Ankara (AA)- Sağlık alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmelerle sosyal güvenliği olan kişi sayısının artması sonucu ortalama insan ömrü uzarken, Türkiye'de 2005 yılında 65 yaş ve üstü nüfusun payı, yüzde 5.6'ya yükseldi.
18-22 Mart tarihleri arasında kutlanacak Yaşlılar Haftası dolayısıyla Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'ndan alınan bilgiye göre, ortalama yaşam süresi, 20. yüzyılın ikinci yarısında yaklaşık 20 yıllık artış gösterirken, dünya nüfusunda gençlerle çocukların payı azaldı, yaşlıların payı oransal ve sayısal olarak arttı.
Araştırmaya göre, 2000-2005 yılları arasında ortalama yaşam süresi kadınlarda 73.8, erkeklerde ise 68.9. Yaşlıların yüzde 43'ü ihtiyaçlarını kendisi karşılarken, her 10 yaşlıdan 7'si çocuklarıyla aynı ev, bina, sokak ya da mahallede yaşıyor.
Yaşlı erkeklerin yüzde 75'inin, yaşlı kadınların da yüzde 38'inin gelir sahibi olduğu saptanırken, erkek nüfusun yüzde 46'sı, kadınların da yüzde 6'sı emekli maaşı alıyor.
Yetkililer, geniş ailenin çekirdek aileye dönüşmesinin ve otorite olamayan yaşlının aile içinde yük olmaya başlamasının, yaşlılığı çok yönlü bir sosyal sorun olarak ortaya çıkardığını belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre de kanser, AIDS, kalp ve böbrek yetmezliği ile nörolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklar gibi
kronik hastalığı bulunan kişi sayısı giderek artıyor. Ayrıca 75 yaş ve üstü bireylerde kişi başına 10 hastalık düşüyor.
Kendi başına bağımsız yaşamını sürdüremeyen, güvenlik gereksinimi duyan yaşlılara huzurevlerinde, ağır somatik ve psişik sorunları olan yaşlılara ise sağlık kuruluşu niteliğindeki bakımevlerinde hizmet veriliyor.