Sürekli gelişen dünyanın modern diye tabir edilen bir ülkesinde kadınların da en az erkekler kadar iş hayatında bulunduğu, söz sahibi olduğu bir günde yaşıyoruz.
Şahsi fikrim "kadınların ve erkeklerin" diye değil "insanların" diye bahsedilmesi. Ancak belli fizyolojik ve ruhsal farklılıklar bizi birbirimizden zaman zaman ayırabiliyor. Kabul edilmesi gereken bir başka gerçekte içiçeliğimiz. Her iki cinsinde birbirine çıldırasıya ihtiyaç duyduğu gerçeği.
Ne yazık ki; bu gelişen dünyanın modern ülkesinde zaman zaman medeniyetin en diplere vurduğu durumlar ortaya çıkabiliyor.
Erkekler, belki kadınlar üzerinde kurmaya çalıştıkları hakimiyet, belki zayıflıklarını kapatma çabaları, belki de yanlış öğrenilmişliklerinin sonucunda şiddete başvurabiliyorlar.
Günümüz kadını bu duruma "DUR" diyebilecek güce sahip.
Mağdur durumda olduğu düşünülen kadınlara yardım eli uzatacak, seslerini çıkarmaya cesareti olmayan kadınlara umut ışığı yakacak bir sürü dernek ve kuruluş bu konuda çalışmalarını en iyi şekilde yürütmekte.
En azından öyle olduğuna inanmak istiyorum!
Gelişmesini çok istediğimiz ülkemizin, yeni yetişen nesillerin elinde olduğunu unutmamak gerekiyor. Çocuklarımızın, özellikle erkek çocuklarımızın karşı cinse karşı davranışları konusunda yol gösterici, kız çocuklarının ise aşırı feminist tavırlarını kontrol altında tutmalarına yardımcı olmalıyız. İnsanlar diye başlayan cümleler, kadın ve erkek olarak başlayan cümlelerden çok daha yapıcı ve bağlayıcıdır.
Artık yeni nesiller kadına uygulanan şiddeti sadece bir şehir efsanesi olarak görüp, akıl almaz bir olgu olarak kabul etmelidir.
Papatya Somer
papatyasomer@mynet.com