HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Fransa grevde: Sendikalar ve hükümet karşı karşıya

Fransa'da giderek büyüyen ve benzin istasyonlarında kuyrukların oluşmasına yol açan grevler, hem Hollande hükümeti, hem de grevlerin başını çeken CGT sendikası için kaybetme lüksünün olmadığı bir gerilime dönüştü.

Fransa grevde: Sendikalar ve hükümet karşı karşıya

Hugh Schofield

BBC Paris muhabiri

CGT sendikası hükümetin parlamentoya sunmadan yasalaştırmaya çalıştığı çalışma yasası reformuna karşı çıkıyor.

Fransa birden bire kendisini sosyal patlamanın eşiğinde bulmuş durumda.

Hükümetin büyük tepki çeken çalışma yasası reformuna karşı yaklaşık iki aydır süren ve pek de etki yaratamayan orta büyüklükteki sokak gösterilerinin ardından son bir haftada işler değişti.

Bugün ülkenin dört bir yanında benzin istasyonlarında uzun kuyruklar var. Öfkeli Fransızlar işe arabalarıyla gidemez oldular. İşçilerin greve gittiği petrol rafinelerinin girişlerinde üst üste konmuş araba lastikleri alev alev yanıyor.

Fransa'nın ekonomideki başarı hikâyesi sonlandı mı?Fransa'da grev tüm rafinerilere yayıldıTüm bunlar yetmezmiş gibi bir de nükleer santral çalışanlarının greve gitmesi durumunda elektrik kesintilerinin başlaması riski var.

Fransa'daki hükümet karşıtı eylemlerde işleri değiştiren, ülkenin önemli sendikalarından Genel Emek Konfederasyonu'nun (CGT) stratejik bir karar alarak grevlere katılacağını açıklaması oldu.

İki hafta önce Başbakan Manuel Valls, Cumhurbaşkanı François Hollande'la görüştükten sonra çalışma yasası reformunu parlamentoya sunmadan yasalaştıracağını söylemişti.

Rafineri işçileri de greve katılmış durumda. Rafineri girişlerinde lastikler yakılıyor.

Bu hak Fransız hükümetlerine anayasa tarafından tanınmış durumda. 1958'den bu yana da yaklaşık 50 kere kullanıldı.

Göstericilerin pankartlarını anlamak açısından önemli olan 49'a 3 maddesinin devreye sokulması hükümetin çalışma yasası reformu konusunda ısrarcı olduğunu gösteriyordu.

CGT'nin yanı sıra genel işçi sendikası olan İşçi Gücü'nün de (FO) desteğiyle direnmeye karar verdi.

49'a 3'ün devreye sokulmasını bir zayıflık olarak gördüler. Eğer hükümet parlamentodaki çoğunluğuna güveniyor olsaydı, fire vermeyeceğinden emin olsaydı neden bu yolu tercih edecekti ki?

Kamuoyu yoklamalarında halkın büyük çoğunluğunun reforma karşı olduğu sonucu ortaya çıkınca güvenleri de arttı.

Ardından da halk desteğini ve itibarını yitirmiş Cumhurbaşkanı Hollande'ın sendikalarla dişe diş bir mücadeleye girmekten kaçınıp geri adım atacağını düşündüler.

Sonunda da çok sert bir grev kararı aldılar.

Fransa'nın birçok kentinde sürücüler benzin istasyonlarında saatlerce kuyrukta bekliyor.

Tarihsel olarak komünistlerle bağlantılı olan CGT güçlü olduğu ve stratejik öneme sahip petrokimya, limanlar ve demiryolları gibi alanlarda grevi başlattı.

Hükümet istediği kadar grev hakkının kanun dışı biçimde uygulamaya konduğundan dert yanabilir.

Ancak CGT Başkanı Philippe Martinez halkın iradesini hiçe sayanın hükümet olduğunu söylüyor.

Martinez, Hollande yönetimini parti programında yer almamasına karşın iş çevrelerinin önünü açacak reformları hayata geçirmekle ve ardından da seçilmiş milletvekillerini hiçe sayarak çalışma yasası reformunu yasalaştırmaya çalışmakla suçluyor.

Her iki tarafın da büyük oynadığı bir gerilimö yaşanıyor.

İşin sonunda kaybeden taraf sadece savaşı değil, daha fazlasını kaybedecek.

CGT, diğer sendikalarla bir güç mücadelesi içerisinde.

Fransa'daki sendikalar işçi temsili konusunda zayıf. CGT işgücünün sadece yüzde 3'ünü temsil ediyor. Ancak sendikalar ülkenin kurumsal yapılanması içerisinde büyük bir işleve sahip.

En büyük sendika olmak, sosyal güvenlik müdürlüğü gibi kurumsal yapılarda daha fazla temsil hakkı anlamına geliyor. Elbette aynı zamanda daha fazla istihdam ve kamu ödeneği de sendikanın büyüklüğüyle alakalı.

Demiryolu işçileri de greve katılmış durumda.

CGT Sosyalist Parti hükümetini karşısına alarak en büyük rakibi olan Fransız Demokratik Emek Konfederasyonu (CFDT) ile açıktan savaşa girmiş oldu. CFDT çalışma yasası reformunu desteklediğini açıklamıştı.

Sendika seçimleriyse gelecek yıl yapılacak. Eğer CGT bu savaşı kaybederse uzun soluklu bir düşüşe geçebilir.

Ancak risk Hollande ve Valls için daha da büyük.

Daha iki ay önce Cumhurbaşkanı gelen bir diğer tartışmalı kanun teklifini masadan kaldırmak zorunda kalmıştı.

O yasal düzenlemede 'teröristlerin Fransa vatandaşlığından çıkarılması' teklif ediliyordu.

Eğer yine geri adım atarsa basiretsiz bir lider görüntüsü vermekten endişe ediyor. Böyle bir durumda Başbakan Manuel Valls de büyük ihtimalle istifasını verir.

Hollande'ın geri adım atması aynı zamanda bugüne kadar kendisini destekleyen CFDT sendikasına da büyük bir ihanet olur.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande çalışma yasası reformunun yasalaşacağını söylüyor.

CFDT, rakibi CGT'yi her fırsatta sert biçimde eleştirmeye ve sendikayı eski kafalılıkla suçlamaya devam ediyor. Eğer çalışma yasası reformu rafa kaldırılırsa bedelini CFDT ödeyecek.

Peki bu açmaz nasıl çözülecek?

Gelecek iki ya da üç hafta içerisinde işlerin netleşmesi bekleniyor. Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın başlamasıyla birlikte sendikaların ve hükümetin nasıl bir yol izleyeceği belirleyici olacak.

Grevden yana olan sendikalar hükümetin Euro 2016 organizasyonunda küçük düşmektense her türlü tavizi vermeye razı geleceğini düşünüyor.

Hükümetse, grevlerin uzamasıyla kamuoyu öfkesinin grevleri körükleyen sendikalara dönmesini bekliyor.

Ama tarafların ciddi bir yüzleşmeye doğru gittiği açık.

Fransa çalışma yasası reformu neleri kapsıyor?Haftada 35 saat çalışma limiti değişmiyor ancak sadece ortalama çalışma süresi olarak kabul edilmesi teklif ediliyor.Şirketlere yerel sendikalarla görüşüp daha fazla ya da daha az çalışma süresi uygulamalarına geçme hakkı tanınıyor. Yasa teklifindeki azami çalışma süresi ise 46 saat.Şirketlere maaş indirimi konusunda daha fazla hak tanınıyor.İşten çıkarmalar kolaylaştırılıyor.Çalışanların izinlerini ne zaman kullanabileceği konusunda şirketlerin söz hakkı artırılıyor.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler