İSTANBUL (İHA) - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "Türkiye tam olarak bağımsız bir çizgi yakalamış ve uluslararası alanda itibarı artmıştır" dedi.
CNN TÜRK'te Mehmet Ali Birand, 1 Eylül Çarşamba günü saat 10.00'da ve 17.00'da ekrana gelecek Manşet Özel'de, Vladimir Putin'i konuk edecek. Banttan yayınlanacak program sırasında Putin, Birand'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de hem tatil yaptığını, hem de dinlendiğini belirten Putin, "Ortamı değiştirince kendimi daha iyi hissediyorum" dedi. Putin, iyi bir yüzücü olmadığını belirterek, "Bu benim için bir kültür fiziktir. Hem istirahat ediyor. Hem de iç ve dış siyaset konularında düzenli iş görüşmelerimi sürdürüyorum. Moskova'ya kıyasla burası güney sayılır. Daha farklı bir ortam, daha farklı bir hava. Her gün spor yapıyorum. Nerede olursam olayım ben her gün spor yapıyorum" ifadelerini kullandı.
Putin, bir gün Rusya'nın birinci insanı olacağını hayal bile etmediğini söyledi. Siyasetin kendisini hiç çekmediğini ifade eden Putin, "Bunun sadece boş laflardan ibaret olduğunu düşünüyordum. Ondan sonra söylediklerini hayata geçirmekte zorluk çekersin. Bu husus beni siyasete girmekten alıkoymuştu. Bunun hayalini kurmadım. Devlet küçük ya da büyük olsun bir numaralı insana çok şey bağlıdır. Bir insanın kişiliğinde çok yoğun şeyler yaşanır. Hem çıkarlara hem insanlara karşı bir mesafe koruyacaksın. Fakat bir insan boşlukta yaşayamaz, tecrit edilemez etrafındaki dünyadan. Dolayısıyla ben de çıkar, menfaat beklemeyen insanlarla ilişkilerimi sürdürmeye dikkat ediyorum. Okul, üniversite arkadaşlarımla" dedi.
Vladimir Putin, Rusya'da yaşayan herkesi daha mutlu, daha müreffeh yapabilmesinin, bu ülkenin eski ihtişamına dönmesi anlamına geleceğini söyledi. SSCB'den bu
yana dünyada büyük değişiklikler olduğunu belirten Putin, "Öncelikler değişti. Değerler değişti. Yapılması gereken en önemli şey insanların somut çıkarlarını kollamaktır. Devlet iktidarının ve genellikle devletin başlıca amacı budur. Sokaktaki insanın refahı bizim için çok daha önemli. Bu mutluluğa ulaşabilmek için, her vatandaşı mutlu kılabilmek için ülkenin kendisi bugünkü gerçeklere, taleplere cevap verebilmelidir. Hem ekonomide, hem sosyal alanda, hem güvenlikte hem silahlı kuvvetler açısından. Ülkenin silahlı kuvvetlerinin gücü de o ülkenin normal gelişebilmesi için çok önemlidir. Bütün bu alanlar ahenkli bir şekilde gelişmelidir. Fakat öncelikli olan somut vatandaşların durumudur" diye konuştu.
"HAYATIM KOMÜNİZMİ SAVUNMAKLA GEÇMEDİ"
Putin, "Hayatım komünizmi savunmakla geçmedi" dedi. Her şeyden önce ülkesinin çıkarlarını savunduğunu ve koruduğunu belirten Putin, "Komünist Partisi de özellikle SSCB'nin son döneminde ideolojik bir yapıdan öte bir devlet yapısıydı. Sovyetler Birliği'nde kariyer yapabilmek için herhangi bir alanda Kominist Parti'ye üye olmak şarttı. Fikir, ülkü güzeldi. Hıristiyanlığa, başka dinlere yakındı. Kardeşlikten, mutluluktan söz ederdi komünist ideolojisi" ifadelerini kullandı.
Putin, Türkiye'nin yıllar önce Rusya için hasım olduğunu söyledi. Şimdiki durumun farklı olduğunu belirten Putin, şunları söyledi:
"İşbirliği ve refaha doğru gidiyoruz. İşbirliği yolunda refaha. Çünkü kendi vatandaşlarımızı müreffeh kılmak, kendi ekonomimizi yoğun olarak geliştirebilmek sadece ortak çabalarla mümkündür. Rusya ve Türkiye komşudur. Ortak çıkarlarımız vardır. Bizim komplike, karmaşık, yoğun ve enteresan bir ortak tarihimiz var. Bu tarihte çok şey olup bitti. Savaşlar da barışlar da. Ama işbirliği çok daha fazlaydı. Hatırlarsanız geçen yüzyılın 20'li 30'lu yıllarında genç SSCB gerek maddi gerek manevi yardım göstermiştir genç Türk hükümetine. 60'lı 70'li yıllarda da SSCB'nin yardımıyla metalürji, alüminyum tesisleri, rafineriler kurulmuştur Türkiye'de. Bizi birleştiren çok şey var. Kesinlikle inanıyorum ki, bugün ve gelecekte işbirliği yapıp, çabalarımızı birleştirdiğimiz zaman daha geniş hedeflere ulaşabiliriz. Son örnekler Mavi Akım Projesi gibi büyük hedefler. İmkansız gibi görünen başarıları gerçekleştirebiliriz. Bunun sonuçları ortada. 1992 yılında yanlış hatırlamıyorsam ikili ticaret hacmimiz 1.3 milyar dolarken 2003 yılında 6.8 milyar dolara yükselmiştir. Yani neredeyse 6 kat artmıştır. İnanılır gibi değil. Bu yılın ilk altı ayında ticaret hacmi yüzde 60 büyüdü. Bu çok muazzam bir rakam. Mükemmel imkanlara sahip olduğumuzu gösteren bir rakam. Rus turistlerin Türkiye'ye yakın ilgisinden bahsetmiyorum artık geçen yıl yanılmıyorsam 1 milyon 200- 1 milyon 300 bin kadar Rus ülkenizi ziyaret etti."
"ANTALYA'YI ÇOK BEĞENDİM"
Antalya'ya bir kaç kere gittiğini belirten Putin, bundan çok zevk aldığını söyledi. Putin, "Çok beğendim. Türkiye'yi ilk ziyaretimden sonra ülkeniz hakkındaki fikirlerim toptan değişti. İyiye doğru değişti bir takım önyargılar. Bütün NATO ülkeleriyle ilgili ön yargılarımız bugünkü Türkiye'nin gerçekleriyle ortadan kalkmıştır. Sıradan insanlarla görüştük. Tanıştık. Ruslara karşı tepkilerini gördük. Bana karşı ilgilerini gördük. Antalya'da bir arkadaşımla ufak bir sandal aldık. Kıyı boyunca seyahat ettik denizde. Tam bilmiyorum ama bir kaptan, 2-3 tayfa vardı. Çok eski basit bir sandal. Ama bu insanlar çok iyi bir intiba bıraktı üzerimde. Bunlar işadamları, siyasiler falan değil, sıradan Türklerdi. Basit insan dediğimiz. Bu kadar cana yakın, bu kadar doğal, bu kadar büyük yardım, dostluk gösterdiler ki bize karşı. Bu tip insanları tanıyor olmam bütün ülkeniz hakkındaki fikirlerimi değiştirdi" ifadelerini kullandı.
Putin, dünyanın kökten değiştiğini, küresel değişikliklerin; bölgeler, ülkeler arasındaki ilişkilerde de birtakım değişikliklere yol açtığını söyledi. İki kutuplu dünyanın ortadan kalktığının altını çizen Putin, "Birbirine karşı duran, birbirine saldırmak için fırsat kollayan iki blok ortadan kalktı. Dünya değişmiştir. Biz de komşuyuz ve bir çok ortak menfaatimiz söz konusu. Çabalarımızı birleştirdiğimiz zaman kazanırız. Daha fazla hedefe ulaşmış oluruz. Bu bizim anlayışımız. Görebildiğimiz kadarıyla Türk tarafının da yaklaşımı aynı. Bunun yanı sıra benim ve birçok devlet başkanının kanaatine göre, son dönemde Türkiye tam olarak bağımsız bir çizgi yakalamış ve uluslararası alanda itibarı artmıştır.
Putin, yatırımlarla ilgili soru üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Çok iyi biliyor ve inanıyorum ki bizim şirketlerimiz Türkiye'deki özelleştirme sürecine katılmaya hazırdırlar. Niyetleri var. Başarılı olacaklarını düşünüyorum. Havacılık alanında, askeri teknik işbirliği alanında biliyorsunuz bir helikopter ihalesinde hala mücadelemiz devam ediyor. Ortak çaba göstereceğimiz bir çok alan var."
KIBRIS KONUSU
Vladimir Putin, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, "Her iki toplum kendi aralarında anlaşmak suretiyle bir uzlaşmaya varabilmelidir. Adanın hem kuzeyinde hem güneyinde yaşayan insanlar bundan böyle uzun yıllar boyunca barış ve hoşgörü içinde yaşayabilmelidir. Bu ortamın yaratılabilmesi için dışardan gelen baskıyı mümkün olduğu kadar azaltmakta fayda vardır. Kıbrıs'ta yapılacak olan referandumların hemen arifesinde gündeme getirilen bu raporu veto ettiğimiz zaman işte bu anlayıştan hareket ediyoruz. Herhangi bir karar seçmenlerin serbest oyunu etkilememelidir diye düşünüyorum. Benim bildiğim kadarıyla Kıbrıs sorunu Türk ekonomisi ve Türk halkı üzerinde ağır bir yük teşkil etmektedir. Türkiye de çözümden yanadır. Biz de çözümden yanayız. Dolayısıyla bu çözümü bulabilmek için Türkiye de dahil olmak üzere herkesle güç birliği yapacağız" dedi.
Putin, bu konudaki vetolarının, şu anki hükümet tarafından dahi olumsuz bir tepki görmediğini belirterek, "Kuzey Kıbrıs'a karşı kuşkulandığımız bir veto değildi. Kıbrıslı Rum ve Türklerin herhangi bir baskıya maruz kalmadan karar alabilmesi içindi. Aynı durumda kalınırsa o zamanın gerçeklerine göre hareket edeceğiz. Kıbrıs'ta yaşayan bütün herkesin çıkarlarını göz önünde tutarak" diye konuştu.
Putin, Kafkaslar ve Avrasya'da yaşanan gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Hem Rusya hem Türkiye herkesten daha fazla bu bölgede istikrarı, durumun normale dönmesini isteyen iki devlettir. Oradaki sorunları herkesten iyi biliyoruz. İyi anlıyoruz. Herkesten çok bu bölgede istikrarın sağlanmasını istiyoruz. Çünkü biz bu bölgeye komşuyuz. Bu bölgeyle çok sıkı bağlantılarımız var. Ekonomik, insani, kültürel anlamda. İnanıyorum ki, bölge çıkarları doğrultusunda bu sorunları çözebilmek istiyorsak rekabetten özellikle kaçınmamız lazım. Özellikle bölge dışı ülkelerin katılımıyla rekabetten kaçınmamız lazım. Bu bir. İkincisi Kıbrıs sorunundan bir köprü attığımız zaman buralara Türk dostlarımız, Türk kontaklarımız için veto bir sürpriz olmamıştır. Biz öncelikle bunlarla müzakere yaptık. Aynı şekilde dünyanın diğer başka bölgelerinde de çalışacağımızı ümit ediyoruz. Bu şekilde daha iyi sonuçlara varabiliriz."
IRAK SAVAŞI
Irak savaşına da değinen Putin, "SSCB belirli bir iç değişimlerden geçmemiş olsaydı ve eskisi gibi kalsaydı elbette ki böyle bir şey olamazdı. Ama eski sınırları dahilinde bir siyasi değişimden geçmiş olsaydı SSCB, o zaman bilemiyorum. SSCB'nin siyasal yapısı değiştiği zaman elbette ki eski Irak rejimi bizim müttefikimiz de olamazdı. O şekilde değişen SSCB'nin müttefiki olamazdı. Tabii ki gelişmeler aşağı yukarı bugün görebildiğimiz gibi gelişebilirdi. Bir takım paralellikler kurmak pek sağlıklı bir şey değil. Biraz bugünkü durumu analiz etmeye çalışalım isterseniz. Irak'ta tutumumuzu biliyorsunuz. Biz bu savaşa karşıydık. Bunun faydasız olacağını düşünüyorduk. İnanıyorum ki bugün yaşananlar bizim zamanında haklı olduğumuzu göstermektedir. Ancak olan olmuştur. Görüyoruz ki Amerikalılar ve Başkan Bush Irak'ta belirli bir takım başarılar elde etti. Geçici hükümet kuruldu. Biz bundan sonra durumun normalleşmesine katkıda bulunmak istiyoruz. İç istikrarın sağlanmasına yardımcı olmak istiyoruz. Umarız en hızlı bir şekilde bu istikrar sağlansın. Irak hükümeti ile ilişkileri biz normalleştirmek arzusundayız. Irak'ta artan şiddet bizi kaygılandırmaktadır. Elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hem uluslararası kuruluşlarla BM ile ve Irak ile diğer geleneksel işbirliği kanallarını kullanmak suretiyle en kısa zamanda istikrarı sağlamak için elimizden geleni yapacağız. İstikrar ve durumun normale dönüşmesinin başlıca göstergesi Irak'ın yeniden tam egemenliğidir" ifadelerini kullandı.
"IRAK'IN BÖLÜNMESİNE KARŞIYIZ"
Rus lider Vladimir Putin, "Irak'ın bölünmesine karşıyız" dedi. Bölgeye asker göndermenin ilk değil, en son çare olduğunu belirten Putin, "Asker göndermek zorunda kalınacak durumlara girmemek lazım. Ama bizim tutumumuz net ve açıktır. Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız. Bir takım yeni devletlere bölünmesine karşıyız. Rusya'nın olası bir Kürt devletine karşı tutumu ne olacak diye sormanız bir tesadüf değil. Türkiye'nin bu konuda bir takım kaygıları olduğunu biliyor ve anlıyoruz. Türkiye'nin iç durumuyla ilgili. Bir çok ülkeden daha iyi biliyor Türkiye bölücülük ve terör nedir SSCB'nin dağılmasından sonra bu çözülme trendi Rusya federasyonunun kendi dahilinde de etkisini göstermiştir. Devlet zayıflayınca sadece Çeçenistan'da değil, başka bölgelerde de bölücülük akımları başladı. Çeçenistan'da en sert şekilde Rusya tarafından yapılan hatalar yüzünden böyle olmuştur" dedi.
Bugün durumun tekrar normale döndüğünün altını çizen Putin, "Başkanlık seçimi yapıldı. Ama uluslararası terörizm bu durumdan istifade etmeye çalışıyor kendi amaçları doğrultusunda. İki sivil uçak el-Kaide bağlantısı bulunan terör örgütlerince düşürüldü. Bu da yine bir tezimizin haklı olduğunu gösteriyor. Kuzey Kafkasya'daki bölücüler Çeçen halkının çıkarları değil sadece kendi kirli çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Uluslararası terörizmle bağlantıları var. İkincisi Türkiye'deki bir takım sivil toplum kuruluşları, vakıflar Çeçenistan'daki bölücü teröristlerle ilişkilerde bulunuyorlardı. Ama Türkiye'nin de terörden çok çektiğini biliyoruz. Son terör olayları, bombalı saldırıları hatırlıyoruz. Türk ortaklarımızın bunlara karşı mücadele sürdürdüğünü çok iyi biliyoruz. Kolluk güçlerimiz, gizli servislerimiz arasında yapılan işbirliği gittikçe artmakta ve iyileşmekte. İnanıyoruz ki yeni bir nitelik kazanacaktır. Son dönemde iki ülke liderleri arasında oluşan siyasi güven ortamı sayesinde olacaktır bu" açıklamasında bulundu.
Putin, açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Çeçenistan konusunda Türkiye'nin resmi tutumundan memnunuz. Ve bu konudaki işbirliğimizin daha da iyiye gideceğini ümit ediyoruz. Türkiye ziyaretimi sabırsızlıkla bekliyorum. Son yıllarda Türkiye çok sevdiğim bir ülke. Sabırsızlıkla bekliyorum."