Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Türkiye'nin ilk yüz naklini gerçekleştirdiklerinde yaşadıklarını, "Yüz nakli operasyonunda eski yüzü çıkartıp tümörü temizleyip, yeni yüzü yerleştirdiğimizde bambaşka bir insanla karşılaştık. Tüm ekip o an birkaç saniye durakladık. Kendimizi çok farklı hissettik. Karşımızda başka bir insan vardı." ifadeleriyle aktardı.
Kepez Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Erdem Beyazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kepez'de Kariyer Günleri"nin ilk konuğu, Türkiye'de ilk yüz naklini yapan Prof. Dr. Özkan oldu.
İş kariyerini ve meslekte yaşadığı tecrübeleri öğrencilerle paylaşan Özkan, yetenek ve istekler doğrultusunda meslek seçilmesi gerektiğini belirtti. "İş güvenliği" ya da "iyi ücret" gibi kaygılarla tıp alanına girilmemesi gerektiğine dikkati çeken Özkan, hangi meslekte olursa olunsun, o işin iyi yapılması halinde mutlaka para kazanılacağını kaydetti.
Etkinlikte öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Özkan, ilk yüz nakli sırasında ne hissettiklerinin sorulması üzerine, naklin ön çalışmasının birkaç yıl sürdüğünü hatırlattı.
Uğur Acar'a yaptıkları ilk yüz naklinde, organın tranferi için helikopter ve eskort araçlarının tahsis edildiğini anımsatan Özkan, operasyondan sonra tedavide gerekli ilaçları devletin karşıladığını kaydetti. Özkan, "Yüz nakli operasyonunda eski yüzü çıkartıp tümörü temizleyip, yeni yüzü yerleştirdiğimizde bambaşka bir insanla karşılaştık. Tüm ekip o an birkaç saniye durakladık. Kendimizi çok farklı hissettik. Karşımızda başka bir insan vardı." değerlendirmesinde bulundu.
Geçmişte 35- 40 yıl olan insan ömrünün 80 seneye çıktığını da belirten Özkan, kısmi müdahalelerle insan ömrünün uzatabilindiğini ifade ederek, "Genetik koduna girince bunlar çok daha kolay çözülecek bence. Koyun kopyalamak için 280 kez tekrar yapıldı. Bu kadar sabırlı bir çalışma yapılırsa ortaya ne çıkar bilmiyorum. Ölümsüzlük bulunursa ne faydası olur, onu da bilmiyorum. Bunu bulursanız başka bir şey çıkar mı bilmiyorum. Veba çaresizdi, son 200 yıldır verem hastalığı bugünkü kanser gibiydi." açıklamasında bulundu.