İSTANBUL(ANKA) - Ernst&Young'ın hazırladığı "Orta ve Doğu Avrupa Otomotiv Piyasası" başlıklı rapora göre, Türkiye'de her 1000 kişiye 74 otomobil düşüyor.
Ernst&Young'ın raporunda Türkiye'nin otomotivde Avrupa'nın en fazla büyüme potansiyeline sahip ülkesi olduğuna dikkat çekilirken, 2011 yılında dünya yıllık üretiminin yaklaşık 70 milyona ulaşacağı belirtiliyor. Başta Amerika ve Japonya olmak üzere, Batı Avrupa otomotiv piyasasının doygunluk yaşadığına işaret edilen raporda, buna karşın Orta ve Doğu Avrupa (ODA) ülkelerinin artan satın alma gücü, ucuz üretim imkanları ve yakaladıkları ekonomik istikrarla, üreticiler ve yan sanayi için cazip yatırım merkezlerine dönüştüğü kaydedildi.
TÜRKİYE BİNEK ARAÇ ÜRETİMİNDE 4. SIRADA" Rapora göre, ODA ülkelerindeki toplam 30 üretim tesisinden 17'sine sahip olan Türkiye, binek araç üretiminde Rusya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'nın ardından 400 bini aşan üretimiyle dördüncü sırada yer alıyor. Raporda, özellikle hafif ticari araç üretiminde bir çekim merkezine dönüşen Türkiye'nin, 2011 yılında Polonya'nın önüne geçmesinin beklendiğine vurgu yapılan raporda, 1000 kişiye düşen otomobil sayısına da yer verildi. Buna göre, Almanya, İngiltere ve Fransa'da her 1000 kişiye 500'den fazla otomobil düşerken, bu rakamın Bulgaristan, Polonya, Macaristan gibi ülkelerde 300'lere, Rusya'da 180'e, Ukrayna'da 109'a düştüğü ifade edildi. Listenin sonunda yer alan Türkiye'de ise, her 1000 kişiye sadece 74 otomobil düşüyor.
"YÜKSEK FAİZ VE CARİ AÇIK İHRACATIN ÖNÜNDE ENGEL"
Bu duruma karşın, Türkiye'de yıllık araç satış miktarının 700 binlerle ifade edildiğine dikkat çekilen raporda, araç sahiplik oranı ve nüfusunun Türkiye'yi Avrupa'da en fazla büyüme potansiyeli sahip ülke olarak öne çıkardığı kaydedildi. Raporda, yüksek faiz oranları, cari açık, nakliye masrafları ve yakın ülkelerde artan üretim miktarı gibi konuların, Türkiye'nin ihracat potansiyelini zora sokabilecek dezavantajlar olarak sıralandı. Raporda, bu dezavantajlara karşın, Türkiye'nin güçlü bir yerel pazar ile yüksek üretim kapasitesine sahip olması, kişi başına harcanabilir gelir oranındaki artış ve otomotiv sanayiinin kendini ispat etmesi, önemli avantajlar olarak vurgulandı.