Davos (AA)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerde tarafların cesaretle adımlar atması gerektiğini ifade ederek, "Eğer diasporaların çalışmalarına bu atılan adımlar kurban edilirse yazık olur" dedi.
Dünya Ekonomik Forumu için Davos'ta bulunan Başbakan Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran Dışişleri Bakanı Manuşehr Muttaki ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbandyan ile katıldığı "Büyük Oyun Yeniden" konulu oturumunda konuştu.
Daha önce panele katılacağı duyurulan Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan panele katılmadı.
Türkiye'nin şu anda AB'de müzakereci üye konumunda olduğunu anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin fasıllarla ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü ve çalışmalarında herhangi bir aksama olmadığını belirtti.
Müzakere sürecinin belli bir rutine bağlandığını ve bundan büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bakıyorsunuz ki iki fasıl açılıyor, bir diğer dönemde yine iki fasıl açılıyor. Bugüne kadar bu ne bir oldu, ne üç oldu. Fakat Avrupalı dostlarımızla görüştüğümüz zaman, geçen hafta Brüksel'de bana 'iki birden büyüktür' dediler. Ben de 'üçte ikiden büyüktür' dedim. Niçin bu üç olmuyor? Başarılı olursak üç olsun, başarısız olursak bir olsun.
Şöyle bir gözden geçirin, şu anda kadar Çek Cumhuriyeti'nin dönem başkanlığında aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Bizim AB ile ilişkilerimizin bir anlamlı boyutu var. Biz sadece AB'ye müzakereci üye değiliz, bunun yanında bizim 1996'da başlayan bir sürecimiz var. Gümrük Birliği üyeliğimizle biz farklıyız. Diğer üyeler böyle olmadı, önce AB, sonra Gümrük Birliği'ne üye oldular. Bizim böyle bir farklı yanımız var. Dolayısıyla dostlarımızın Türkiye'ye bakışı bu noktada farklı olmalı diye düşünüyorum."
Rusya Federasyonu ile Gürcistan arasındaki sıkıntılarda Türkiye'nin bir adım attığına dikkati çeken Erdoğan, bölgede bir Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Projesini geliştirme önerisinde bulunduğunu anlattı.
Bu çerçevede ilk ziyareti Moskova'ya yaptıklarını daha sonra Gürcistan'a gittiklerini ifade eden Erdoğan her iki ülkeden de olumlu yaklaşım aldıklarını belirtti.
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'den de olumlu yanıt aldıklarını belirterek, daha sonra konunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Türkiye-Ermenistan maçı nedeniyle Ermenistan'a gidişinde Ermenistan yetkilileri ile görüşüldüğünü onlardan da olumlu bir yaklaşım geldiğini bildirdi.
Dışişleri bakanları seviyesinde bu çalışmaların başladığını ifade eden Erdoğan, "Bütün hedefimiz bölgenin menfaatlerini müşterek olarak ele alalım. Hep birlikte burada menfaatlerimiz olsun. İstikrarı da bunun üzerine inşa edelim. İstikrarlı bir huzur bölgesi olsun" dedi. "Türkiye, Ermenistan ilişkilerinde tarafların cesaretle adım atması
lazım. Eğer diasporaların çalışmalarına bu atılan adımlar kurban edilirse yazık olur" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "En büyük sıkıntı burada, diasporalar durmuyor, onlar çalışıyor. Niye çalışıyorlar? Bu adımlar atılmasın diye çalışıyor. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, başkasını bu işe sokmayacağız. Onun için bazı jestler yaptık, bu jestler karşılıklı olarak yapılsın ve bu işi bir an önce bitirelim, çözelim.Aynı şekilde Azerbaycan ile Ermenistan arasında 17 yıldır bu süreç devam
ediyor. ABD, Rusya ve Fransa on yedi yıldır onlarda sorunu çözemiyor. Bizim dolaylı olarak bu süreçle bağlantılarımız var. Azerbaycan ile de kardeşlik,
soydaşlık bağımız var. Onun için Kafkasya İşbirliği Projemiz var ve bu çok önem arz ediyor. Bütün bunlara rağmen şu anda dışişleri bakanlarımızın kendi
aralarında yaptığı çalışmaları önemsiyorum. Olumlu adımlardır diyorum. Bu olumlu adımları başkalarının olumsuz adımlarına kurban etmeyelim diyorum. Çıktığımız
olumlu yolda mesafe alalım."
İsrail ile Suriye arasında da dört görüşme yapıldığını anlatan Erdoğan, bu görüşmelerin özel temsilcilerin yürüttüğünü söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Beşinci roundu bizzat Başbakanlar olarak özel temsilcilerimizle beraber yaptık. Fakat tabii bu buluşmamızı da farklı yerlere kaydıranlar, çekenler oldu. Şu andaki Gazze olayları ile ilintili hale getirenler oldu. Halbuki hiç alakası yok. Tamamıyla beşinci round. Benim o arada Sayın Beşar Esad ile görüşmelerim oldu. Yanımdaki özel temsilcimin Suriye Dışişleri Bakanı ile görüşmeleri oldu. O akşam yapılan görüşmeler esnasında bizler aslında, özellikle Hamas-İsrail ilişkilerinde bize bir görev düşerse her an buna da hazır olduğumuzu da onlara söyledik. Bize 'yarın size döneriz, bazı konuları görüştükten sonra' demelerine rağmen 27 Aralık'ta bombalar Gazze'ye yağmaya başladı. Bunu da biz özellikle saygısızlık olarak kendimize gördük bunu da açıkladık zaten."
Barış için özellikle siyasilere düşen görevin masadan kaçmak değil, masada olmak olduğunu ve bu işlerin masada çözülmesi gereğine inandıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son olarak Gazze olaylarında olayı asla Yahudiler boyutunda ele alan bir anlayışla yaklaşmadık. Bizim bu konuda tutumumuz farklıdır. Ben anti-semitizmi insanlık suçu olarak ilan etmiş bir Başbakanım, bugün de aynı noktadayım. Yine aynı şeyleri söylüyorum. Değişen bir şey yok. Ama İsrail'in yönetimine serzenişte bulundum ve kınadım. Yaptıkları işin doğru olmadığın söyledim. Şu anda da aynı noktadayım. Aynı kanaatteyim ve bir de uluslararası camianın Gazze'ye duyarsızlığını kınadım."