ANKARA (İHA) - TBMM Adalet Komisyonu'nda, 1 Haziran tarihinde yürürlüğe girecek ve AB sürecinde önem taşıyan "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", "Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ve "Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ele alandı. Yapılan görüşmelerin ardından AK Partili Milletvekilleri'nin verdiği, hükümetin de desteklediği ancak CHP'nin sert muhalefet ettiği 3 teklif de Alt Komsiyon'a havale edildi.
TBMM Adalet Komisyonu bugün Komisyon Başkanı Köksal Toptan başkanlığında toplandı. Toplantıya Adalet Bakanı Cemil Çiçek de katıldı. Komisyon toplantısında, AB üyelik süreci öncesi 17 Aralık'tan önce TBMM'de kabul edilen ancak yürürlük tarihleri 1 Nisan'dan 1 Haziran tarihine ertelenen Türk Ceza Kanunu (TCK) ve bununla paralel yasalarda değişiklik öngören "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", "Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ve "Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'"ele alındı. Teklifin tümü üzerinde yapılan görüşmelerde CHP'li Komisyon üyesi Orhan Eraslan, Türk Ceza Kanunu'nun henüz yürürlüğe girmeden 10 ayrı değişiklik teklifinin geldiğini, bu tekliflerle 15 yasada değişiklik yapıldığını belirterek "Yasa yürürlüğe girmeden ertelemeler başladı ve bazı kısımlar 2006'ya bırakıldı" dedi.
CHP'Lİ ERASLAN'DAN AB SÜRECİNE ELEŞTİRİ
17 Aralık tarihinin demokrasi kılıcı gibi yasamanın üzerinde durduğunu kaydeden Eraslan, buna rağmen kendilerinin bir yasama engeli yapmadıklarını belirterek, "Eğer bu yapılsaydı ve 17 Aralık'ta tarih alınamasaydı, bunun sorumlusu olarak gösterilmemek ve bu yasanın en az zararla geçmesi için çalıştık. Basın konusundaki, laiklik, kişi özgürlükleri konusunda uyarılarda bulunduk. Kadın haklarında iyileştirme olmasına karşın yeterli olmadığını, yolsuzlukla mücadelede yetersiz kaldığını belirttik" dedi.
Basında özgürlüklerin kısıtlandığını, sivil toplum örgütlerinin baskısıyla bu değişikliklerin getirildiğini bunlara ihtiyaç da olduğunu ifade eden Eraslan, mevcut kanunla basının iş yapamaz duruma getirildiğini de kaydetti. Eraslan, "Yolsuzluklarla ilgili düzenlemelerde etkin düzenleme yapılmaması için içimize lobi mi karıştı? Uzlaşıyla kabul edilen bir maddede, uzlaşı aranmadan düzenleme yapılmak isteniyor. Bu arada basınla ilgili olarak ise özgürlükler kısıtlanıyor. Yasanın bütünlüğü bu değişikliklerle bozulmuştur. Bunun 1 Haziran'a yetiştirilmesi gerekiyor. Hükümet bu değişikliklere sahip çıkıyor mu, çıkmıyor mu, onu bilmek hakkımız" ifadelerine yer verdi.
Eraslan, Atatürk ve Mahmut Esat Bozkurt zamanında yapılan yasal değişikliklerin ülkeye prestij kazandırdığını, ancak Bakan Çiçek'in bu dönemin kapandığını söylediğini belirtti. Bunun üzerine Adalet Bakanı Çiçek, kendisinin asla böyle bir şey söylemediğini ifade edince, "Özür diliyorum. Yargıtay Başkanı söylemişti" diye sözlerini düzeltti ve özür diledi. Eraslan sözlerini, "Türkiye Ortadoğu'da ibiş devlet konumuna düşmüştür" diye konuştu. Buna AK Partililer ve Komisyon Başkanı Toptan itiraz etti.
Ardından söz alan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, iyi niyetle çalıştıklarını, ellerinden geldiğince doğru işler yapmaya çalıştıklarını kaydederek, Türkiye'nin sadece AB sürecinde değil, geçmişte harcadığı için önemli bir zaman sorunu olduğunu vurguladı. Bakan Çiçek, "Bunlar aceleye getiriliyor, yeteri kadar tartışsak, denildi. Neden kenardan sıvışmak varken, konunun üzerine gittik. Eğer Türkiye bu yolda (AB) gidecekse, riskler alacak, netameli konuların üzerine gittik. 63'ten beri sorunları öteleye öteleye, bugüne geldik ve kimse bu belalı alanlara girmedi" ifadelerini kullandı. İhtiyaçlar oldukça yine değişiklikler yapılabileceğine işaret eden ve Türkiye'nin çok hızlı değişen bir toplum olduğunu, bu hıza uygun değişiklik yapılmazsa fiili durumların ortaya çıkabileceğini belirten Çiçek, "Bu değişiklikleri bir ayıp ve eksiklik olarak görmek yanlış olur. İnatla demokrasi bir arada olmaz ve inatlaşma demokrasi kültürüne bir katkı yapamaz" dedi.
İŞTE YASA TEKLİFLERİNİN GETİRDİKLERİ
Ceza Yasasında değişikli öngören teklifin getirdiği başlıca düzenlemeler şöyle:
- Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi hakim veya mahkeme kararıyla yapılabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı karar verirse, 24 saat içinde bu karar hakim onayına sunulur. Hakim bu onayı 24 saat içinde vermese elde edilen deliller hükümsüz sayılır.
- Avukat huzurunda rıza göstermesi halinde iç beden muayenesi için hakim kararı gerekmez.
- Muayenenin yapılabilmesi için, kişinin sağlığına zarar verme tehlikesinin bulunmaması gerekir.
- İç beden muayenesi ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu bir kişi tarafından yapılabilir.
- Cinsel organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayene, iç beden muayenesi sayılır.
- Üst sınırı iki yıldan az hapis cezası gerektiren suçlarda iç beden muayenesi yapılamaz.
- Muayene sonucu alınan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler ürerinde yapılan inceleme sonuçları kişisel veri niteliğinde olup başka hiçbir amaçla kullanılamaz, başkasına verilemez, bu bilgiler kovuşturmaya yer olmadığına veya beraat kararı verilip kesinleşmesi halinde savcı huzurunda derhal yok edilir.
- Gözaltı süresi, en yakın mahkeme gönderilmesi için zorunlu süre hariç aklanma anından itibaren 24 saati geçemez.
- Sadece para cezası gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı bir yılı aşman suçlarda tutuklama kararı verilemez.
- Kişinin konutu veya işerinde arama, hakim ararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcının yazılı emri ile yapılabilir.
- Hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Örgütlü suçlarda hakim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
- Şüpheli, sanık veya hükümlü olan kişinin avukatı hakkında, bu kişiyle aynı örgütsel faaliyet suçundan dolayı soruşturma açılması halinde, şüpheli, sanık veya hükümlünün avukatlığını yapması yasaklanabilir. Bu düzenleme, İmralı Cezaevinde ömür boyu hapis cezasını çekmekte olan PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarını büyük ölçüde etkileyebilecek.
- Avukatlıktan yasaklanması halinde, vekilliğini üstlendiği kişinin başka davlarında da müdafiliğini ve vekilliğini yapamaz, bu kişiyi cezaevi ve tutukevinde ziyaret edemez.
- Tekliflerde TCK ve diğer uygulaması ertelenen yasalar için 1 Haziran tarihine uyum da sağlanıyor.