HABER

Tahriş olmuş boğaz soğuk algınlığının ilk işareti

ORDU (İHA) - Fatsa Avrasya Yaşam Tıp Merkezi doktorlarından Dr. Cevdet Zengin, son günlerde soğuk algınlığı vakalarında büyük artış olduğunu söyledi.

Dr. Cevdet Zengin, soğuk algınlığına 200'den fazla virüsün neden olabildiği bulaşıcı bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu belirterek, "Soğuğun direkt olarak hastalığa yol açtığı söylenemez. Soğuk algınlığına yakalanma riskini artıran faktörler söz konusudur. Okul, sinema, toplu taşıma araçları, uzun mesafeli uçak yolculukları gibi kalabalık ortamlar enfeksiyonun bulaşmasını kolaylaştırır. Klimalar da önemli risk faktörleri arasındadır. Havadaki nemi aldıkları için burundaki koruyucu mukoza ortamını kuruturlar ve enfeksiyona yatkın hale getirirler. Stres de tek başına bağışıklık sistemini baskılayarak enfeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştıran bir diğer önemli risk faktörüdür. Virüslerin bulaşması, hastaların mikrop içeren burun veya ağız salgılarıyla bulaşmış elleri ve eşyalarıyla olabileceği gibi, havadaki küçük veya büyük parçacıklar içindeki virüslerin solunmasıyla da olabilir. Kapalı ve kalabalık yerlerde hastalık hızla yayılır. Virüsler, mikrobun bulaştığı yerlerde canlı kalabildikleri için bu yüzeylere temastan sonra virüsleri rahatlıkla vücudumuza alabiliriz. Bunu engellemek için elleri sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız" dedi.

Bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi problemli olan kişilerde soğuk algınlığı hastalığının çok ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade eden Dr. Cevdet Zengin, "Soğuk algınlığının ilk işareti acıyan ve tahriş olmuş bir boğazdır. Virüsler ilk olarak burun arkasını enfekte ederler. Bu alandaki tahriş, boğaz ağrısı gibi hissedilir. Virüsler daha sonra boğazı tahriş eder. Burun ve boğazdaki bademcikler virüs tarafından enfekte olduklarında şişerler ve ağrırlar. Yutkunmak, boğaz yüzeylerinin birbirlerine
sürtünmesine yol açar ve şişmiş bademciklere baskı yaparak ağrıya sebep olurlar. Gözyaşlarını gözden buruna çeken küçük kanal, burnun içi ve yüzeyindeki gibi birçok büyük damar içerir. Soğuk algınlığı sırasında damarlar şişer ve küçük kanalı tıkayarak gözyaşlarının göz içinde birikmesine yol açar. Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri olmamasına rağmen bu konuda sıklıkla yanlış yapılır. Soğuk algınlığında erken dönemde tedavi olmak çok önemlidir. Soğuk algınlığı şikayetleri hissedilmeye başladığında vakit kaybetmeden doktora danışarak tedavi alınmalıdır. Tedavi sırasında bol sıvı tüketimi gereklidir. Su, çorba, portakal suyu ve ıhlamur gibi yiyecek ve içecekler fayda sağlayacaktır" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler