Psikoterapist Çift Terapisti EMDR Practitioner Uzman Psikolog Naciye Tokaç, neredeyse herkesin cinsellik ile ilgili herhangi bir nedenle de olsa sorunu olduğunu belirterek, "İnsanın temel ihtiyaçları düşünüldüğünde cinsellik de fiziksel ihtiyaçların içerisinde tıpkı yemek, içmek ve uyumak gibi doğal bir ihtiyaçtır. İnsan hayatındaki birçok sorunlar diğer işlevleri olduğu gibi cinsel işlevleri de etkilemektedir” dedi.
Uzman Psikolog Naciye Tokaç, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, "Cinsellik oldukça yüksek bir doyum ve yücelme duygusu sağlayabilirken; ruhsal, duygusal ve fiziksel yaralar açma gücüne de sahiptir. Cinsel ilişki istenilen ve arzu edilen bir doyum olabilirken; korku duyulan bir deneyim olarak da algılanabilir. Cinsel ilişkinin doğal ve rahat bir şekilde olmasına izin verilirse bedenimiz bilinçli bir çaba harcamadan doğal olarak tepki vermektedir. Ancak birçoğumuz bu doğallığın farkında değilizdir” dedi.
Uzman Psikolog Naciye Tokaç, normal cinsel ilişkiyi etkileyebilecek sorun ve durumlardan bazılarını şöyle sıraladı:
"Cinsellikle ilgili bilgi eksiklikleri, yanlış inanışlar içerisinde olmak ve nasıl davranılacağını bilememek ile ne beklenileceğini bilememek bunlardan biridir. Bir diğer düşünce ise cinselliğe bakış açısı ile ilgilidir. Acı ve ağrı duymaktan korku ile ilişkiyi başlatıp bitirmekle ilgili korkular sayılabilir. Evli çiftler arasında eş ile sorunlardan bazıları; olarak eşe karşı kızgınlık, kırgınlık, dargın olma ve eşe güven duymama sayılabilir. Kişinin kendisi ile ilgi sorunlarından kaynaklanan olumsuz duyguların varlığı ki bunlar; kendisini değersiz, çökkün hissetme, bedenini beğenmeme sayılabilir. Ayrıca fiziksel koşulların uygun olmaması da sayılmaktadır.
Bu sorunlar doğal cinsel tepkinin baskılanması sonucu ortaya çıkabilmektedir. Önemli bir gerçek ise 'yapabilme kaygısı'dır. Cinsel sorunlardan biri olan ve toplumun birçok farklı kesiminde görülebilen vajinismus (kadının cinsel ilişkiden korkması ve cinsel ilişkiye girememek) 'bu sefer olacak mı?' tarzında düşüncelerle ve kaygılarla devam eden bir kısır döngüdür. Kişi kendisinden emin olamadığında doğallığını kaybetmekte ve sonuçta cinsel ilişkiden zevk almak yerine bir seyirci gibi kendisini incelemeye başlamakta ve ilişkide bulunmak daha da zorlaşmaktadır.
CİNSEL SORUNLAR EŞLERİN HER İKİSİNİ DE ETKİLEMEKTEDİR
Aynı zamanda bu durum diğer eşi de etkilemekte ve kendisinin iyi bir eş-partner olup olmadığı konusunda kaygı duymaya başlamasına neden olmaktadır. Cinsel sorunlar eşlerin her ikisini de etkilemektedir. Burada bir diğer önemli nokta özellikle vajinismus durumunda sorun sadece kadının problemi olarak düşünülmemeli; eşlerin ortak bir sorunu olarak değerlendirilmelidir.
Vajinismus kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluğu olup, cinsel yakınlaşma sırasında vajen kaslarının istemsiz kasılması sonucu cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi durumudur. Vajinismus durumunda vajen kasları kasılarak penisin vajene girmesi acı ve ağrıya neden olmaktadır. Böylece kadın ağrı ve acı yaşayacağı endişesi ile ilişkiye girmekten korkmakta ve tüm vücudunda korku hissederek eşini kendisine yaklaştırmamaktadır.
Vajinismusun nedenleri arasında kişinin kaygılı kişilik özelliklerinin yanında geçmişte yaşamış olabileceği tecavüz, ve ya cinsel istismar gibi travmatik deneyimler de olabilmektedir. Belirgin bir tetikleyici durumun olmadığı durumlar dışında kadının cinsellik hakkındaki bilgi yetersizliği ve ya yanlış inanışlar de etkili olabilmektedir. Cinselliği ve çıplaklığı 'ayıp' olarak algılama sonucunda oluşan suçluluk duyguları da bir diğer etmendir.
Kişiyi zorlayan, suçluluk duygularına neden olan ve başaramama kaygısına yol açan hatta bu nedenle evliliklerin bitmesine yol açan Vajinismus nasıl tedavi edilebilmektedir?
Vajinismus sanıldığı gibi sadece kadının sıradan korkusu, başarısızlığı değildir. Vajinismus psikolojik bir sorundur ve psikolojik tedavi ile çözüme kavuşmaktadır.
Tedavi de öncelikle neden olabileceği düşünülen fiziksel sorunların saf dışı bırakılabilmesi için fiziksel muayene sonrası psikolojik kaynaklı sorunlar çalışılmalıdır. Fiziksel bir rahatsızlığın nedenleri saf dışı bırakılabildikten sonra ilgili, destekleyici ve kişinin anlaşıldığını hissettiği psikolojik tedaviye başlanmalıdır.
Bu süreç kadının vücuduyla ilgili kaygılarını dile getirebileceği, sorunun devamına hizmet eden yanlış inançlarının yeniden değerlendirilerek kişiyi ilişkiye hazır duruma getirmeyi hedeflemektedir. Eşlerin birlikte tedaviye katılımı sonuç için önemlidir. Özellikle eşler arasındaki uyum, iletişim düzeyi ve arzu kalitesi önemlidir. Kadının genital organlar konusunda ve cinsellik hakkında bilgilendirilmesini; erkeğin desteğini, ilgi ve şefkatini artırmayı hedefleyerek yaklaşılmalıdır.
Hayatı iyi ve kötü gününde paylaşmaya söz verilerek başlanılan evliliklerin mutlu ve sıcak bir yuvaya dönüşebilmesinde cinsel hayatın önemli bir yer tuttuğu unutulmamalıdır.”