'Türkiye AB'ye girerse Londra dikkatli olmalı'

Evening Standard gazetesinde, Melanie McDonagh tarafından kaleme alınan yazıda Türkiye'nin olası Avrupa Birliği üyeliği halinde Londra'ya ciddi miktarda Türkiye vatandaşının göç etme hakkı kazanacağına dikkat çekilmiş.

Makalede, Polonya'nın 2004'de gerçekleşen AB üyeliğini takiben 2011 itibariyle 750.000 Polonyalı'nın İngiltere'de yaşamakta olduğu belirtilmiş.

Türkiye'nin AB üyesi olması halinde bundan daha büyük bir göçün Türkiye kaynaklı olabileceği savunulmuş.

İki endişe

McDonagh'ın, haftabaşında İç İşleri Komitesi tarafından yayımlanan "Türkiye, AB üyeliği öncesinde sınır kontrollerini kuvvetlendirmeli" başlıklı raporuna dayandırdığı makalesinde, Türkiye'nin üyeliği halinde ortaya çıkacak iki duruma dair endişelere yer verilmiş:

Türkiye'nin üyeliği halinde AB sınırının Irak, İran ile Suriye'ye uzanacağı ve bu ülkelerden kaçak göçün engellenemeyeceği iddiası ile; 80 milyon Türkiye nüfusunun AB içinde serbest dolaşım hakkına sahip olması sebebiyle İngilltere'ye yönelebileceği öngörüsü.

Yazar, büyük çoğunluğu Londra'da yaşayan Türkiye vatandaşlarıyla ilgili bir sorunu olmadığını belirtirken, milyonlarca Türkiye vatandaşının göç etmesi halinde Londra'nın etnik dengesinin, yaşanan Polonyalı akınına oranla daha ciddi zarar göreceğini söylemiş.

"Bu mu ılımlı islam?"

Yazıda ayrıca, Türkiye'nin AB üyeliğine verilen başta ABD kaynaklı desteğin zeminini oluşturan "ılımlı İslam'a hoşgörüyle yaklaşarak radikal İslamcılığa geçit vermeme" stratejisi de eleştirilmiş.

McDonah bu durumda Avrupalı olmadığını söylediği Türkiye'ye göre daha Avrupalı olan Arnavutluk ya da Bosna'ya AB üyeliği verilmesinin daha mantıklı olduğunu savunmuş.

Yazar ayrıca "ılımlı İslamcılık" kavramının görece olarak anlam kazandığını belirtmiş.

Bahçeşehir Üniversitesi'nce yapılan araştırma sonuçlarından, Türkiye toplumunun yüzde 48'inin hristiyan, yarısından fazlasının musevi, dörtte birinin de eşcinsel komşuya sahip olmak istemediğine dikkat çekerek, "bu mu ılımlı İslam?" diye sormuş.