ANKARA (ANKA) – Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk Eğitim-Sen tarafından sözleşmeli öğretmenler konusunda gelen talebi yanıtlayarak sözleşmeli öğretmenliğin "zulüm olduğu" açıklamasında bulundu.
Başkanlık buna karşın, sözleşmeli öğretmenliğin "idari bir konu" olduğunu belirterek, "Kurumların tesis ettikleri işlemler hakkında değerlendirmede bulunmak ve görüş beyan etmek, Başkanlığımızın görev ve yetki alanı dışındadır" değerlendirmesini yaptı.
"Demokratik" yollarla yaptığı başvurulardan sonuç alamayan Türk Eğitim-Sen, son çare olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'na başvurdu ve bir "fetva" olarak tanımladığı bir dini değerlendirmede bulunmasını istedi.
Söz konusu başvuru Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yanıtlandı. Başkanlık, sözleşmeli öğretmenliğin zulüm olduğunu ve İslam'ın bunu kabul edemeyeceğini ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı, "İslam dini zulmü ve zulmü çağrıştıran her türlü eylemi, uygulama ve davranışı onaylamaz. Bu hususta asla tereddüt yoktur. Ayrıca, yüce dinimiz insanların temel hak ve özgürlüklerinin de etkin şekilde güvence altına alınmasını ve korunmasını emreder. Bu hususta da bir kuşku bulunmamaktadır. Ancak dilekçenizde dile getirdiğiniz konu idari bir konudur. Kurumların tesis ettikleri işlemler hakkında değerlendirmede bulunmak ve görüş beyan etmek, Başkanlığımızın görev ve yetki alanı dışındadır" açıklamasında bulundu.
-"TÜM DEMOKRATİK YOLLAR DENENDİ"-
Söz konusu açıklamayı değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı'na sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kul hakkı yemek olup olmadığını sorduklarını anımsattı. Koncuk açıklamasında şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti laik bir hukuk devletidir. Bu noktada Türk Eğitim-Sen olarak, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması için bugüne kadar her türlü hukuki mücadeleyi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Hatta sendikamız bu konuda önemli davalar da kazanmıştır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'nın sözleşmeli öğretmenlerin çığlığına kulak vermesi için Türkiye genelinde eylemler düzenledik, bakanlığı protesto ettik. Kurum İdari Kurulu toplantılarında sözleşmeli öğretmenlik konusunu tüm olumsuz yönleriyle masaya da taşıdık. Bütün bu gayretlerimize rağmen, güvenceden yoksun, insan haklarına aykırı olan ve kölelik düzenini yerleştirmeye çalışan bu uygulamanın sona erdirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'nı harekete geçiremedik. Şayet sözleşmeli öğretmenlik uygulaması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşınabilseydi, bu noktada da girişimde bulunacaktık."
-"DİYANET NET CEVAP VERMELİYDİ"-
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hassasiyetini anladığını söyleyen Koncuk, bu tür bir konuda, İslam açısında bakış açısını çok net ifade etmenin yöneticiler bakımından risk teşkil edebileceğini söyleyerek, "Ancak, her halükarda, daha net cevap verilmesinin, Diyanet İşleri Başkanlığı'na daha yakışan bir davranış olacağına inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, İslam dininin, sorduğumuz bu sorulara bir cevabı bulunmaktadır. İslam'ın her konudaki görüşlerini seslendirmek de Diyanet İşleri Başkanlığının var oluş sebebidir" dedi.