HABER

Yasadışı dinmede davasında sanık komiser; 'Mahmut Özgener'i dinlemedik'

İzmir'de yasadışı dinleme yaptıkları iddiasıyla, aralarında birinci sınıf emniyet müdürlerinin de bulunduğu 26 tutuksuz sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Yasadışı dinmede davasında sanık komiser; 'Mahmut Özgener'i dinlemedik'

İZMİR, (DHA) Komiser Remzi Fatih Burcu, görev yaptığı dönemde R.S. isimli bir kişiyi dinlediklerini, bu kişinin Mahmut Özgener'in şirketine kayıtlı telefonu kullandığını, Savcı Okan Bato'nun bunu iddianameye Mahmut Özgener'in dinlendiği şeklinde dahil ettiğini söyledi.

İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yasadı dinleme davasının bugün yapılan duruşmasında, tamamı tutuksuz yargılanan 26 emniyet mensubundan 14'ü ile avukatlar hazır bulundu. Davaya, sanık polislerin savunmalarıyla devam edildi. Emniyet Müdürü İbrahim Şimşek, "Eğer önleme dinlemesi yapmazsanız 97 can gider, Suruç olur. Bir hatamız, suçumuz varsa, vatanımızı, milletimizi sevdiğimiz için yaptığımız çalışmalardır. Bunun için de verilecek her cezaya razıyız" diyerek savunmasına başladı.

"Malum bir tarihten sonra", özellikle önleme dinlemesi yapan polislerin tu kaka yapıldığını öne süren Şimşek, "Biz görevimizi yaparak suç işlemişiz gibi algı oluşturmaya çalışıyorlar. Biz görev yaparken sadece 92 dinleme mi yapılmış? Kaç IMEİ dinlemesi yapılmış mahkemeniz sorarsa ortaya çıkar" dedi.

"BEN PARTİ POLİSİ OLMADIM"

Halen görev yaptığı ilde yıllardır tanıdığı insanların bile, "Bu kişiye selam verirsem hakkımda işlem yapılır mı, müfettiş görevlendirilir mi" korkusu yaşadığını ve selam vermeye çekindiklerini ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:

"Eğer savcı bizi suçlamak istiyorsa, ses kayıtlarını çıkarır, tapeleri koyar, 'sen şunu dinlemişsin' der. Ya da log kayıtlarını çıkartır. Ben ve arkadaşlarım, sadece işimizi yaptık. Evimize gitmeden, çocuklarımızı görmeden çalıştık. Hafta içi mesai arkadaşlarında kahvaltı yapmamız örgüt üyeliğine sokuyorsa o zaman örgütçüyüz. Benim tek örgütüm var o da emniyet teşkilatı örgütü. Bu zamana kadar çok seviliyorduk, devlet bir sürü ödül verdi. Ama bir tarih var, o tarih Türkiye'nin miladı. Ben devletin 20 yıllık polisiyim, ben parti polisi olmadım, devletin polisi oldum, olmaya devam edeceğim."

"ÖZGENER'İ DİNLEMEDİK"

Komiser Remzi Fatih Burcu da iddianamenin çelişkilerde dolu olduğunu belirterek, "İmha edilen dinlemeler nasıl arşivlenir?" diye sordu. Görev yaptığı dönemde R.S. isimli bir kişiyi dinlediklerini, bu kişinin Mahmut Özgener'in şirketine kayıtlı telefonu kullandığını anlatan Burcu, Savcı Okan Bato'nun bunu iddianameye Mahmut Özgener'in dinlendiği şeklinde dahil ettiğini söyledi. Burcu, "Mahmut Özgener sansasyonel bir isim, gazeteye manşet olabilir diye düşünmüş olabilir. Mahmut Özgener itibar edip şikayetçi olmamış" diye konuştu. Suçlandığı konulardan birinin de M.G.K. isimli kişinin dinlenmesi olduğunu anlatan Burcu, "Bu kişiyle ilgili dosyaya 4 dinleme girmiş. Ben M.G.K ile ilgili 10-12 dinleme kararı olduğunu biliyorum. Ama bu 8 karar dosyaya, altında mevcut İstihbarat Şube Müdürlüğü çalışanlarının imzası bulunduğu için dahil bile edilmemiş" diyerek tüm iddiaları reddetti. Burcu, suçlandıkları konunun devletin bekası için kanunlar çerçevesinde yapılan çalışmalardan başka bir şey olmadığını dile getirdi.

"KANUN VE HUKUK ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİ ÇİĞNENMİŞTİR"

Tutuksuz yargılanan emniyet müdürlerinden Memduh Tosun, savunmasında ayakları yere basmayan, sanal delillendirme yapılan bir iddianame ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Kendilerinin 2008-2009 teknolojisini kullanarak yanlış kişileri dinlediklerinin iddia edildiğine dikkat çeken Tosun, dinlenildiği iddia edilen 92 hatla ilgili 2015 teknolojisiyle çalışma yapılarak hazırlanan iddianamede dahi bunlardan 12'si hakkında yanlış bilgiler yer aldığına dikkat çekti.

Net bir ayrımcılıkla karşı karşıya olduklarını, aynı dönemde görev yaptıkları bazı kişilerin, kendilerine yöneltilen suçlamalara konu aynı işlemlerin altında imzası olmasına rağmen, 'iş yoğunlu' gibi gerekçelerle dosyadan isimlerinin çıkarıldığını belirten Tosun, "Kanun ve hukuk önünde eşitlik ilkesi çiğnenmiştir" dedi.

İddianamede örgüt yöneticisi olmakla suçlandığını da anlatan Memduh Tosun, aynı örgütte yönetici olmakla suçlanan Tarkan Kolik'i tanımadığını, bu kişiyle gözaltına alındıktan sonra nezarethanede tanıştığını söyledi. İlk operasyonda örgüt üyeliğinden tutuklandıklarını da dile getiren Tosun, ikincisinde tutuklama kararı veren hakimin, gerekçe olarak örgüt üyeliğini dahi koymadığını aktardı. Tosun, "Gerçekten afaki örgüt kurulmuş, hiçbir somut bir şey yok" diye konuştu. Savcının iddianamede, TibNOT programını kullandıklarını yazdığını, ancak İstihbaratta TibNOT diye bir program olmadığını, bunu TEM ve KOM Şubelerinin kullandığını söyledi.

“BİRBİRLERİNİ TANIMIYORLAR"

Memduh Tosun'un avukatı Mehmet Şener Özterzi de, emniyet mensubu olan müvekkilinin eli kanlı terörist gibi yargılanmasının tamamen yasalara aykırı olduğunu söyledi. Yargılamaya 2008-2009 dinlemelerinin konu edildiğini, hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen bunlarla zaman aşımı dolduğunu, suçlama yapılmasının da mümkün olmadığını ifade eden Özterzi, "Şimdi üçüncü soruşturmayı yapıyorlar. Bundan da tutuklama çıkmazsa 4'üncüsünü yapacaklar diye düşünüyorum. Bu nasıl örgüt ki üyeleri bile birbirini tanımıyor. Aynı tarihlerde aynı şubede, çalışan 100 kişi var, huzura ısrarla 30 kişi getiriliyor. TCK'ya göre ayrımcılık yapılamaz, ancak ayrımcılık yapılıyor. Ortada dinleme tapesi yok, 1 lira menfaat yok, yargılanan sanıklar arasında tapeler yok, bu kadar delilsizlikle neden bir şeyler yapılmak isteniyor? Bu dava hatır için mi, baskıyla mı açıldı bunu da heyetin takdirine bırakıyorum" dedi.

Savunmalara cuma günü devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İzmir'de 2014 Ağustos ayında Star gazetesinin haberi delil kabul edilerek yapılan kupür operasyonunda, mahkemenin, "Değil somut delil, olgu dahi yok" kararıyla serbest bırakılan 17 polisin de aralarında bulunduğu 26 polise, 2015 Ocak ayında ikinci operasyon düzenlenmişti. Sanık polislerden sadece emniyet müdürleri Memduh Tosun ve İstihbarat eski Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın tutuklanmış, avukatlarının üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucu serbest bırakılmışlardı. Daha sonra haklarında dava açılmıştı.

En Çok Aranan Haberler