LONDRA (ANKA)- Dünya Bankası Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in, kız arkadaşının yüksek bir maaş ile ABD Dışişleri Bakanlığı'na atanmasını sağlamasına ilişkin tartışmalar sürerken Nobel ödüllü ünlü iktisatçı Joseph Stiglitz, halen BM Kalkınma Programı'nın başında bulunan Kemal Derviş'i örnek gösterdi. Stiglitz, "Derviş'in sahip olmadığı tek bir nitelik vardı: Cumhuriyetçi Amerikalı değildi" ifadesini kullandı.
Dünya Bankası'nın 90'lı yılların sonundaki Başkan Yardımcısı ve Baş ekonomisti Joseph Stiglitz, İngiliz yayın kurumu BBC'nin Wolfowitz olayına ilişkin sorularını yanıtlarken "Ortada bir sorumluluk sistemi var, mesele bunun yeterli olup olmadığı" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya Bankası, icra direktörlerine karşı sorumludur, onlar da gelişmeleri bankanın hissedarı durumundaki kendi başkentlerine rapor ederler. Bu başkentlerin büyük bölümünde demokratik yollardan seçilmiş ve kendi seçmenlerine karşı sorumlu olan hükümetler var. Yani bu, dolaylı yollardan işleyen bir sistem. Bu kapsamda işlerlik sağlayabilmek için de son derece dürüst, açık ve şeffaf olmak gerekli. Dahası dışarıdan da bu şekilde algılanmak gerekli. Sorun da bu noktada başlıyor."
Banka kademelerini yakından tanıyan Stiglitz, bu sorunların yapısal olduğunu ve en tepeden başladığını belirterek şöyle devam etti:
"Bunu daha da büyük bir sorun haline getiren, Dünya Bankası başkanının seçilme biçimi. Seçim hep kapalı kapılar ardında yapılıyor, hep bir Amerikalı seçiliyor ve seçilecek kişiyi Amerikan hükümeti aday gösteriyor. Üstelik adayını Amerikan Kongresinin bile onayına sunmuyor."
Joseph Stiglitz, bu atamaların diğer icra direktörleri tarafından ise formalite şeklinde onaylandığını, Paul Wolfowitz'in de pek çok çevrede, böyle tuhaf şekilde atanmış bir kişi olarak görüldüğünü belirtti.
Derviş'in BMKP'na şeffaf seçim ile getirildi
Bu gelişmelerin kurumun yolsuzlukla mücadele tavrına gölge düşüreceğini savunan Stiglitz, sorunun çözümü için tercih edilmesi gereken yaklaşıma örnek olarak, eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'in BM Kalkınma Programı Başkanlığı'na seçilmesini gösterdi. Stiglitz şöyle konuştu:
"Birleşmiş Milletler, Kalkınma Programı'nın başına bir başkan getireceği zaman, seçim sürecinin açık ve şeffaf olması için elerinden gelen herşeyi yaptılar. Çok sayıda kişinin görüşlerini aldılar. Ve nihayetinde seçtikleri kişi, Türkiye'den, fevkalade bir kişi oldu. Buradaki ironi şu. Ekonomiden sorumlu bir bakan olarak görev yapmış, Princeton'da öğretim görevliliği yapmış, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı'nda bulunmuş bir kişiden söz ediyoruz. Pek çokları Dünya Bankası'nın başkanlığına işte böyle bir kişi getirilmeli diyordu. Ama Derviş'in sahip olmadığı tek bir nitelik vardı: Amerikalı değildi. Cumhuriyetçi bir Amerikan vatandaşı değildi."