HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Zehirlenme: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Vücutta, belli bir oranın üzerinde bulunan, insan yaşamını riske sokan ve yaşamsal işlevlere zarar veren kimyasal maddelere zehir, zehrin sebep olduğu durumlara ise zehirlenme denir.

Zehirlenme: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Toksik durum, zehirli maddelerin yenmesi, solunması, içilmesi, hayvan ısırıkları ya da zehirli maddenin ten ile teması halinde meydana gelir. Evlerde ya da endüstride kullanılan gazların solunması sonucu oluşan sorunlar, oral yolla alınan bir gıda yoluyla zehirlenmek kadar etkili ve tehlikelidir.

Zehrin özelliğine göre yaşanan semptomlarda da farklılık görülür. Bazı durumlarda kendinden geçme ve bilinç kaybı yaşanırken, kimi durumlarda bu belirtilerin hiçbiri yaşanmaz. Zehirlenme hangi yolla yaşanırsa yaşansın, çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de her yıl 35.000’den fazla kişi zehirlenerek ölüyor ve genellikle bu duruma maruz kalanların yarısı 6 yaşından küçük çocuklar. Ölen sayısı, yaşanan araba kazalarında ölenlerden daha yüksek rakamlar.

Zehirlenme Nedenleri Nelerdir?

Zehirlenme pek çok nedene bağlı olarak gelişebilir. Günlük yaşamda kullanılan pek çok ürünün içinde öldürücü maddelerle karşılaşırız. Çoğunlukla yanlış kullanımdan ya da kaza sonucu kullanımlarından ötürü toksik duruma sebep olurlar. Bilinçli olmak ve kullanılan ürünlerin içeriğinden emin olmak, ölümcül durumların önüne geçmede yardımcı olur.

1. İlaçlar

Sindirim yolu zehirlenmeleri olarak kabul edilen ilaç zehirlenmeleri en sık karşılaşılan durumdur. İlaç alımlarında, eğer müdahale edilmezse kalıcı hasara yol açabilir. Hatta ölümle sonuçlanabilir. Kaza ya da hata sonucu fazla miktarda ilaç alımı vücutta toksik etki yaratır ve oldukça tehlikelidir.

Ağrı kesicilerin, uyku ilaçlarının, psikiyatrik ve morfin sınıfına giren ilaçların kullanımı, sinir sistemini kötü yönde etkiler. Organlarda da deformasyona neden olabilir. Her ilaç vücutta farklı bir bölgeyi etkileyebilir. Bazıları kalbi, bazıları böbrekleri, bazıları da karaciğeri etkileyebilir. İlaçların son kullanma tarihleri de bu anlamda oldukça önemlidir. Bu sebeple ilaçların mutlaka son kullanma tarihleri kontrol edilmelidir.

2. Kozmetik ürünler ve plastik oyuncaklar

Kişisel bakım ürünleri, içeriklerindeçok sayıda kimyasal madde bulundurmaları sebebiyle tehlikelidir. Raf ömrünü uzatmak için kozmetiklerin içine konulan bazı maddeler toksik etki yaratır. Organik denilen pek çok üründe bile kimi zaman bu maddeler mevcuttur. Bir ürün alınırken bakılması gereken bazı maddeler şunlardır:

  • Talk: Talk, “hydrous magnezyum silikat” olarak bilinir. Topaklaşmayı önleyen, emici bir madde olduğundan pek çok kozmetik üründe kullanılır. Bebek pudralarında bile kullanılan bu madde farlarda, allıklarda ve toz içeren çoğu kozmetikte mevcut. Bu asbest içerikli talk, yumurtalıklarda ve ciğerlerde tümöre neden olur.
  • Paraben: Kozmetiklerde methyl, propyl ve ethylparaben isimleriyle yer alan paraben de raf ömrünü uzatmak için kullanılan kimyasallardan biridir. 2004 yılında yapılan bir araştırmada, 20 farklı meme tümörü biyopsisinde, 6 çeşit parabenin vücut tarafından zarar görmemiş şekilde bulunduğu ve bunun kozmetik kullanımından ileri geldiği tespit edilmiştir. Doğal olduğu iddia edilen ürünlerin yaklaşık %90’ında paraben bulunur.
  • Sodyum loril sülfat: Kişisel bakım ürünlerinde bulunan en tehlikeli maddedir. Yüzey temizleyiciler, motor yağı gidericileri ve oto yıkama deterjanlarında da kullanılır. Bu tehlikeli madde kimyasal zehirlenmeyi meydana getirerek ciltte hasara, gözde ve karaciğerde kalıcı hasara neden olur.
  • Fitalat: Ürünlerin daha uzun süre rafta kalmasını sağlayan bir diğer madde de fitalattır. Vücuttaki iç salgı bezlerine zarar veren tehlikeli bir kimyasaldır. Bu madde yaygın şekilde çocukların plastik oyuncaklarının ve tıbbi bazı malzemelerin yumuşak olmasını sağlamak için kullanılır. Bu maddeye maruz kalanların böbrek ve akciğerlerinde hasara, erken meme gelişimine ve üreme organlarında hasara rastlanır.

3. Ev temizliği ürünleri

Ev kimyasalları arasında ilk sırada çamaşır suyu, yakıcı maddeler ve deterjanlar yer alır. Bu gibi kimyasallar sebebiyle zehirlenmeye maruz kalanların çoğunluğu 5 yaşından küçük çocuklardır. İntihar amaçlı alınması durumu hariç ölümle sonuçlanma seyrek görülür. Ancak acil müdahale gerektirir. Sıvı deterjanlar, sabunlar, şampuanlar bileşiminde anyonik ve iyonik olmayan maddeler ile suyun pH’ını düzenleyen bazı maddeler içerir. Zehirleyici etki güçleri düşüktür ve sistemik etkilere yol açmazlar. Ancak otomatik bulaşık ve çamaşır makinelerinde kullanılan deterjanlar daha yüksek derecede alkali içerdiği için toksiktir ve sindirim sisteminde ciddi yanıklara yol açarlar.

Screenshot_23

4. Soba gazı

Karbonmonoksit gazı; doğal gaz, gaz yağı, benzin, tüp gazı ve kömür gibi içeriğinde karbon bulunan yakıtların yanması ya da tam anlamıyla yanmaması sonucu oluşan dumanda yer alan zehirli bir gazdır. Tatsız, kokusuz, renksiz ve ciltte herhangi bir reaksiyon göstermeyen bir gaz olduğu için sinsice yayılır ve zehirler. Karbonmonoksit, soluduktan sonra akciğerler yoluyla kana geçer ve dokulara oksijen taşıyan hemoglobine oksijenden yaklaşık 200 kat daha hızlı bağlanır. Kalp, beyin ve diğer organları çalışamaz duruma getirir ve kalıcı hasarlara yol açar.

5. Gıda maddeleri

Gıda zehirlenmeleri genellikle hafif geçirilen bir hastalıktır, ancak ölümcül olabilen sonuçlar da doğurabilir. Kişi bakteri ve toksinlerle bozulmuş gıdalar tükettiğinde zehirlenebilir. Besin zehirlenmesi tek bir kişiyi ya da aynı yiyecekten yemiş birçok kişiyi etkileyebilir. Bu tür toksik durumların, kuluçka süreleri farklıdır. Bu nedenle etkiler kimi insanda yarım saat ya da bir saat içinde görülebilirken, kimisinde 12 ile 48 saat içinde meydana gelir.

Gıda zehirlenmelerinin en yaygın bakteriyel nedeni, çiğ kümes hayvanları, pastorize edilmemiş süt, kırmızı et ve arıtılmamış kirli suda bulunan kampilobakterdir. İkinci yaygın bakteri olan salmonella ise, pastorize edilmemiş sütte ve çiğ yumurta ürünlerinde, çiğ ette ve kümes hayvanlarında bulunur.

6. Böcek ilaçları

Böcek ilaçları zehirlenmesi, ilaçlama esnasında dokunma yoluyla oluşan bir durumdur. Çok geniş alanda kullanımı olan fosforlu insektisitler suda az, yağda ise yüksek oranda çözünürler. Kullanım alanlarının fazla olması sebebiyle bu tür zehirlenmelerle sık karşılaşılır. Vücuda giren böcek ilacı ilk olarak karaciğeri etkileyerek diğer dokularda da enzimatik etkiye maruz kalırlar. Uğradıkları metabolik değişim yüzünden suda kolay çözünen metabolitlere dönüşerek hızlı şekilde toksik hale gelirler.

Erken fark edildiği durumlarda ölümlerin ve ciddi hasarların önüne geçilebilir. Geç anlaşıldığı takdirde koma ve ölümlerle sonuçlanır. Özellikle ilk belirtiler olarak; salya artışı, kaslarda titreme ve seğirme kendini gösterir. Bu tarz belirtilerle karşılaşılırsa, acil olarak mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.

Zehirlenme Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler, zehirlenmenin türüne göre farklılık gösterir. Genellikle en yaygın olan türleri, besin ve ilaç zehirlenmeleridir. Her biri farklı şekillerde insan vücudunu etkilediğinden, farklı organlara zarar verir ve dolayısıyla belirtileri de farklıdır. Bu belirtiler kişiden kişiye de farklılık gösterebilir. Zehirlenme belirtileri ne kadar sürede ortaya çıkar? Belirtiler 1 saat içinde görülebileceği gibi saatler sonra hatta 1 hafta gibi bir sürede bile ortaya çıkabilir. Solunum, sindirim ve dokunma yolu ile oluşan durumlarda yaşanan genel belirtiler şu şekildedir:

1. Mide ağrıları ve kramplar

Besin yolu ile oluşan zehirlenmelerde, yenilen yemeklerin sindirim sistemi yoluyla mideye ulaşmasından dolayı ilk belirtiler midede başlar. Yemek yedikten sonra mide krampları, kusma ve ishal görülür. Hatta bazı ciddi durumlarda kusmukta ve dışkıda kan görülebilir. Parazit kaynaklı oluşan zehirlenmelerde, parazitlerin gelişmesinden dolayı daha uzun süre bu belirtiler görülebilir. Bazı durumlarda belirtilerin görülmesi 1 ayı bulabilir.

2. Halsizlik

Zehirlenme meydana geldiğinde, belirtilere halsizlik de eşlik eder. Bunun yanında bulanık görme, kas zayıflıkları, kaslarda istemsiz hareketler, yutkunma güçlüğü, ağız kuruluğu ve bakterilerden dolayı oluşabilecek birtakım belirtiler de görülür.

3. Yüksek ateş

Vücut sıcaklığında görülen değişimler de zehirlenmenin belirtileri arasındadır. Sadece ateşin yükselmesi tek başına yeterli bir neden olarak görülmez. Midede kramp ve ağrılar, ishal ve kusma da ateşle birlikte görüldüğünde zehirlenmeden şüphelenilir. İlaç kullanımlarında da görülen zehirlenmeye özellikle aspirin kullanımı, ağrı kesiciler, çeşitli antidepresan ilaçlar, yüksek kan basıncı yapan beta engelleyiciler, seratonin kullanımı, bazı kalsiyum tabletlerinin kullanımı sebep olur. Bu belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora gidilmesi erken müdahale için çok önemlidir.

4. Bilinç kaybı ve nöbet geçirme

Böyle bir durum yaşanması olayın zehirlenmenin üzerinden bir süre geçtikten sonra, geç fark edildiğinde gözlemlenir. Ayrıca karbonmonoksit zehirlenmeleri nedeniyle oluşan semptomlar, solunum yoluyla olduğu için bu belirtiler daha sık görülür. Nefes almada güçlük, solunumum çok ağırlaşması da beraberinde görülen etkilerdir. İleri safhada olan bu belirtiler görüldüğünde acil olarak bir ambulans çağrılması ve zehirlenen kişiye müdahale edilmesi gerekir. Aksi halde ölümle sonuçlanacak durumlar ile karşılaşılabilir.

5. Ciltte kaşıntı ve döküntü

Özellikle dokunma yoluyla oluşan zehirlenmelerde, (böcek ilaçları gibi) cilt bir süre sonra reaksiyon gösterir ve pul pul döküntüler ve şiddetli kaşıntılar görülür. Besinler ile oluşan zehirlenmelerde de, özellikle balık zehirlenmelerinde kaşıntı ve döküntü gibi alerjik reaksiyonlar görülür. Alerjik reaksiyonlar ciddi bir durumdur. Özellikle alerjik bünyeye sahip kişiler daha çabuk etkilenir.

Zehirlenmelerde İlk Müdahale Nasıl Yapılır?

İlk olarak acil servis aranarak yardım çağırın. Sonra yapılacak ilk yardım zehirlenmenin sebebine göre belirlenir. İlaç ve gıda zehirlenmesi için ne yapılmalı? Zehirlenen kişi baygın ve sorulara yanıt veremiyorsa yan yatırın. Rahat nefes alması için, dilinin dışarı çıkmasını sağlayın. Daha sonra yardım gelmesini bekleyin. Hasta baygın değilse ve sorulara yanıt verebilecek durumda bilinci açıksa, midedeki zehirli maddeyi atabilmesi için tuzlu su içmesini sağlayarak kusması için çaba sarf edin.

Besin zehirlenmesine ne iyi gelir? Bu konuda yapılabilecek en doğru şey, zehrin vücutta emilmesini geciktirmek için bol süt içmektir. Eğer zehirli madde alımının üstünden 4-5 saat geçmişse, zehir bağırsaklara geçmiş olabileceği için hastayı kusturmayın. Gaz yağı, benzin, tiner yoluyla oluşan durumlarda da hastayı kusturmamalısınız. Deri ve solunum yolu ile oluşan toksik vakalarda, kazazedeyi zehirli ortamdan uzaklaştırın ve rahat nefes almasını sağlayın.

Deri yolu ile zehirlenme meydana gelmişse hastanın kıyafetlerinde de toksik madde olacağından hastayı soyun ve yıkayın. Hastayı yürütmeyin ve koşturmayın. Açık ortamda düz bir zemine yatırarak, bol oksijen almasına yardımcı olun ve ilk yardımın gelmesini bekleyin.

Zehirlenme Tedavisi Nasıl Yapılır?

Pek çok farklı türde tedavi mümkündür. Hastanın yaşamsal fonksiyonları kontrol edilir. Karın muayenesi, deri muayenesi yapılır. Yanık, renk ve ısı değişikliği olup olmadığı kontrol edilir. Alınan bazı ilaçlar, özellikle antihistaminikler, antidepresanlar, atropin, kas-iskelet sistemi gevşetici ilaçlar, antiparkinson ilaçlar “kolinerjik muskarinik” sendroma sebep olur. Bu sendromda, miyozis, tükürük ve bronş salgısında artış, bradikardi, bronkospazm, ishal ve nöromüsküler yetmezlik görülür. Tedavi için kullanılan bazı yöntemler şunlardır:

1. Destek tedavi

Bu tedavide hastaya ilk müdahale yapılır. Solunumun, dolaşım gibi hayati fonksiyonlarının normale dönmesi sağlanır. Hastanın verdiği tepkilere bakılarak, durumu analiz edilmeye çalışılır. Bazı destek tedavi yöntemleriyle, zehrin vücuda verdiği zararlar yok edilmeye çalışılır.

  • Hiperbarik oksijen tedavisi: İleri düzey toksik duruma maruz kalındığında, vücudun oksijene ihtiyacı vardır. Özellikle karbonmonoksitin yaşattığı toksik etkinin tedavisinde kullanılmaya başlanan bu yeni yöntemin başarı oranı oldukça yüksektir. Kapalı bir ortamda, atmosfer basıncı düşürülerek, aynı zamanda hastaya %100 oksijen solutularak uygulanan bir tedavi yöntemidir. Seanslar halinde uygulanan bu tedavide hastanın durumuna göre, en düşük 10 seanstan başlayarak, 20 ya da 30 seansa kadar uygulama yapılması mümkündür. Hiperbarik oksijen tedavisi sayesinde karbonmonoksitin verdiği zararlar yok edilerek hücrelerin yenilenmesi sağlanır.

2. Absorbsiyonun azaltılması

Zehirlenme halinde absorbsiyonun azaltılması için hastaya birtakım işlemler yapılır. Bu yöntemler;

  • Kusturma yolu ile zehrin uzaklaştırılması sağlanır. Hastanın kusturulmaması gereken bazı durumlar; korozif madde alındığında hasta komada ise, konvülziyonları olanlarda, petrol ürünleriyle ve gaz ile zehirlenmiş olanlarda, 6 aydan küçük çocuklarda ve pıhtılaşma bozukluğu olanlarda kusturma işlemi yapılmaz.
  • Gastrik lavaj uygulanır. Oral ilaç alımından sonraki 4 saat etkilidir. Lavajda izotonik NaCI ya da çesme suyu kullanılır. Az sıvı verilerek ve hemen geri alınarak, partikülsüz düz berrak su gelinceye kadar bu işleme devam edilir. Lavaj, büyük tabletlerle zehirlenmelerde, ve hava yolu güvenli olmayan durumlarda uygulanmaz.
  • Aktif kömür tedavisi uygulanır. Bu yöntem, çok sayıda maddenin absorbsiyonunu azaltır. Oral toksik madde alımını takiben 2 saat içinde etkilidir. Aktif kömür uygulamasına 6 saatte bir devam edilir. Aktif kömürün etkili olmadığı durumlar; alkoller, hidrokarbonlar, lityum, asitler, etilen glikol, ağır metaller, alkali kostikler ve demirdir.

3. Atılımın sağlanması

Bu tedavi yöntemi de son aşamalarda uygulanan tedavi yontemleri arasındadır. Toksik maddenin atılımı için bazı yöntemler uygulanır.

  • Diürez uygulanır. Özellikle zayıf asit yapısındaki salisilat ve fenobarbital zehirlenmelerinde hastaya NaHCO3 verilerek iyon tuzağı yöntemiyle ilacın atılımı sağlanır.
  • Hemodiyaliz endikasyonları uygulanır. Salisilat, lityum, alkol intoksikasyonunda hemodiyaliz yapılır. Asetaminofen, glutetimide, teofilin, barbitürat intoksikasyonunda hemoperfüzyon teknikleri kullanılır.

4. Spesifik antidot tedavisi

Antidot tedavisinde amaç zehrin etkisini azaltma, etkisini tersine çevirme yani zehir hale getirmektir. Bir çeşit panzehirdir. Yaşam tehdidi olduğu durumlarda, sıklıkla tek bir doz olarak ya da gerekli durumlarda kısa süre aralıklarla tekrarlanarak uygulanır.

Bu tedavi yöntemleriyle birlikte dikkat edilmesi ve yapılması gereken en önemli şey bol bol su içmektir. Tüketilen gıdalara dikkat etmek, tazeliğinden emin olmak gerekir. Beklemiş gıdalar tüketilmemelidir. Kullanılan ilaçların dozlarına ve son kullanma tarihlerine dikkat ederek içmek, tedbir açısından oldukça önemlidir.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler