Savcıların, eve giden polislerin amirlerine 'Yastığı bile oynatırsanız düzeltin' dediği ortaya çıktı.
Ergenekon davasında evinde 7 saat boyunca arama yapılan ve burs listeleri ile birlikte çok sayıda özel eşyasına el konulan ÇYDD'nin merhum başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'a ilişkin savcıların 'hassas' davrandığı ortaya çıktı.
Eğitim savaşçısı Saylan'ın yıllardır mücadele ettiği kanser hastalığının son aşamasında iken evine yapılan baskın kamuoyunun büyük tepkisini çekmişti. El konulan özel eşyalarının günlerce geri verilmemesi de bu tepkiyi artırmıştı.
13 Nisan'da aralarında çok sayıda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) yöneticisinin bulunduğu 39 kişinin gözaltına alındığı Ergenekon 12. dalga operasyonunda hedeflerden biri de Saylan'ın Arnavutköy'deki eviydi.
Ergenekon savcıları, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize ve Terörle Mücadele Şube Müdürlükleri'ne gönderdikleri yazılı talimatta; 'Şüpheli Türkan Saylan hakkında yakalama, gözaltı işlemi yapılmaması, aksine davranışların sorumluluk gerektireceği hususu dikkate alınarak gizliliğe riayet edilmesi, şüphelinin sağlık sorunları ve özel hayatın gizliliğine yönelik unsurların dikkate alınması rica olunur'' dedikleri öğrenildi.
AYNI HASSASİYET
Savcı Zekeriya Öz ve Fikret Seçen, Saylan'ın evine gidecek Emniyet biriminin müdürlerini de arayarak 'özen' gösterilmesini istemişler. Hatta savcıların polislere 'yastığı bile yerinden oynatırsanız hemen düzeltin' dedikleri de öğrenildi.
3. Ergenekon iddianamesinin ekinden, savcıların 10. dalgada evi aranan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu için de polislere yazdığı 'dokunmayın' talimatı çıkmıştı. Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Ercan Şafak, Murat Yönder imzasıyla, 06 Ocak 2009 günü İstanbul Emniyet'ine gönderilen yazıda polisler kesin bir dille uyarılmıştı. Talimatnamede 'Şüpheli Sabih Kanadoğlu hakkında yakalama, gözaltı işlemi yapılmaması, aksine davranışların sorumluluk gerektireceği hususu dikkate alınarak yukarda belirtilen tüm hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve gizliliğe riayet edilmesi rica olunur' ibaresi aşırı hassasiyeti gözler önüne sermişti.
Gülden KILIÇ / Akşam