ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanlığı'nın, sözleşmeli öğretmenlere Şubat döneminde özür grubundan yer değiştirme hakkı vermesine karşın, bu "hakkı" kullandırmaması sözleşmeli öğretmenleri harekete geçirdi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i sözünü tutmamakla suçlayan öğretmenler, basın kuruluşlarına ve Milli Eğitim Bakanlığı'na mail yağdırmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz hafta içerisinde yayınlanan 2009 Yılı Öğretmenlerin Özür Gurubundan Yer Değiştirme Kılavuzu'nda sözleşmeli öğretmenlere şubat döneminde özür grubundan yer değiştirme hakkı verdi. Bu gelişme sonrasında başvuruların başlayacağı bugünlerde sözleşmeli öğretmenlere illerde açık bulunmadığı açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, sözleşmeli öğretmenlere yer değiştirme hakkı vermesine karşın, bu hakkı "sözleşmeli öğretmene kadro yok" diyerek kullandırmama yoluna gitti. Söz konusu durum üzerine binlerce sözleşmeli öğretmen basın kuruluşları, Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum örgütlerini mail yağmuruna tuttu.
Öğretmenler, maillerinde; Bakan Çelik'in televizyon programlarında sözleşmeli öğretmenlere kadrolu hakları verdiklerine yönelik açıklamaların tamamen "oy avcılığı" olduğunu söyleyerek, Bakan Çelik'i sözlerini tutmamakla ve aileleri ayırmakla suçladılar.
Sözleşmeli öğretmenler maillerinde ise şunları söyledi:
-"BİZLER SÖZLEŞMELİ MAHKUMUZ"-
Benim gibi tayin isteyemeyen, evinden ailesinden uzakta olmak zorunda kalan arkadaşlarımın yerine ücretli öğretmenler çalışıyor. Sayın Bakanımıza sormak istiyorum; Maliye nasıl izin vermez? Şimdi çalıştığım ilde maaşımı Maliye değil de Amerika mı ödüyor? Eşimin çalıştığı yere gelince Türkiye Maliye Bakanlığı mı ödeyecek? Umarım içi rahattır Hüseyin Çelik Beyefendinin. Sözleşmeli öğretmen değil artık adımız, biz sözleşmeli mahkumuz. Sözleşmeli mahkumları açık ceza evine koyuyor Bakan ve halkımızı kandırıyor. Bu kadar ikiyüzlü olamaz bir insan. Basına, yani halka sözleşmeli - kadrolu eşit diyor. Sözleşmeli öğretmeni alınca, 'hele siz azıcık eziyet çekin, sözleşmelisiniz. Önce işinizden, hayattan bir bezin, canınıza tak etsin, psikolojiniz bozulsun ondan sonra bakarız size' diyor. Şimdi söyler misin Bakanım; ben evimden, eşimden 15 saat uzaktayken ne kadar mutlu olabilirim. İki yıldır bu işkenceyi çekiyorum. Önce 5 günüm eksik diye eşimin yanına göndermediniz, şimdi de kontenjan yok diye göndermiyorsunuz. Bu bir zulüm. Bu psikolojiyle bakıyorum ben artık. Öğrencilerime sizce ben iyi bir öğretmen olabilir miyim Bakanım?"
"EŞİNİ HAVAALANINDA AĞLAYARAK BIRAKMAK NASIL BİR DUYGUDUR BİLİR MİSİNİZ?"-
"Ben Denizlinin Kale ilçesinde kadrolu Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktayım, eşim Siirt Eruh'ta sözleşmeli öğretmen. 6 aydır eşimle 1600 km uzak mesafede bir aile hayatı yaşamaya çalışıyoruz, tabi buna aile hayatı denirse. Her bayram sonrası eşini havaalanında ağlayarak bırakmak nasıl bir duygudur bilir misiniz? Sayın bakanımız her gün insanların karşısına çıkarak, ‘Sözleşmeli öğretmenlerle kadrolular arasında bir fark yoktur' demektedir... Bu nasıl adalettir, ülkemiz böyle mi kalkınacak? Onların kurdukları ailede bizimki evcilik oyunu mu?... Devletin görevi vatandaşlarını mutlu etmektir, beni ve eşimi her gün ağlatmak değil."
-"BEN AİLE BİRLİĞİMİ NASIL KORUYAYIM?"-
"Tek zoruma giden bize bir müjdeli haberle sizleri de kadrolular gibi aynı haklara tabi tuttuk deyip yüzümüze gülüp sonra sanki dalga geçer gibi çoğu yerde kontenjan açılmaması. Bu nasıl eşitlik bu nasıl adalet ve bu haberler oy primi alınması… Ben aile birliğimi nasıl koruyayım ve en önemlisi nasıl hayatımı planlayayım? Nasıl öğretmenliğim özveriyle yapayım? Bu kadar düşünce varken kafamda, geleceğimin ne olacağı belli değil.
"Bizler 2007 den beri eşimizden çocuğumuzdan ayrı aramızda 1000 km mesafe olmasına karşı görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Fakat ailelerimizden çocuğumuzdan ayrı olmuyor. Bizlere yapılan Son haksızlık ise eş durumu özür gurubu atamasıdır… Bir TV programında canlı olarak kadroluların eş durumu özür ataması nasıl yapılıyorsa sözleşmelilerinde aynı kıstaslarla olacağını söyledi ve biz bir derin nefes alıp ailelerimize kavuşmak için gün saymaya başladık. Fakat 2 gün sonra 2009 özür durumu kılavuzu yayınlanıp bizlere toplam 43 ilde pozisyon kapalı diye tayin hakkı vermediler ve geriye kalan illerde ise 3-4 açık gösterdiler ve doğru dürüst hiçbirimiz tayin isteyemeyip ailelerimize kavuşamıyoruz. Bırakın batıyı, doğuda bile Şanlıurfa, Diyarbakır, Van, Hakkari vb. illerde açık olmadığını söylemekte ve kendileriyle çelişmektedirler."
-"SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER YİNE ÇARESİZ BIRAKILDI"-
"Hükümetin izlediği yanlış politikalar nedeniyle 2 yıldır eşinden ayrı yaşamaya mahkum edilen binlerce sözleşmeli öğretmenden sadece biriyim. MEB Bakanımız, 1 hafta önce TV'lere çıkıp oy avcılığı amacıyla bizlerinde kadrolular gibi eş durumundan tayin isteyebileceğimizi ve ailelerimize kavuşacağımız müjdesini vermiştir. Fakat durum hiçte öyle olmamıştır. Kılavuzun yayınlandığı gün Türkiye genelindeki illerin yüzde 90'ı sözleşmeli öğretmenlere kapatılmıştır. Kadrolu arkadaşlarımız keyifli bir şekilde kendilerine açılan onlarca hatta yüzlerce okul içerisinden tercih yaparken biz sözleşmeliler yine hayal kırıklığı içerisinde çaresiz bırakıldık."
Sözleşmeli öğretmenler bunlar gibi yüzlerce mail ile seslerini Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e duyurmaya çalışıyor. Sözleşmeli öğretmenler, Bakan Çelik'e "Bizi ailemizden ayırmayın" diyerek yer değiştirme haklarını istiyorlar. (ANKA)