BİZE ULAŞIN
Ecz. Ezgi Koçak
Dalları çiçek bastı. Ve...
Bahar rüzgarıyla yaşama hız verirken, beraberinde polenleri de savurur ki yılın meyveleri oluşabilsin. Her meyve kendisi olsun, başkası ile karışmasın diye tüm canlılar sadece kendi tohumlarını kabul eder. Düşünsenize her poleni kabul edip genetik yapımıza katsaydık evrenin çarkları bir garip işlerdi. Hal böyle olunca karşımıza evrenin en büyük korunma sistemi olan alerji durumu ortaya çıkar.
Alerji bir rahatsız olma durumudur ama gereklidir de. Evet ,yanlış okumadınız gereklidir.
Vücudun kendini, yabancı protein ve genetik materyallerden korunma yöntemidir. Bir kabullenmeme, red etme durumudur. Örneğin hapşırma, burnumuza kaçan bir yabancı maddenin dışa atılmasıdır. Burnun tıkanması, havanın dışarıdan alımının engellenmesi, kaşınma o ortamdan alerjenin uzaklaştırılma durumudur.
Gördüğünüz gibi herşey gayet yüksek bir bilinçle koruma altında.
Alerji algısızlıktır, düşünmede yavaşlama, başta ağırlık hissi, ciltte kızarma, ishal, nefes darlığı, öksürük, koku alma güçlüğüdür.
Alerjiyi vücudumuzun bağışıklık sistemi yapar. İlk öce bir maddeyle karşılaşınca vücut kendisine dönerek sorar, "bu arkadaş bizden biri mi" diye. Cevap hayır ise bir sonraki karşılaşmaya kadar bağışıklık sistemi kendisini hazırlar ve karşılaşma anında büyük bir tepki yani red hali göstererek alerjik süreci başlatır.
Alerjik reaksiyona neden olan maddelere alerjen adı verilir. Alerjenlerden bazı örnekler verelim. Polenler, ev tozları, bazı ilaçlar ve çevremizdeki kimyasal maddeler kimi zaman gözle görülen bazen de görülemeyen canlılar en sık rastlanan alllerjenlere iyi birer örnektir.
Peki alerji madem bir savunma durumu biz neler yapabiliriz?
En temel tedavi yöntemi kaçınmak. Aslında çoğu insan alerjisinin sebebini çoktan keşfetmiştir. Eğer kişi farketmemişse günümüzde sıkça başvurulan alerji testleriyle alerjik etmen saptanabilir. Alerji testi iki şekilde yapılır.
Cilt testi (Deri Prick Testi) ve kandaki Ig E seviyeleri. Bu sayede alerjimiz olan etmeni bilmek hem kendimizi koruyabilmemizi sağlar hem de ilaçsız tedavi gerektirmeyen bir yaşam sunar.
Bazen de yediğimiz besinlere karşı alerjik reaksiyon gösterebilir bünyemiz. Vücudumuza giren her besin, sindirim enzimleri ile yeterince parçalanamayabilir.Savunma sistemimiz bu parçacıkları yabancı algılayarak tepki verir ve bağırsaklarda alerjik reaksiyon yani intolerans durumu ortaya çıkar. Beraberinde obezite, egzama, deri hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, migren, romatizmal eklem hastalıkları da eşlik edebilir. Gıda intolerans testleri ile kişinin hangi besin maddelerine duyarlığı olduğu artık günümüzde kolaylıkla saptanmakta.
Alerjide gerçek anlamda tedaviden söz etmek zor. Ancak semptomlardan korunmak veya etkileri azaltmak mümkün.
Antihistaminler ve dekonjestan etkili burun spreyleri tedavi süresince kullanılan ilaç gruplarından. Ayrıca bazı bitkilerde bulunan Quersetin başta solunum yolu olmak üzere çeşitli allerjilere karşı kullanılmaktadır. Quecetin, C vitamini ile birlikte kullanıldığında vücuttaki biyoyaralanımı da artmaktadır.
Hamile ve emzirme sürecinde olan bayanlar ile, böbrek ve karaciğer rahatsızlığı sebebiyle ilaç kullanamayan bireylerde bir diğer tedavi yöntemi de ‘’Rhinolight’’ uygulamasıdır. Rhinolight yaklaşık 2-3 dakika süre ile buruna uygulanan ağrı, sıcaklık hissi ve yan etkisi olmayan bir tedavi yöntemidir.
Tüm bu duruma rağmen bence değer; güneşli bir bahar sabahına uyanmak, bir çiçeği koklamak, sevdiklerinle çimenlerde yuvarlanmak, köpeğinle hırdalaşmak.
Boşverin, kaçınmayalım yaşamaktan,
Ve kaçırmayalım hayatı..
Ecz. Ezgi Koçak
