Jonathan Head
BBC İstanbul
Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Burhan Galyun, seçildiği andan itibaren muhalefet tarafından göreve uygun olmadığı iddiasıyla eleştiriliyordu.
Suriye'de artan silahlı çatışmalar sonucu eleştirilerin dozu arttı ve Paris eğitimli profesör istifa etmek zorunda kaldı.
Galyun, başkanlığı kişisel çıkarları için yapmadığını ve konseyi bölen bir insan olmak istemediğini belirtti.
Bazı muhalifler istifa kararını sevinçle karşılarken, Burhan Galyun’a muhalefet olan bazı üyeler bile Galyun'un seçildikten 3 ay sonra, yaptığı tüm hatalara rağmen istifa etmemesi gerektiğini, Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) başka bir başkan alternatifinin olmadığını belirterek karardan hoşnut olmadıklarını ifade etti.
Galyun'un istifasını sunarken, yerine biri bulununcaya kadar görevde kalacağını söylemesi ise sorunun ne denli ciddi olduğunu destekliyor.
Burhan Galyun'un istifa kararı Yerel Koordinasyon Komitelerinin SUK’u daha küçük parçalara bölme tehditlini ret etmesiyle gerçekleşti.
İnternette yayınlanan bir açıklamaya göre Salı günü Yerel Koordinasyon Komiteleri, Gayun'u tekrar seçen SUK sekreterlik ve yönetim kurulunu, diğer üyelerin hareketlerini görmezden gelmekle ve Suriye hükümetine karşı savaşan insanların ihtiyaçlarına yanıt vermemekle suçladı.
Buraya kadar yeni olan hiç bir şey yok. Bu yıl SUK toplantısına katıldığımda üyelerden aynı şikâyetleri duymuştum. Suriye Ulusal Konseyi yönetiminin zor durumda olan muhaliflerle bağlantısı kesilmişti ve yönetim kendilerini üyelerden soyutlayan kararlar alıyordu.
Diğer bir sorun ise Suriye Ulusal Konseyi'nin yapısının olduğunu söylemek mümkün. Özgür Suriye Ordusu, SUK'u tanımadıklarını açıklamıştı.
SUK, geçen Eylül ayında İstanbul’da Beşar Esad rejimine karşı muhalefeti tek çatı altında toplamak amacıyla kurulmuştu. SUK, Marksist entelektüellerden, muhafazakâr İslamcılara kadar farklı bakış açılarına sahip ancak tek ortak noktaları Esad'ın rejimine karşı olan muhalif gruplardan oluşuyor.
Bazı muhalif gruplar diğerlerinden daha baskın.
Müslüman Kardeşler 350 koltuk sayısıyla, konseyin büyük bir bölümünü oluşturuyor ve konseyin en güçlü gruplarından biri. Müslüman Kardeşler ayrıca tarihte Baaz hükümetine karşı çıkmalarıyla da bilinen köklü muhalefet gruplardan biri.
Ancak Müslüman Kardeşlere yakın olmakla eleştirilen SUK, radikal Sünni grubun 1980lerde durdurulmadan önce Sünni olmayan azınlıklara yaşattıkları şiddet dolayısıyla endişe yaratıyor.
Burhan Galyun, Müslüman Kardeşlere fazlasıyla yakın olmakla, SUK 'a en büyük bağışları yapan ve aynı zamanda Sünni olan ülkelerin etkisinde kalmakla eleştiriliyordu.
Suriye Ulusal Konseyi ayrıca Suriye'de olan olaylardan soyutlanmaları sonucunda yara aldı.
Silahlı çatışmalara arttıkça ve muhalifler Suriye ordusuyla savaştıkça SUK olaylara seyirci kaldı.
SUK'un direnişçilere ulusal yardım arama çabaları da zayıf bulunmuş ve kendilerini Özgür Suriye Ordusu’na tanıttıramamaları da hayal kırıklığı yaratmıştı.
Burhan Galyun'u eleştiren muhalifler, Galyun'un ne kadar yardımcı alabileceği kesin olarak bilemeseler de, direnişçilere yardım ve desteğini önceden vermeliydi görüşündeler.
Türkiye, Basra Körfezi Ülkeleri ve ABD SUK'un daha tutarlı bir oluşuma dönüşmesini ve hatta başa geçecek bir hükümet gibi göreve hazır olmalarını destekliyordu.
Ancak birleşme toplantılarında bile farklı fikirde olan üyelerin anlaşmak yerine ağız dalaşında oldukları dikkat çekiyor.
Esad hükümetinin artık düşme tehlikesini atlatması, Suriye'nin iç savaşa doğru kayması sürgünde bir hükümet ihtiyacını gittikçe azaltıyor.
SUK şu ana kadar, tüm zayıflıklarına rağmen, dış dünyanın güvenilir bulduğu tek muhalif gruptu.
Burhan Galyun ise farklı muhalif gruplar tarafından seçilen tek liderdi. Bu yüzden görevde kalmaya hala ikna edilebilir.