ÇORUM (AA) - Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Her ne kadar bu coğrafyada çok farklı emellerle operasyonlar gerçekleştirmek isteyenler olabilir. Ancak bizim hamurumuzun sağlamlığı, hoşgörü ve barışı, tüm o emarelerin ve badirelerin üstesinden gelecek bir mahiyet arz etmektedir ve biz bunu mutlaka başaracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde gerçekleştirilen Uluslararası Kadeş Barış, Eşitlik ve Kardeşlik Sempozyumu'nun Hitit Üniversitesi Meslek Yüksekokulunun konferans salonunda düzenlenen açılış töreninde konuşan Çavuşoğlu, sempozyumun düzenlenmesine katkı yapanlara teşekkür ederek, etkinliğin hayırlara vesile olmasını temenni etti.
İnsanlık tarihi boyunca Anadolu coğrafyasının çok büyük medeniyetlere ev sahipliği yaptığını ve Anadolu'nun adeta bir hazine olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"İşte o coğrafyanın çok müstesna bir yerlerinden olan Çorum'da kardeşlik için böyle bir etkinliğin düzenlenmesi, hakikaten buradan yükselen dünyaya verilecek çok önemli bir mesaj mahiyetindedir. Gerçekten de Anadolu coğrafyası, özellikle bizim medeniyetimiz olan son 600 yıllık medeniyet çerçevesinde dünyaya barışı, huzuru, hoşgörüyü götürmüş, bütün insanlığa önemli bir düstur imkanı sağlamıştır. Bugün de gerçekten Anadolu'da yaşanan birliğin, beraberliğin, rengarenk çiçeği andıran bir çiçek bahçesinin tek bir hayali ortaya çıkarması, dünya için önemli bir mesaj teşkil etmektedir. Her ne kadar bu coğrafyada çok farklı emellerle operasyonlar gerçekleştirmek isteyenler olabilir. Ancak bizim hamurumuzun sağlamlığı, hoşgörü ve barışı, tüm o emarelerin ve badirelerin üstesinden gelecek bir mahiyet arz etmektedir ve biz bunu mutlaka başaracağız. İşte bugün Çorum'da vereceğimiz bu mesaj birlik beraberlik kardeşlik ve barış mesajı olacaktır."
AK Parti Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt da sempozyumunun himayelerinde gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile etkinliğe katılan Başbakan Binali Yıldırım'a teşekkür etti.
MÖ 1200'lü yıllarda Mısır ile Hatti Devleti'nin, büyük krallıklarının devamını sağlamak için kardeşlik anlaşması yaptığını dile getiren Kurt, kardeşliğin insanların birbirine bağlayan en güçlü duygu, barışın perçini olduğunu, kardeşliğin ebedi olduğu için barışın da ebedi olduğunu ifade etti.
- "Kardeşliğin olduğu yerde eşitlik, kader birliği olur"
"O yüzden bu topraklarda binlerce yılldır farklı etnik kültür ve inanca sahip insanlar bir millet olarak yaşamaktadır." ifadelerini kullanan Kurt, "Aslolan kardeşi kardeş bilmektir, gerçek kardeşe hizmet etmektir.Aslolan kardeşlik hukukunu gözetmektir. Kardeşliğin olduğu yerde eşitlik, kader birliği olur, yardımlaşma olur, inanca, insanı yaradandan dolayı yaradılana saygı olur. TBMM'de temsil etmekten gruru duyduğum şehrim Çorum binlerce yıldır bu kültüre ev sahipliği yapmaktadır. Bugün de eşitlik, kardeşlik ilkesiyle hazırlanmış, kralın mührünün yanında kraliçenin mührünü de taşıyan ilk yazılı anlaşma olan Kadeş'in ülkemize, bölgemize, tüm dünyaya kardeşlik, eşitlik ve barış çağrısı olması dileklerimle saygılarımı arz ediyorum." diye konuştu. Kurt, "Kadın erkek fırsat eşitliğini Avrupa 21'inci yüzyılda konuşurken, MÖ 4 binli yıllarda biz Çorum'da bunu çözmüşüz, uygarlıklar kurmuşuz." dedi.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Reha Metin Alkan ise barışın, her bireyin kendisi için daha sonra ailesi ülkesi ve nihayet tüm dünya için beklenen bir ihtiyaç olduğunu ancak binlerce yıllık insanlık tarihinde sürekli çatışma, savaş, gözyaşı ve mazlumların ezildiği bir dünya görüldüğünü ifade etti.
"Bunun nedeni olarak karşımıza Batı'nın insan odaklı değil bencilliği merkezine alan bir yaşam ve varlık felsefesi başta olmak üzere bitmek tükenmek bilmeyen kazanma hırsı ve buna bağlı başkasına ait kaynakların ele geçirilmesi için uyguladığı poltikalar olarak karşımıza çıkmaktadır." diyen Alkan, şöyle konuştu:
"Buna bağlı olarak gerek lokal düzeyde gerekse küresel düzeyde savaşlar krizler ve çatışmaları normal karşılamakta hatta varlığının bir sebebi haline dönüştürmektedir. Batı'nın bu yaklaşımı ne yazık ki günümüzde farklı türlerde pekçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Osmanlı devletinin sahip olduğu çok geniş coğrafyada 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla ortaya koyduğu farklılıkları ve kültürleri koruyarak adalet içerisinde birlik ve beraberliği sağlarken Batılılar her gittikleri coğrafyada farklılıkları ayrıştırarak, kargaşa ve çatışma ortamı oluşturarak, tabiri caizse kaostan beslenerek yaşamlarını sürdürmektedir. Günümüzde 2 milyara yakın insan günde bir doların altında bir paraya geçinmek durumunda kalmakta, dünyada 800 milyon insan açlıkla mücadele etmekte. Ama buna karşı yapılan bir araştırma dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin servetinin geri kalan yüzde 99'luk kesimin servetinin toplamına eşit olduğunu göstermekte."