KADIN

Uzun Yaşamın Sırları

Ne zaman “yaşlı” sayılmaya başlıyorsunuz? Bu süreci tersine çevirecek bir yöntem var mı?

Uzun Yaşamın Sırları

Ne zaman “yaşlı” sayılmaya başlıyorsunuz? Bu süreci tersine çevirecek bir yöntem var mı? İyi yaşamanın sırrı ne? Bu soruların yanıtını aşağıdaki yazımda bulabilirsiniz.

Kronolojik yaşınız kaç?

“Kime yaşlı denir?” Bu çok önemli bir sorudur. 70-80 yaşlarında olup hiçbir sağlık sorunu bulunmayan, aile ve toplum hayatında oldukça aktif görevler alan kişilere “yaşlı” diyebilir miyiz? Bunun yanında 60’lı yaşlarında toplumumuzda sık kullanılan bir deyimle “elden ayaktan düşmüş” kişiler mi yaşlıdır? Kimin “yaşlı” olduğu, kime “yaşlı” denebileceği uzun yıllardır süregelen bir tartışma konusudur. Yine de dünyada kabul edilmiş bazı tanımlar vardır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği yaşlılık yaşı 65’tir. Ancak istatiksel ve kronolojik olarak yaşlılık yaşı 60 yaş olarak ele alınmaktadır. International Longevity Center’a göre yaşlılık yaşı çoğu kez emeklilik yaşıdır. Günümüzde yaşam süresinin uzamasıyla yaşlılar da kategorilere ayrılmaya başlandı. Bunun nedeni 60 yaşında olan kişilerle 80 yaşında olan kişilerin, sosyal, psikolojik ve sağlık yönünden birbirinden farklı özelliklere sahip olmasıdır. Bu nedenle Madrid International Plan of Action on Aging 60-69 yaş arasını “genç” yaşlı, 70-79 yaş arasını “orta” yaşlı, 80 yaş üzerini ise “en” yaşlı olarak belirlemiştir. Ancak siz bu sayıları 65-74 yaş arasını “genç”, 75-84 yaş arasını “orta” ve 85 yaş üstünü “en” yaşlı olarak da düşünebilirsiniz. Bunlar kronolojik olarak yaşlanma sınırlarını belirleyen çizgilerdir.

Doğal bir süreç

Benim fikrimi sorarsanız yaşlanma doğumla hatta anne karnına düşmeyle başlayan doğal bir süreçtir. Bu süreci anlamaya ve kabullenmeye çalışmak yaşlanma sürecinde başarılı olmanızın anahtarıdır. Elimde yaşlılık konusunda uzmanlaşmış Dr. Andrew Weil’in harika bir kitabı var.

Bakın Dr. Weil neler söylüyor: “Acı gerçek şudur ki, yaşlanmak bazı hoş olmayan değişiklikler getirecektir. Bunlar arasında acılar, ağrılar, dinçlikte, iyileşme yeteneğinde, duyu keskinliğinde, kas gücünde, kemik yoğunluğunda ve cinsel enerjide azalma, hafıza kayıpları, kırışıklar, güzelliğin, dostların, ailenin, ve bağımsızlığın yitirilmesi, doktorlara ve ilaçlara giderek daha çok bel bağlamak ve sosyal yalnızlık bulunmaktadır. Yapabileceğimiz en iyi şey bu kaçınılmazlığı kabullenip ona uyum sağlamaya çalışma ve her yaş için en iyi sağlığa sahip olmaktır. Yaşa bağlı hastalıkların başlamasını geciktirip, uzun ve olabildiğince iyi yaşayarak hayatın sonunda çok süratli bir düşüşe geçmeyi amaçlamalısınız.”

Anlayacağınız önemli olan, bulunduğunuz fizyolojik yaşı kabullenip, bu yaşta hangi hastalıkların sıklaştığını ve hangi kontrolleri yaptırmanız gerektiğini anlayıp buna göre bir sağlık planı oluşturmanızdır. Böylece fizyolojik olarak vücut fonksiyonlarınızda bir azalma meydana gelse de bu değişimlerin bir hastalığa dönüşmesini önleyebilirsiniz. İyi bir sağlık yönetimi yaparak fizyolojik yaşınız ilerlese bile yaşlanmamayı, bunun yerine yıllarınıza yıl katmayı başarabilirsiniz.

İşte 10 sır

Yaşam süresinin uzamasıyla istesek de istemesek de yaşlılık yıllarında daha çok vakit geçireceğiz. Hayat kalitesinin yüksek olduğu, uzun bir yaşam için yapmanız gerekenler fiziksel sağlığınızla da sınırlı değil. Psikolojik, sosyal, duygusal, hatta ruhani fonksiyonlarınız da sağlığınızın önemli parçaları. İşte bu nedenle uzun ve kaliteli bir yaşlanma sürecine sahip olmak istiyorsanız tüm fonksiyonlarınızı gözden geçirmelisiniz.

Amerika’da senetaryen yani 100 yaşını geçenler üzerinde yapılan bir araştırma da uzun yaşamak için sadece fiziksel sağlığınızın değil, sosyal ve duygusal bağlarınızın da kuvvetli olması gerektiğini ortaya koydu. Aşağıdaki 10 tüyo kaliteli bir hayat yolculuğunda ilk adımlarınız olabilir. Unutmayın: Yaşlanmak kaçınılmaz olsa da güzel yaşlanmak mümkündür.

• Arkadaş ve ailenizle yakın ve samimi ilişkiler içinde olun.
• Zihninizi sürekli aktif tutun, yeni bir şeyler öğrenmeye devam edin.
• Bol bol gülün, espri anlayışınızı geliştirin.
• İnançlarınıza ve ruhaniyetinize sıkı sıkı tutunun.
• Yeni bir güne heyecanla başlamaktan hiç vazgeçmeyin.
• Hareket etmeye, aktivitesi bol bir yaşam süremeye gayret edin.
• Özgür olduğunuz ve kimseye bağımlı olarak yaşamadığınız hissine sahip çıkın.
• Doğru bir beslenme planı uygulayın.
• Haberleri, güncel olayları takip edin.
• Yeni arkadaşlıklar kurun, dostlar edinin.

Dr. Ece Hattat, PG DİP GER
Sosyal ve Medikal Yaşlanma Uzmanı
ece.hattat@mynet.com

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler