Omurganın iki taraftan birine doğru eğilmesi sonucu oluşan skolyoz hastalığı, bazen doğumdan sonra bazen de sonradan ortaya çıkar. Kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen hastalığın tedavisinin başarıya ulaşması için erken müdahale gereklidir. Eğer skolyoz erken tedavi edilmezse daha ciddi hastalıkların meydana gelmesine yol açar.
Skolyoz hastalığı ne demek sorusunun cevabı sıklıkla merak edilir. Hastalığın toplumda yaygın olarak görülmesi, merak uyandırmasının temel sebepleri arasında yer alır. Skolyoz rahatsızlığında omurga sağa veya sola doğru eğilir. Hareket kabiliyetini ciddi anlamda sınırlayan skolyoz, birçok açıdan kişinin günlük hayata adapte olmasını zor hale getirir. Skolyoz tedavisinde ilk olarak eğrilik kontrol edilir. Ardından duruma göre değerlendirme yapılır. Skolyoz rahatsızlığında göğüs ve sırt bölgesinde eğrilik ortaya çıkar. Bazı durumlarda tek başına ortaya çıkarken, bazı durumlarda ise kamburluk ve kifozu da beraberinde getirir. Eğer skolyoz yanlış beslenme ya da doğumsal faktörler sebebiyle ortaya çıktıysa diyabetten kalıtsal faktörlere kadar birçok rahatsızlık meydana gelebilir.
Genellikle skolyozun erken dönemde fark edilmesi zordur. Ancak hastalık ilerleyen dönemlerde belirti vermeye başlar. İlerleyen skolyoz rahatsızlığı birçok sağlık probleminin de temel sebebidir. Skolyoz hastalığı en yaygın sırt ağrıları ile kendini belli eder. Sırt ağrısı yaşayan hastalar skolyoz tanısı ile karşı karşıya kalır. Ancak skolyozun belirtileri vakaya göre ve hastalığın evrelerine göre değişiklik gösterir. Yaygın skolyoz belirtileri arasında omurgada yer alan görsel anormallik yer alır. Omurgada bulunan kavis gözle kolayca görülebilecek özelliğe sahiptir. Skolyozun belirgin özelliklerinden bir tanesi de kalçanın ve omuzların asimetrik görünümüdür. Omuz ve kalçada yaşanan durum doktorların teşhis koymasını kolaylaştırır. Skolyoz rahatsızlığı kamburluk ile sık sık karıştırılır. Oysa skolyoz hastaları dik durmak isteseler de kolayca duramazlar. Dik durmada yaşanan zorluk neticesinde eğilerek oturmayı tercih ederler. Omurgada yaşanan durum nedeniyle yürümekte de zorluk çekilir. Vücudun asimetrik duruşu hareket kabiliyetini olumsuz yönde etkiler. Skolyoz hastalığı nefes almada zorluk yaşatarak kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler. Ayrıca, yaşanan asimetrik görünüm ve eğrilik, kıyafetlerin vücuda tam olarak oturmasını engeller. Bunların yanı sıra skolyoz hastalığı belirtileri şunlardır:
Skolyozun teşhis edilebilmesi ve tedaviye başlanabilmesi için ilk olarak hangi derecede olduğuna bakılır. Omurgada yaşanan eğrilik ölçülerek değerlendirilir. Omurgadaki eğriliğin 10 derece ya da daha fazla olması gerekir. Eğer omurga eğriliğinin derecesi 10 dereceden az ise bu durum farklı bir hastalık olduğunu gösterir. 10 ve üzerindeki skolyoz dereceleri hafif, orta ve şiddetli olarak değerlendirilir. Buna göre;
Hafif skolyoz: 20 derecenin altındaki eğriliklere verilen isimdir. 20 derece ve altındaki hafif skolyozun tedavi edilmesine gerek yoktur. Ancak hastalığın ilerlememesi için düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir.
Orta skolyoz: 20 derece ve 40 derece arasındaki eğriliklere denir. Orta dereceli semptomlarda fizik tedavinin yanı sıra korse kullanılır. Genellikle orta dereceli semptomlar 10 - 15 yaş arasındaki kişilerde görülür.
Şiddetli skolyoz: 40 derecenin üzerindeki eğriliklerdir. 40 derecenin üzerindeki şiddetli skolyozda ise cerrahi operasyona gerek duyulur. Tedaviye erken başlanması olumlu sonuç elde edebilmek açısından önemlidir.
Skolyoz derecesi hesaplanırken tıbbi görüntüleme teknikleri kullanılır. Tomografi, MRG ya da radyografi skolyoz derecesi hesaplanırken kullanılan yaygın tekniklerdir.
Skolyoz hastalığı derecelendirildikten sonra uygun tedavi yöntemine başlanır. Skolyozun şiddetli seviyede olmadığı durumlarda cerrahi olmayan tedavi yöntemleri uygulanır. Bu noktada hastanın yaşı da önemli bir faktördür. Eğer skolyoz erken teşhis edildiyse ve ilerlemediyse koruyucu tedavi yapılır. Genellikle fizyoterapi, korse ve rehabilite uygulamaları başlangıç aşamasında olumlu sonuç verir. Skolyoz tedavisinde çeşitli egzersizlerin yapılması gerekir. Bu egzersiz programı ve korse uygulaması hekim kontrolünde planlanır. Kişiye özel olarak hazırlanan skolyoz egzersizlerine “ schroth egzersizleri” de denir. Schroth egzersizleri kasları ve omurga çevresini kontrol ederek vücudun düzgün görünmesini amaçlar. Egzersizlerin yanı sıra uygun korse kullanımı gerekir. Korse kullanımı biyomekanik kontrolü sağlamak açısından önemlidir. Skolyoz tedavisinde doğru nefes alıp vermek de önem arz eder. Nefes egzersizleri skolyoz tedavisinin başarıya ulaşmasını sağlar. Korseleme 10 yaş ve üzerindeki bireyler için uygundur. Bazı durumlarda omurgaya plak ve vidalar eklenir. Bu sayede skolyozun ilerlemesi engellenir.
Skolyoz hastalığının önlenebilmesi için herhangi bir yöntem yoktur. Ancak, ailede skolyoz hikayesi varsa sık sık doktora görünmek gerekir. Özellikle kız çocukları ergenlik döneminden itibaren doktora giderek skolyoz konusunda gözlem altında tutulmalıdır.
Skolyoz hastası nasıl yatmalı sorusu en sık merak edilenler arasında yer alır. Skolyoz hastaları için en doğru yatış pozisyonu sırt üstüdür. Sırt üstü yatarken omurga yükü eşit olarak dağıtılır. Omurga eğriliğinin önüne geçebilmek için sırt üstü yatmayı alışkanlık haline getirmek son derece önemlidir.