SAMSUN (İHA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi ve Marmara Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel, Türkiye'de, devletin üniversiteler üzerinde siyasi baskısının söz konusu olmadığını dile getirerek, AB ülkelerinde durumun tam tersi olduğunu öne sürdü.
Samsun Aydınlar Ocağı Genel Merkezi tarafından DSİ Konferans Salonu'nda düzenlenen "Üniversite Özerkliği, Akademik Özgürlük, Sorumluluk ve Türkiye Uygulaması" konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel, üniversitelerdeki özerkliğin yanlış anlaşıldığına dikkat çekti. Türkiye'de, devletin üniversiteler üzerinde siyasi baskısının söz konusu olmadığını dile getiren Batırel, AB ülkelerinde durumun tam tersi olduğunu öne sürdü. Prof. Dr. Batırel, AB Lizbon Sözleşmesi'ne göre yüksek lisans ve doktora yaptıran kurumlara üniversite denilebildiğine değinerek, "Üniversite yönetimleri, üniversiteleri bir işletme gibi görmekte ve kendi kendilerine yönetim sergilemektedir. AB ülkelerinde böyle değil. Devlet müdahalesi var. Siyasi otoriteler ve Milli Eğitim Bakanlıkları üniversitelere nüfuz ediyor. Dükalık gibi bir yönetim anlayışı yok" diye konuştu.
Üniversitelerin fırsat eşitliğinin sağlanması adına vergi gelirleriyle desteklenmesinin önemine işaret eden Batırel, üniversite yönetimlerinin kullandığı kaynakla, gösterdiği performans arasındaki ilişkinin hesabını vermesi gerektiğini de vurguladı. Özellikle bilimsel özerkliğin hesabının verilmesi gerektiğini kaydeden Batırel, "Üniversiteler iç ve dış denetime açık olmalı. Bizde üniversiteler hesap vermediğinden kurumuş ağaç gibi. Görevlendirme, kadrolaşma gibi konularda da hesap verilmeli" dedi.
Üniversitelerin anayasal olarak bilimsel ve idari özerkliğe sahip olduğunu, ancak Cumhuriyet'in kuruluşundan beri hiçbir zaman mali özerkliğe kavuşamadığını ifade eden Batırel, esasen üniversitelerin kendi kendini yönetemediğini, yönetim yetkisinin YÖK'te olduğunu dile getirdi. Batırel, "Üniversitelerimiz aslında bilimsel olarak da YÖK denetiminde. Nihai karar organı YÖK'tür. Üniversitelerin hesap verme sorumluluğu sadece YÖK'e karşıymış gibidir. Üniversiteler Arası Kurul'un karar alması ise güçleşmiştir. Aslında bu kurul anayasada da ifadesini bulamamıştır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de kadro dağılımının norm kadroya göre yapılırken havuz sisteminin getirildiğini, bu sistemde tek yetkinin rektörlerde olduğunu, rektörün istediğini alıp istediği yere koyduğunu öne süren Batırel, kadrolaşmaya karşı merkezi sınav sisteminin uygulanması gerektiğine işaret etti. Üniversitelerin özde her konuda YÖK'ün denetimine tabi olduğunu, diğer denetim mekanizmalarının sağlıklı çalışmadığını, YÖK'ün de denetim görevini yerine getirmediğini öne süren Batırel, "Örneğin, YÖK Denetleme Kurulu sadece YÖK Başkanı imza atarsa çalışabilmektedir" dedi.
Üniversitelerde çağdaş gelişmelere de değinen Batırel, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Değerlendirici devlet anlayışı, Bologna deklarasyonu, rekabet edebilen, akredite ve girişimci üniversite modeli, sınır tanımayan ileri teknolojiler, uzaktan eğitim, sanal ve siber yükseköğretim, yönetimde devlet, bürokrasi ve öğretim üyesi ağırlığının azaltılması, öğrenci toplum ve iş alemi katılımının arttırılması üniversitelerle ilgili şu anda kabul gören çağdaş gelişmelerdir. Ancak, Türkiye'nin anayasal yapısı üniversitelerimizde çağdaş gelişmelere izin vermiyor."
Konferansa çok sayıda akademisyen de dinleyici olarak katıldı.