Ayşe Sayın
Ankara
Hükümetin 4. yargı paketi, kamuoyunda beklentileri karşılamayınca, gözler tasarının görüşüleceği TBMM'ye çevrildi.
Uzun tutukluluk süreleri, tutuklu milletvekilleri sorunu ve İmralı görüşmelerinin önemli kriterlerinden KCK tutuklularının tahliyesini sağlayacak düzenlemelerin, tasarının Meclis'te görüşmelerinde değiştirilebileceği güçlü olasılık olarak seslendirilmeye başlandı.
Hatta sorunun muhalefetin de katılımı sağlanarak “ortak önerge formülüyle” aşılabileceği de dillendiriliyor.
Her ne kadar Adalet Bakanı Sadullah Ergin, paket Meclis'e ulaştıktan sonra “dağ fare doğurdu” içerikli haberler üzerine, “Paket konuşulmaya başladığından bu yana, Kasım 2011'den bu yana hep aynı şeyleri söyledik. Bu çalışma Avrupa Konseyi ile Adalet Bakanlığı'nın yürüttüğü ortak bir çalışmadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde karşı karşıya kaldığımız tabloyu tedavi etmeye yönelik bir çalışmadır, dedik. Biz çıtayı buraya koymuşuz, çerçeveyi çizmişiz” açıklaması yaptıysa da hem kamuoyu hem de muhalefet buna ikna olmuş değil.
Nitekim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de paketle ilgili tartışmalara dahil oldu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM’de bu hafta görüşülmeye başlanacak 4. yargı paketinde uzun tutukluluk sürelerine ilişkin düzenleme olmamasına yönelik eleştiriler gördüğünü belirterek “Komisyonda bütün bunlar tartışılacak, herhalde oralarda değişikliğe uğrayabilir” diyerek tartışmalara katıldı.
Genel kanı, paketin Bakanlar Kurulu'ndaki imza aşamasında hükümetin bir “karar değişikliğine” gittiği yönünde.
Bu konudaki kanıyı güçlendiren ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın “Paketi Meclis'e sevkettik” açıklamasına karşın paketin yaklaşık iki hafta boyunca “sevk” edilmemesi gösteriliyor.
Yeni İmralı sürecini başlatan hükümetin, PKK'nin elindeki rehineleri bırakacağını açıklamasından sonra, “Rehinelere karşı KCK'liler” algısının oluşmasını engellemek için bu konudaki düzenlemeleri pakete koymadığı dile getiriliyor.
Aynı şekilde Ergenekon ve KCK davaları kapsamında tutuklu olan milletvekillerinin serbest bırakılmasının da AKP tabanında ters tepki yaratacağı düşüncesiyle bu konudaki düzenlemelerin pakete konulmadığı konuşuluyor.
Hükümet yetkililerinin “biz tasarıyı aynen çıkarmak istiyoruz” açıklamalarına karşın, “tutuklu milletvekilleri ve KCK tutukluları” sorununun çözümü konusunda bu nedenle ortak önerge formülü ön plana çıktı.
Zaten bu konularda CHP ve BDP'nin önerge hazırlığı biliniyor.
MHP ise KCK tutuklularının tahliyesini sağlayacak düzenlemeye karşı.
Bu şartlarda AKP Hükümetinin CHP ve BDP desteğini alması durumunda, “hükümet değil, Meclis kararı” diyerek, bu konudaki çözüme yaklaşacağı ifade ediliyor.
BDP’nin bu konudaki desteğini alacağı hesabı yapan hükümet kanadının, tutuklu milletvekilleri konusunda 12 Haziran 2011 seçimlerinden hemen sonra kamuoyuna açıklanan “protokolün” gereğinin yerine getirilmesinde ısrarcı olan CHP’nin tutumunu görmek istediği belirtiliyor.
Hükümetin, “ortak önerge” formülü konusunda olumlu sinyal alması durumunda, KCK tutukluları için BDP’lilerin önerdiği, Türk Ceza Yasası'nın 314. Maddesinin “devletin güvenliğine karşı suçlar” ile “anayasal düzene karşı suçların” düzenlendiği bölümlerinde değişiklikle KCK ve Ergenekon benzeri davalarda tahliye yolunun açılması seçeneği üzerinde duruluyor.
Son derece “ince bir çizgide” yürüyen süreçte tutuklu milletvekilleri için farklı seçenekler dile getiriliyor.
Milletvekilleri için “tutukluluk sürelerinin” indirilmesinin sorunu çözmeyeceği için daha köklü bir çözüm getirilmesi planlanıyor.
Bu kapsamda milletvekillerinin “ağır cezayı gerektiren suçüstü hali” yani öldürme, yaralama gibi adi suçlar dışında “hiçbir koşulda tutuklanamaması”, hüküm giymeleri halinde ise “infazın dönem sonuna ertelenmesi” seçeneği ön plana çıktı.
İktidar ile muhalefet arasında bu konuda uzlaşmaya varılması durumunda, düzenlemelerin iktidar ve muhalefetin vereceği ortak önergelerle pakete eklenmesi planlanıyor.
Ancak konunun “siyasi istismar” amaçlı kullanılmasını engellemek için de süreç son derece dikkatli yürütülüyor.
Hükümetin bu konuda “kesin kararlılık” ortaya koyması durumunda değişikliklerin TBMM Adalet Komisyonu'ndaki görüşmeler yerine tasarının nihai yasalaşma yeri olan TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında tasarıya eklenmesi düşünülüyor.