HABER

Türkbank davasında karar çıktı

İSTANBUL (İHA) - Türkbank ihalesine fesat karıştırıldığı iddiasıyla 10 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Korkmaz Yiğit'in de aralarında bulunduğu 4 sanık, 3 yıl 9 ay, Hayyam Garipoğlu 1 yıl 7 ay hapis cezası alırken, Yavuz Ataç'ın da aralarında bulunduğu 5 sanık ise beraat etti.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Korkmaz Yiğit ve eski MİT görevlisi Yavuz Ataç hazır bulunurken, diğer 8 sanık duruşmaya katılmadı. Sanık avukatlarının bir önceki duruşmadaki reddi hakim talebinin reddedildiğini bildiren mahkeme heyeti, açık yargılamaya devam etti. Sanık avukatlarından Vehbi Kahveci, Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde müvekkili Korkmaz Yiğit'in daha önceden "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçundan yargılanarak beraat ettiğini ve kararın Yargıtay'ca da onandığını belirterek, "Kişi ve fiil aynı olduğu için Yiğit'in aynı suçtan 2 defa yargılanması ve ceza alması mümkün değildir" dedi.

Yiğit'in diğer avukatı Hasan Fehmi Demir, "Dava açıldığında Çakıcı, Türkiye'de bulunsaydı sanık olarak yer alacaktı. En azından tanık olarak dinlenecekti. Yakalandığı zaman, Çakıcı'nın dinlenmesi için talepte bulunduk, mahkeme Çakıcı'nın yurt dışında bulunduğu gerekçesiyle talebimizi reddetti. Şimdi Türkiye'de bulunan Çakıcı'nın dinlenmesini bir kez daha talep ediyoruz. Bu davanın iddianamesini hazırlayan o dönemdeki DGM Savcısı Aykut Cengiz Engin, dava konusu olayların tüm yönleriyle aydınlanması için Çakıcı'nın dinlenmesinin önemine dikkat çekmişti. Mahkeme heyeti, davanın zaman aşımına uğrayacağı kaygısıyla önemli delilleri toplamadan karar vermeye gidiyor. Çeşitli mahkemelerde görülen bazı davalarda mahkeme heyeti, yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi için duruşmaları erteliyor. Bunlar nazara alınarak, karar konusunda TCK'nın yürürlüğe gireceği 1 Nisan 2005 tarihinin beklenmesini istiyoruz" diye konuştu.

Sanık Erol Evcil'in avukatı Kemal Kumkumoğlu ise, müvekkilinin gözaltında ağır işkenceler altında ifade verdiğini belirterek, "Müvekkilime işkence yapmaktan yargılanan polislerin davası Yargıtay aşamasındadır. Bu işkence dosyası sonuca ulaştıktan sonra mahkemenizin karar vermesini talep ediyorum. Ayrıca, Çakıcı'nın ya mahkemeye getirilerek ya da talimatla ifadesinin alınmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, avukatların Çakıcı'nın dinlenmesine yönelik talebini, neticeye etkili olmayacağı gerekçesiyle reddetti. Avukat Köksal Bayraktar, müvekkili Korkmaz Yiğit'in gözaltında elbiseleri çıkarılarak ağır işkencelere maruz kaldığını öne sürerek, "Siyasi iktidar halkı oyalamak için bu davayı açtı. Davanın müvekkilim açısından, zaman aşımından düşürülmesini talep ediyorum. İhaleye fesat karıştırmak için değerini düşürmek gerekir. Biz değerinden daha fazlasıyla ihaleye girdik. Mesut Yılmaz ve Güneş Taner ile ihaleye giren bazı kişiler de tanık olarak dinlenmiş ve ihaleye fesat karıştırılmadığını söylemiştir. Hukuka güvensizlik başlarsa, hukuk devleti yoktur artık" dedi.

Sanık Yavuz Ataç, devlete 40 yıl hizmet etmiş bir insan olduğunu belirterek, "MİT içerisinde görevli bulunduğum sürede, Çakıcı ile birtakım görüşmeler yaptığım iddiasıyla hakkımda cezai takip başlatılması için Başbakanlık tarafından izin istenmişti. MİT Hukuk Müsteşarlığı'nın yargıya gidilmemesi görüşüne rağmen, ben yargıya gidilmesi için ısrar ettim. Yargının yüksek huzuruna gönüllü olarak geldim. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

"GİRMEZ OLAYDIM, HAYATIM KARARDI"

Esas hakkında son savunması sorulan Korkmaz Yiğit, davanın açılmasının yanlış olduğunu ifade ederek, "Bizim dışımızda cereyan eden siyasi gelişmeler neticesinde dayağı biz yedik. Sanıkları tanımıyorum, hiçbirini görmedim, Türkbank ile ne alakaları olduğunu da anlamadım. Herhangi bir ilişkim olmayan 9 kişiyle nasıl çete kurabilirmiş? Mustafa Kefeli ile Uğur Çakıcı'ya daire verdiğim yalandır. Aydın Bolak, bu ihaleyle hiç ilgilenmedi. Bolak ile Kamuran Çörtük'ü tehdit etmedim" dedi. Yüce Divan'da bir soruşturma yürütülürken, bu mahkemenin oradaki bilgileri almamasını anlayamadığını dile getiren Yiğit, "Güneş Taner ve Mesut Yılmaz'ın dinlenmesini biz talep ettik. Ama bu kişiler mahkemeye geldiğinde, soru soramadık" ifadelerini kullandı.

İhaleye tesadüfen girdiğini belirten Yiğit, "Girmez olaydım, almaz olaydım, hayatım karardı. Esas itibariyle Türkiye Cumhuriyeti'nin benden özür borcu var. Benim gibi bir iş adamını katlettiği için özür borcu var. Ben her celsede azarlanıp oturuyorum. Bana hiç sormuyorsunuz, 'Ya hep başkasına sorduk. Bir de şu adama soralım, belki anlatır' demiyorsunuz. Hiç mi ihtiyaç duymadınız? Bugüne kadar söyleyemediğim doğruları söyleyeceğim. Lütfen bana inanın ve güvenin" diye konuştu.

Dönemin Başbakanının, yalnızca devletin yararına bankayı en yüksek fiyata satmayı arzuladığını ve iş adamlarının da işlerini büyütmek istediğini belirten Yiğit, "Ben o güne kadar devletle hiçbir iş yapmadım. Yapmaz olaydım, başıma iş aldım. Türkiye'yle bir iş yaptım, hayatım karardı. Çakıcı, geçmişten bu yana bu bankadan kendisine hak iddia ediyor. Herkesi aradığı gibi beni de aramıştı ve ilgilenmediğimi söylemiştim. Hükümet temsilcileri, 'Çakıcı sorun olmaz, sen ihaleye gir' diyerek güvence verdi. Benim Çakıcı'yı bu işlemin dışında tutmaktan başka bir gayretim olmadı. Bu ihaleye fesat kurmadım. Çete kurmadım. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyetinin oybirliği ile verdiği kararda, sanıklardan Korkmaz Yiğit'in, Türkbank ihalesine fesat karıştırmak amacıyla Çakıcı liderliğinde oluşturulan "silahlı çeteye üye olmak", "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarl6ksal Bayraktar, müvekkili Korkmaz Yiğit'in gözaltında elbiselı ile ayrıca daha önceden başka suçlardan mahkumiyetine karar verilen 2 gün ceza da dahil edilerek toplam 3 yıl 9 ay 2 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.

Sanıklardan Erol Evcil, Mustafa Kefeli, Mehmet Kocabaş'a "silahlı çeteye üye olmak" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından 3 yıl 9 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, Kefeli'nin Futbol Federasyonu seçimlerinde "silahlı çeteye üye olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, Hayyam Garipoğlu hakkında ise, "ihaleye fesat karıştırmak" ve "silahlı çeteye yardım etmek" suçlarından 1 yıl 7 ay hapis cezası verdi.

Heyet diğer sanıklar Yavuz Ataç, Aydoğan Semizer, Duran Akbulut, Mehmet Emin Cankurtaran ve Atilla Yıldırım'ın ise, "silahlı çeteye üye olmak", "ihaleye fesat karıştırmak" ve "silahlı çeteye yardım etmek" suçlarından delil yetersizliğinden dolayı beraatini hükme bağladı. Sanıklara asgari haddin üstünde ceza veren mahkeme heyeti, cezaların paraya çevrilmeyeceğine ve ertelenmeyeceğine karar verdi. Mahkemenin kararı Yargıtay tarafından onanırsa, sanıklar daha önce yattıkları cezalar düşürülerek cezalarını tamamlamak için cezaevine girecek.

Karardan dolayı üzgün olduğu gözlenen Korkmaz Yiğit, gazetecilerin sorularını yanıtlamadan İstanbul Adliyesi'nden ayrıldı.

En Çok Aranan Haberler