SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'nın Korkuteli ilçesinde, taç kapısıyla ünlü Anadolu beylikleri döneminde Karamanoğlu Alaaddin Bey'in yaptırdığı tahmin edilen 700 yıllık Alaaddin Camisi, yaklaşık 5 yıldır süren restorasyon çalışmalarının bitmesinin ardından yarın cuma namazıyla ibadete açılacak.
Önemli bir Selçuklu kenti olan Antalya'da son yıllarda yapılan restorasyon çalışmaları ile ecdad yadigarı camileri, hanları, hamamları ve kervansarayları yeniden ayağa kaldırıyor.
İhya çalışmaları kapsamında günümüzde de turizmin başkenti olan Antalya'nın "yayla ilçesi" diye anılan Korkuteli'nde yaklaşık 700 yıl önce Karamanoğlu Alaaddin Bey'in yaptırdığı tahmin edilen Alaaddin Cami bulunuyor.
Bir benzeri daha olmayan taç kapısıyla ünlü Korkuteli'nin bu heybetli camisi, 1900'lü yılların başında çıkan yangınla göçtü. Tavanındaki toprağın tamamen yere indiği cami kullanılamaz hale geldi. Bölgede yaşayan vatandaşlar, cami alanına yaptıkları küçük bir mescitle ibadetlerini sürdürdü. Caminin rölövesini çıkarıp proje çalışmalarını yapan Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2013 yılında restorasyona başladı.
Yaklaşık 5 yıl süren ve bugüne kadar 2 trilyon 293 bin lira civarında para harcanarak tamamlanan çalışmalar sonucu cami, 8 metre uzunluğundaki, süslemeleri, kabartmalarıyla Anadolu'da bir benzeri daha olmayan taç kapısı, mihrabıyla itinalı onarılınca eski görkemine kavuştu. Cami, özgün haliyle bu hafta kılınacak cuma namazıyla yeniden ibadete açılacak.
Kitabesinde, minaresinin Osmanlı Padişahlarından 1. Ahmed'in sadrazamı Murad Paşa'nın yaptırdığı belirtilen cami, ibadete ve ziyarete açılarak Antalya'nın en önemli eserleri arasındaki yerini alacak.
Restorasyonun koordinasyonunu yapan Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, caminin tam olarak ne zaman yapıldığının bilinmediğini ancak Karamanoğlu Alaaddin Bey'in yaptırdığını, bunun da yaklaşık 700 yıl öncesine tarihlendiğini söyledi.
- "Taç kapısı tamamen çökebilirdi"
Caminin çok önemli bir mimari eser olduğuna işaret eden Coşar, Evliya Çelebi'nin de camiye ilişkin bilgiler verdiğini, caminin yüzyıllardır gelen özgün iki parçası bulunduğunu, taç kapı ve mihrabının 700 yıl önceki gibi özgün durduğunu bildirdi.
Restorasyon çalışmalarına başladıklarında camide ciddi statik sorunların olduğunu, eşsiz portal kapıda önemli miktarda devşirme malzemelerinin yer aldığını ifade eden Coşar, "Bunu yerinde sağlamlaştırmayı düşündük. Ona uygun proje hazırladık fakat koruma kurulundan uygun bir koruma yöntemi olmadığı, bu şekilde sağlaştırmanın mümkün olmadığı belirtilince biz söküp yeniden örmeye ilişkin bir proje hazırladık. Koruma kurulundan geçti ve çalışmalara başladık." dedi.
Kapıyı eski orijinal haliyle çok titiz çalışarak 1,5 yılda daha sağlam bir şekilde yeniden ayağa kaldırdıklarını anlatan Coşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversiteye taşların analizini yaptırdık. Çimento kullanmadık. Horasan harcı kullandık. Bu kapı çok önemli. Birkaç geleneğin izleri bu kapıda var. Burada bir modelin devamı şeklinde değil de yeni bir sanat denemesi yapılmış. Daha önce rastlanılmayan çok güzel süslemeler var. Mevcut haliyle hepsini koruduk. Bu kapı biraz daha bekleseydi tamamen yıkılacaktı."
Restorasyona başladıklarında caminin içinin tamamen bir metre yüksekliğinde toprakla dolu olduğuna dikkati çeken Coşar, "Toprağa kazıp yere indik. Caminin özgün döşemelerine ulaştık ve koruma altına aldık. Kazı sonucunda bilim dünyasının ilk defa göreceği önceki caminin taşıyıcı ayaklarına rastladık. Bunları bir müze cami konseptiyle hepsini yerinde gösterdik. Gelen ziyaretçiler bunu net bir şekilde görebilecek." ifadelerini kullandı.
- Açılış yarın cuma namazında
Ecdad yadigarına sahip çıktıklarına işaret eden Coşar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Cuma günü Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun da katılacağı cuma namazı ile camiyi ibadete açacağız. Antalya'da son 16 yılda çok ciddi bir şekilde ecdad yadigarına sahiplenme var. Son yıllarda cumhuriyet tarihini katlayan bir restorasyon faaliyetine başladık. Kentin en ücra köşelerindeki eserleri ayağa kaldırıyoruz. Bu eserlere sahip çıkmazsak hepsi yok olup gidiyor. Antalya Kaleiçi'nde tarihi kitap ve belgelerde 30-40 tane cami olduğu yazılıyor ama günümüze gelen 5-6 tane. Bu camiye de sahip çıkılmasa burası da tamamen tarihten kaybolurdu. Özellikle eşsiz taç kapısı tamamen çökebilirdi."
Alaaddin Camisinin eşsiz taç kapısı, restorasyonu sırasında tamamen sökülerek, fabrikasyon gazbeton kullanıldığı ve orjinal taşların gelişi güzel konulduğu iddiasıyla gündeme gelmişti. Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, gaz beton iddiasını yalanlamış, taşların ipek halatlarla sökülerek kapının yıkılmaya karşı sağlamlaştırıldığını, numaralandırılan taşların yeniden özgünlüğüne uygun bir şekilde yerine konulduğunu, motifli kısımların yüzde 90 oranında korunduğunu belirtmişti.