daha sık görülür. Sıcak dalgaları boyunca, kalp krizi ve kalp yetersizliğine bağlı ölümlerde büyük artışlar olur. Diüretik(idrar söktürücü), beta-bloker(kalp ve tansiyon ilacı), antihistaminikler(allerji ilacı) ve bazı sinir ilaçlarını kullananlar da artmış risk altındadır.
Sıcak çarpması, öncü bir belirti olmaksızın birdenbire başlar. Bilinç kaybı erken bir işaret olabilir. Baş ağrısı, baş dönmesi, baygınlık, karın ağrıları görülebilir. Ateş yüksekliği ve bitkinlik çok tipiktir. Makattan ölçülen vücut ısısı 41°C üzerindedir ve vücut iç ısısıs 44°C'yi geçebilir. Deri sıcak, kuru ve kızarmıştır. Nabız hızlı, solunum zayıf ve yüzeyeldir. Kaslar gevşer, refleksler azalır. Tansiyon genellikle düşüktür. Tablonun ağırlığına göre, uyku halinden derin komaya kadar giden farklı dercecelerdeki belirtiler vardır.
Efora bağlı sıcak çarpması: İşçilerde, çiftçilerde, askerlerde, sporcularda, kazan dairesi ve dökümhane çalışanlarında görülür.
Belirti ve buluları klasik tiptekine benzer. En önemli klinik fark, bu hastaların terleyebilmeleridir. Bundan dolayı da, vücut iç ısısı çok yüksek olmasına rağmen deri aldatıcı olarak soğuktur. Bu grupta, böbrek yetersizliği, yagın damar içi pıhtılaşma ve kas hasarı bulguları daha sık ve ağırdır.
Tedavi: En önemli husus, sıcak çarpması olanların erken tanınmaları ve derhal soğutulmaya başlanmalarıdır. Çok sık yapılan tehlikeli yanlışlardan biri, şuuru kapalı olan bir hastaya sıvı içirilmeye çalışılması ve soğutulmaya başlanmakta gecikilmesidir.
Hasta hemen gölge bir yere alınmalı ve elbiseleri tamamen çıkarılmalıdır. Vücut yüzeyi ıslatılmalıdır (hortumla, soğuk suya batırılmış süngerle, duş yaptırılarak). Bir taraftan da hasta vantilatörle hava verilerek suyun buharlaşması sağlanmalıdır. Bunlar, hemen uygulandığında bazı hastaların kendilerine gelmeleri mümkündür.
Hastalar, air-conditionlu ambulanslarla en kısa zamanda bir hastaneye ulaştırılmalıdır. Soğutma işlemine hastane koşullarında buz-su banyolarında devam edilmelidir. Bu hastalar yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir.
-Çok gerekli değilse sokağa çıkmayın(özellikle saat 11-16 arası)
-Açık renk, bol, pamuklu kıyafetler giyin
-Geniş çeperli şapka ve güneş gözlüğü kullanın
-Şemsiyeden yararlanılabilir
-Efordan kaçının
-Sindirimi kolay yemekleri tercih edin
-Ağır, yağlı kızartmalardan kaçının
-Bol su için(ayran, soda)
-Meyve, sebze ve salatayı bol yiyin
-Alkol kullanmayın
-Fazla kahve ve çaydan uzak durun
-Sigara içmeyin
-Sık sık duş alın