Vural, ''Türkiye'de etnik kimlik siyaseti yapmak, milleti birbirine kırdırmak, kan üzerinden, terör üzerinden siyaset yapmak doğru mudur, değil midir?'' gibi konuların, bütün yönleriyle ele alınması gerektiğini ifade etti. Vural, ''Bu ifadeler, hedefin, amacın ne olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Hiç kimsenin milletimize ve devletimize küfretme haddi değildir. Bunu söyleyenlere karşı Hükümetin söyleyecek sözü yok mu acaba? Sayın Başbakan, senin söyleyeceğin sözün yok mu acaba? Niye susuyorsun? Bu sözler devletimize söylenmiş sözler ise bu sözler karşısında senin susman acaba ne anlama gelir?'' diye konuştu.
Vural, ''Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, Anayasa Mahkemesinin DTP'yi kapatma kararının ardından, milletvekillerinin ifade verip vermeyeceğine ilişkin Anayasa Komisyonundan görüş istediğini'' belirtti.
Hukuk devletinde bu tür uygulamaların olamayacağını söyleyen Vural, Anayasaya göre, mahkemelere ve yargıçlara hiç kimsenin talimat veremeyeceğini, tebliğde ve telkinde bulunamayacağını söyledi.
Vural, ''Meclis Başkanı, yargı kararı ekinde, yasamadan görüş sorabilmiştir. Bu doğrudan doğruya hukuk devletinde olmayan bir konuda görüş soruyor, bu bir darbedir'' dedi.
TBMM Anayasa Komisyonunun bu konuda görüş oluşturmak için yetkisinin bulunmadığını ileri süren Vural, ''Yargı kararı, yasamada değerlendirilebilmekte, yürütme yargıya baskı yapmakta, yasama yargıya baskı yapmaktadır. Çok mu istiyorsunuz? Anayasayı değiştirecek gücünüz var, değiştirir, bununla ilgili dokunulmazlığı genişletirsiniz. Maalesef bugün yasama doğrudan doğruya yargıya müdahale etmiştir'' diye konuştu.