BİZE ULAŞIN
Tütün ilk kez 1492 yılında Amerika’nın keşfi ile süs ve şifa bitkisi olarak Avrupa’ya getirilmiştir. Ülkemizde 1600 yılında kullanılmaya başlanan tütünün, 1687 yılında tarımı yapılmıştır. Ülkemizde üretilen tütünün %90’ı ise sigara yapımında kullanılmaktadır.
Sigara kullanan bireylerin %40’ı bu alışkanlığa 15-19 yaş aralığında başlamaktadır.
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %62,8’i, kadınların %24,3’ü, tüm nüfusun ise %43,6’sı sigara içmektedir.
İçilen Her Sigara İle Vücuda 2-3 Mg Nikotin Giriyor
Nikotin kandaki epinefrin seviyesini artırarak nabzı hızlandırır. Ayrıca sempatik sinir sistemini uyararak ağız kuruluğuna neden olur. Ağız kuruluğu, diş ve diş etleri üzerinde bakteriyel plağın oluşumunu kolaylaştırarak diş çürükleri ve diş eti hastalıklarına neden olur.
Sigara ağız kokusuna neden oluyor !!
Nikotinin damar büzücü etkisi nedeniyle diş etinde kan akımı azalır. Böylece diş etlerine yeterli oksijen ve kan hücreleri taşınamaz. Bu durumda diş etinin kendini savunması ve iyileştirmesi zorlaşır. Yeterli oksijenin taşınmadığı diş eti dokularında, oksijensiz ortamda üreyen bakteri sayısı artar, artan bakteriler ise diş çürüklerine, diş eti hastalıklarına ve ağız kokusuna neden olur.
Sigara, vücudun doğal savunma hücreleri olan monosit ve nötrofillerin fonksiyonunu engellediğinden diş etlerinde bakterilerin artmasını ve dirençli hale gelmesini kolaylaştırır. Bu nedenle sigara içen kişilerin diş eti tedavisi başarı oranları azalır.
Sigarayı daha uzun süre içenlerde, daha az süre içenlere göre periodontal (diş çevresi) kemik kaybı daha fazladır. Yapılan araştırmalarda sigaranın tüketim miktarı ile dişeti hastalıkları arasında doğrusal bir ilişki olduğu bildirilmiştir.
Sigara Diş Kayıplarını Artırıyor!!
Sigara kullanan bireylerde artan bakteriyel, flora diş eti hastalıklarını artırıyor. İlerleyen diş eti hastalıkları nedeniyle çene kemiğinde erimeler hızlanıyor ve dişler sallanarak kaybediliyor.
Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre tüketilen sigara miktarındaki artış ile diş kayıpları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Ayrıca sigara, kemik erimesi olan hastalarda, hastalığın şiddetini artırır ve kemik kalitesinde azalmaya neden olur. Sigaranın etken maddesi olan nikotin vücutta D vitaminin depolanmasını azaltırken, sigarada yoğun miktarda bulunan kadmiyum kemik yoğunluğunu azaltır.
Sigara İçenlerde Daha Çok Diş Taşı Oluşuyor!!
Sigara içen bireylerde, ağız hijyeninin zayıf olması ve tükürükteki kalsiyum fosfataz oranının artmasına bağlı olarak diş taşı oluşumunun daha fazla olduğu belirtilmiştir.
Sigara kullanan kişilerde dişlerde sarı-kahverengi lekelenmeler ve katran artıkları görülmektedir. Sigara sadece dişleri renkleştirmekle kalmaz aynı zamanda diş etlerinde kahverengi-siyah renklenmelere neden olur. Rengi koyulaşan diş etleri hastalarda estetik problemlere yol açar.
Sigara Yara İyileşmesini Geciktiriyor!!!
Sigaranın damar büzücü özelliği nedeniyle cerrahi işlemlerden sonra kanlanmayı azalttığı, büyüme faktörlerini baskılayarak yara iyileşmesini geciktirdiği kanıtlanmıştır. Ayrıca sigaranın, enfeksiyonlara karşı savunmada önemli rolü olan nötrofil fonksiyonlarını bozarak bağışıklık sistemini zayıflattığı ve böylece enfeksiyonlara yatkınlığı artırdığı düşünülmektedir.
Sigara İçenlerde İmplant Başarı Oranı Düşüyor!!
Sigaranın yara iyileşmesini geciktirmesi, kanlanmayı azaltması, enfeksiyon riskini artırması implant tedavisini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Sigara kullanımı implant kaybı riskini %15,8 oranında artırırken, günde 20 adetten fazla sigara içen bireylerde bu risk %30,8’e çakmaktadır. Sigara kullanan bireylerde implant kalıcılığını artırmak için implantları yerleştirmeden 2 hafta önce ve operasyon sonrası 2 ay sigara kullanımına ara verilmesi önerilmektedir.
Ağız Kanserlerinin %75’inin Nedeni Sigara ve Alkol Tüketimi!!
Sigaranın en büyük zararlarından biri de ağız kanserleridir. Sigara içmek farinks, larinks, özefagus kanseri riskini artırır. Akciğer kanserlerinin %80’i, kalp hastalıkları ve kanserden ölümlerin %30’unun sigara nedeniyle olduğu düşünülmektedir.
Sigara antioksidan seviyesini düşürmektedir. Sigara dumanının sıcaklığı ve sigaranın içindeki 7000 çeşit kanserojen madde, ağız içi yumuşak dokuları irrite ederek lökoplaki adı verilen ağız içi lezyonlara neden olabilir.
Bu lezyonlar kanser değildir fakat kanserin öncüsüdür. Kötü ağız hijyeni, sigarada ve alkol kullanımı, sağlıksız ve dengesiz beslenme gibi etkenlerle kansere dönüşebilmektedir.
Lökoplakiler, yanak içlerinde, damakta, dişetlerinde, dilde beyaz renkli kalınlaşmalar olarak görülmektedir. Bazen de bu beyaz kalınlaşmalar sert ve kabuklu olabilir.
Sigara bırakıldıktan 10 yıl sonra ağız kanseri olma riski, hiç sigara içmemiş kişilerle aynıdır.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre içilen her sigaranın yaşam süresini 5 buçuk dakika kısalttığı ve yaşam süresinde ortalama 5-8 yıllık bir azalmaya neden olduğu belirtilmiştir.
