WASHINGTON (ANKA)- Washington Post gazetesi, AKP hükümeti döneminde ordunun siyasetteki etkisinin azaldığını yazdı. Gazete, bunda Avrupa Birliği'nin de büyük etkisi olduğuna dikkat çekti.
Washington Post'ta yayınlanan, Dış İşleri Konseyi'nden Steven A. Cook imzalı makalede Mısır, Cezayir ve Türkiye'de "üniformalı adamlar" ülkeyi yönetmese de bu ülkelerin asker egemen ülkeler olduğu değerlendirmesi yapıldı. Artık asker egemen ülkelerin kaderlerinde sonsuza kadar otoriteci bir biçimde yönetilme olmadığı belirtilen makalede, Türkiye'nin bu durumu kırarak demokrasiye geçişe başladığı ifade edildi. Makalede, genel kanının güçlü Türk Genelkurmayının laikliğe sadık, Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının 1923'te kurdukları rejimi korumaya adanmış olduğu kaydedildi.
"AKP döneminde ordunun etkisi kırıldı"
2002 yılından bu yana Türkiye'nin çeşitli İslami grupların varyasyonu olan AKP tarafından yönetildiği belirtilen makalede, AKP'nin "Türk ordusunun kanatlarını kırparak, siyasi sistemi etkilemesini daha da zorlaştırdığı" ifade edildi. Makalede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin askeri konularda bir dizi düzenlemeye gittiği belirtildi. Makalede, Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı da değerlendirilirken, Kurul'un görevinin bir danışma organına indirildiği böylece MGK'nın kendi bütçesini bile idare edemediği kaydedildi.
"AB iki yüzlülük yapsa da demokrasiyi destekliyor"
Türkiye'deki bu değişimlerin AB'nin, doğrudan müdahalesi ile gerçekleştiği belirtilen makalede, AB'nin Ankara'yla ilişkilerinde pek çok kez ikiyüzlü olsa da Türkiye'de demokrasinin desteklenmesi için çalıştığı değerlendirmesi yapıldı. Makale AB'nin Türkiye'de reformlara yardımcı bir çevre yaratmasına yardım ettiği ifade edildi.
Makalede, 2003-2004 yıllarında Avrupa Birliği umudunun Türkiye'de çok popüler olduğu, böyle bir ortamda da askerin AB çerçevesindeki reformlarına engel olamadığı yorumunda bulunuldu. Türkiye ile AB arasındaki deneyimin, ABD'li siyasiler için açık bir ders olduğu ifade edilen makalede, bazı Arap entelektüel ve eylemcilerinin protestolarına rağmen dış güçlerin siyasi değişimin desteklenmesinde yardımcı hatta karar verici olabileceği ifade edildi.
Makalede, Türkiye'nin "ordu merkezli, yarı-otoritaryen bir siyasi sistemden yükselen bir demokrasiye görece yumuşak geçişinin zorlamayla olmadığı ancak teşvik edildiği vurgulandı.