HABER

Türkiye’de her yıl bin kişi veremden yaşamını yitiriyor

6-12 Ocak Verem Eğitim ve Propaganda Haftası sebebiyle verem (tüberküloz) hastalığı, tedavi ve korunma yöntemleri hakkında bilgilendirme yapan Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şubesi Kadın Kolları Komisyonu Başkanı Tuba Zavaroğlu, ülkemizde yılda bin kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.Ülkemizde yılda 20 bin hastanın yeni kayıt oluşturduğunu, yılda bin kişinin verem hastalığından dolayı hayatını kaybettiğini dile getiren Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şubesi Kadın Kolları Komisyonu Başkanı Tuba Zavaroğlu, erken teşhise dikkat çekti.

6-12 Ocak Verem Eğitim ve Propaganda Haftası sebebiyle verem (tüberküloz) hastalığı, tedavi ve korunma yöntemleri hakkında bilgilendirme yapan Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şubesi Kadın Kolları Komisyonu Başkanı Tuba Zavaroğlu, ülkemizde yılda bin kişinin bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.
Ülkemizde yılda 20 bin hastanın yeni kayıt oluşturduğunu, yılda bin kişinin verem hastalığından dolayı hayatını kaybettiğini dile getiren Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şubesi Kadın Kolları Komisyonu Başkanı Tuba Zavaroğlu, erken teşhise dikkat çekti. Zavaroğlu, "Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’de Tbc insidansı ve prevalansının azalma oranının yeterli olmadığı ve sorunun boyutlarının devam ettiği görülmektedir. Veremi yenebilir, ondan kendimizi ve sevdiklerimizi kolayca koruyabiliriz" diye konuştu.
Verem hastalığının dünyanın en eski hastalıklarından biri olduğunu belirten Zavaroğlu, "Araştırmalar hastalığın milattan 4 bin yıl önce bile yeryüzünde var olduğunu göstermektedir. Tüberküloz basili ilk olarak 1882 yılında Robert Koch tarafından bulunmuş ve bulucusunun ismi nedeniyle ’Koch basili’ olarak isimlendirilmiştir. Dünyada 2 milyar insanın verem mikrobu ile infekte olduğu bilinmektedir. Dünyada toplam 20 milyon verem hastası vardır ve her yıl 9 milyon yeni hasta eklenmektedir. Her yıl 3 milyon hasta bu hastalıktan dolayı ölmektedir. Tüberküloz hastalığından dolayı oluşan ölümler dünyada toplam ölümler içinde 5. sıradadır" dedi.
Tüberkülozun nasıl bulaştığı hakkında da bilgi veren Zavaroğlu, "Tüberküloz basili havada asılı kalabilen damlacıklar aracılığı ile solunum yoluyla bulaşmaktadır. Bir tüberküloz hastası her öksürdüğünde 3 bin 500 kadar enfeksiyöz parçacığı etrafa saçar. Tüberküloz mikrobunun kaynağını, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalar oluşturmaktadır. Öksürmek, hapşırmak, konuşmak ile mikroplar çevre havaya saçılmaktadır. Sokakta, dolmuşta, lokantada öksüren birisinden verem mikrobu alma olasılığı çok düşük olmakla birlikte, kişiler bu mikropları nefesleriyle alıp enfekte olmaktadır. Buna karşın çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle bulaşma olmamaktadır. Bulaşma için genellikle verem hastası bir kişi ile uzun süre birlikte yaşamak gereklidir. En çok hastanın aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olmaktadır. Tüberküloz aileden genetik olarak geçmemektedir" şeklinde konuştu.

Tüberküloz belirtileri
Tüberkülozun belirtilerini anlatan Zavaroğlu, "Hastalığın gelişmesinde riskli olan gruplar; son iki yıl içerisinde primer enfeksiyon geçirenler, HIV infesiyonlu hastalar, diyabet hastaları, kanser hastaları, silikozis hastaları ve immunosüpresif tedavi alan hastalardır. Hastaların tedaviyi almamaları, tedaviye yeni başlanmış olması, tedaviye yetersiz yanıt, etkenin birçok ilaca dirençli olması hastalığın yayılma riskini artırmaktadır. Tanı yöntemi olarak anamnez, fizik muayene, hemogram ve biyokimyasal testler, balgam testleri, tüberkülin testi, akciğer grafisi kullanılmaktadır. Hastalık 15 günden fazla süren öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, ateş, gece terlemesi, zayıflama, iştahsızlık şeklinde belirti vermektedir" ifadelerine yer verdi.

Tedavi yöntemleri
Tüberkülozun tedavisinde çok güçlü ilaçlar olduğunu vurgulayan Zavaroğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Bu ilaçları, ülkemizde Verem Savaşı Dispanserleri ücretsiz vermektedir. Verem mikrobu, diğer mikroplara göre çok daha yavaş çoğaldığından, ilaçları çok daha uzun süre kullanmak gerekmektedir. Tedavi süresi altı aydır. Tedavi ile bulaşma hızla sona erer. Bazı özel durumlarda ilaçları kullanma süresi uzayabilmektedir. Yapılan araştırmalar ilaç kullanımı olmaksızın uygulanan; istirahat, özel beslenme, iklim ve sıkıntı-stres gibi unsurların tüberküloz tedavisinde çok önemli olmadığını göstermiştir. Verem ilaçları bulunduktan sonra, verem ölümleri son derece azalmıştır, hastaların neredeyse hepsi başarıyla tedavi edilebilmektedir. Verem hastasının güneş gören ve bol havalandırılan odalarda kalmaları sağlanmalıdır. Hasta yakınlarına ve risk taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verildiğinde yüzde altmış ile yüzde doksan koruyuculuk sağlanmaktadır. Koruyucu ilaç tedavisi, hastalık gelişmesine engel olmaktadır. Erişkin insanlardaki hastalık için koruyucu olmamasına karşın, BCG aşısı, çocuklardaki kanla yayılan (milier) ve beyin zarını tutan (menenjit) tüberküloz gibi ciddi hastalıkları önlemektedir. Verem mikrobunu saçan hastaların tedavisi, toplumun korunmasında en önemli yoldur. Ülkemizde tüberküloz görülme oranlarının düşürülmesi ve toplum sağlığının korunması açısından, hastalığın teşhis ve tedavisine zaman kaybetmeksizin başlanmasının önemi büyüktür. Biz de Sağlık-Sen 1 No’lu Şube olarak 6-12 Ocak Verem Eğitim ve Propagandası Haftası münasebetiyle bu konunun önemine dikkat çekiyor ve veremden hem kendimizi hem de sevdiklerimizi bilgilenerek kolayca koruyabiliriz diyoruz."

En Çok Aranan Haberler