Ceylan, "Ben yüce adalete inanıyorum. Böyle bitmemeli, mahkeme gerçek katili bulmalı.” ifadelerini kullandı.
Karabağlar ilçesinde, 27 Ağustos 2012'de annesi Gülhan ve kız kardeşiyle gittiği parkta oynarken nereden geldiği belli olmayan bir mermiyle hayatını kaybeden küçük Umut'ün katil zanlısı C.K. (31), ikinci duruşmada delil yetersizliğinden tahliye edildi. İlk duruşmada savunmasını yapan C.K., Umut'un ölümüne sebep olan silahın olay günü kendisinde olmadığını, çocuğun vurulmasından yaklaşık bir ay sonra 28 Eylül 2012'de kargoyla geldiğini söylemişti. Silahın, Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan B.B.'nin eşi M.B. tarafından kendisine, Rize Ardeşen'den kargoyla gönderildiğini iddia etmişti. Bir başkasını silahla yaralama suçundan ceza alan C.K., cezaevinde kalmaya devam edecek.
Kararı değerlendiren anne Ceylan, "Sonuç bu olmamalı. Güzel bir sonuca varacağımıza inanıyoruz. Adalete sonsuz derecede güveniyorum. Silah el yapımı olduğundan, bunu yapanlardan, kimlerin eline geçtiğinden, bu şekilde araştırıldığı vakit sağlıklı bir cevap bulunacaktır.” diye konuştu. Tahliye kararının beraat anlamına gelmediğini belirten Ceylan,”İlk etapta bu karar bizi üzdü. Ben yüce adalete inanıyorum. Böyle bitmemeli, mahkeme gerçek katili bulmalı diye düşünüyorum.” dedi.
"Umut Kanunu" çıkarılmasını talep ettiğini söyleyen Gülhan Ceylan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Umut Yasası çıksın, herkesin yaşamına yaşam katsın ama olmadı, çünkü bireysel silahsızlanma konusunda bir şey yapılmadı. Önlem alınamadı. Eğer ki Umut Yasası gerçekten devlet büyüklerimiz tarafından çıkarılmış olsaydı Arif, Azra bugün yaşıyor olacaktı. Ankara'daki Azra'nın durumunu öğrendiğim zaman inanın ikinci kez yıkıldım. Devlet büyüklerimize bir kez daha sesleniyorum;, bunu basite almasınlar." CİHAN