ANKARA (A.A) - Sağlık çalışanlarının 2 günlük iş bırakma eylemlerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Çalışmak istemiyoruz dersiniz, istediğiniz yere çeker gidersiniz'' şeklinde gösterdiği tepkiye, tabiblerden yanıt geldi. Türk Tabibler Birliği (TTB) Merkez Konseyi, demokrasilerde, Başbakan da olsalar, hiçbir yöneticinin, hiçbir yurttaşa böyle hitap edemeyeceğini bildirdi.
Eylem süresince hiçbir hastanın mağdur edilmediği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''İstedik ki; sözümüz dinlensin, sorunlarımız anlaşılsın, haklı taleplerimize kulak verilsin. Ancak gördük ki; yüreklerin kulakları sağır. Önce Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ konuştu. Hekimi, hemşiresi, diş hekimi, ebesi, eczacısı, laborantı, radyoloji teknisyeni, fizyoterapisti, diyetisyeni, sağlık teknisyeni, sağlık memuru, psikologu, biyoloğu, hasta bakıcısı, taşeron sağlık işçisi; kısacası bütün sağlık çalışanlarının katıldığı eylemi 'marjinal gruplar'ın işi olarak tanımladı.
Şimdi de Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmuş; 'Sağlık hizmetinde grev uygulamasına gidenler bu milletten beddua alırlar ve iflah olmazlar' demiş. 12 Eylül 2010 Referandumu'nda 'ileri demokrasi' vaadinde bulunan bir siyasetçinin bu sözlerini çok yadırgadığımızı belirtmek isteriz.
'Beddua alma' meselesine girmek dahi istemiyoruz. Sağlık hizmetine ulaşamayan, ulaşsa bile nitelikli hizmet alamayan, aldığı sağlık hizmeti için sürekli daha fazla para ödemek zorunda kalan milyonlarca vatandaşın bedduasını bir yana koysak bile… Daha birkaç ay önce Samsun'da açlıktan ölen iki buçuk aylık Kübra bebeğin bedduası müsebbiplerine yeter ve artar. Sayın Başbakan sonra da 'Çok açıkça söylersiniz. Çalışmak istemiyoruz dersiniz istediğiniz yere çeker gidersiniz' diye devam etmiş.
Sayın 'Başbakan'a öncelikle hatırlatırız ki; bizler 'tebaa' değil, bu ülkenin yurttaşlarıyız ve demokrasilerde, Başbakan da olsalar, hiçbir yöneticinin hiçbir yurttaşa 'çeker gidersiniz' deme hakkı yoktur. Dün, bugün olduğu gibi yarında burada, bu topraklarda kalacağız. Ne ülkemizden, ne mesleğimizden, ne hakkımız olanı istemekten, ne de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.''