HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türkiye'de yaşayan Rusların büyük sorunu

Rusların Antalya'ya kalıcı yaşam kurma istekleriyle ilgili bir araştırma yapıldı.

 Türkiye'de yaşayan Rusların büyük sorunu

Rusların Antalya'ya kalıcı yaşam kurma istekleriyle ilgili bir araştırma yapıldı. Antalya'da yerleşik yaşayan Rusların yüzde 81'inin kente uyum konusunda sorun yaşamadığı ortaya belirlendi.


Ayla Deniz tarafından, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Murat Özgür danışmanlığında hazırlanan ' Rusya 'dan Antalya 'ya Ulusaşırı Göç ve Bu Göçün Sosyal ve Mekansal Sonuçları' başlıklı yüksek lisans tezinde, Antalya'da yaşayan 114 Rus ile yüz yüze görüşüldü.


Katılımcıların yüzde 87'sinin lisans ve lisansüstü mezunu olduğu araştırmanın sonuçlarına göre, Rusların Antalya'ya geliş nedenleri içinde ilk sırayı 'iyi gelir ve iyi yaşam' olarak ifade edilen ekonomik temelli gerekçeler aldı.


Katılımcıların yüzde 65'i, Rusya'dan daha iyi bir gelir elde ettiklerini açıklarken, rakamsal olarak yüzde 38'i bin 500 ile 2 bin TL, yüzde 20'si de 2 ila 3 bin 500 TL aylık geliri olduğunu söyledi. Araştırmaya katılan 114 Rus'un sosyal yapısı ise şöyle:

"Yüzde 55'i bekar, yüzde 38'i evli. Evli katılımcıların yüzde 84'ü Antalya'da eşiyle birlikte, yüzde 16'sı eşinden ayrı yaşıyor. Eşiyle birlikte yaşayan katılımcıların yüzde 64'ünün eşi Türk, yüzde 25'inin ise Rus."


Araştırmada yer alanların yüzde 80'i Antalya'ya yerleşme sürecinde sorun yaşamadığını söylerken, yüzde 81 gibi bir kesim de uyum sorunu olmadığını açıkladı.



Toplumsal entegrasyonun önemli göstergelerinden biri olan dil öğrenimi konusunda ise katılımcıların yüzde 90'ının orta, iyi ve çok iyi düzeyde Türkçe bildikleri belirtildi.


Katılımcıların yaşadıkları mahalleler incelendiğinde Konyaaltı'nda Liman, Gürsu, Altınkum mahalleleri ile Muratpaşa'da Yeşilköy, Güzeloba, Şirinyalı, Fener, Çağlayan ve Meltem'de yoğun olarak yaşadıkları gözlendi. Ayla Deniz, bu mahallelerin Antalya'da yaşayan diğer yabancılar tarafından da yerleşim alanı olarak tercih edildiğini söyledi.


Deniz, neden bu mahallelerin tercih edildiği sorusuna, araştırmaya katılan Rusların yüzde 20'sinin konut ve çevresinin fiziki kalitesi, yüzde 18'inin se arkadaşlarına yakın olmak için tercih ettikleri yanıtını verdiklerini aktardı.


Rus katılımcıların yüzde 53'ünün kiracı olduğu, ev sahibi olanların oranının yüzde 32, ücret ödemeden arkadaş veya akrabaların evinde kalanların oranının ise yüzde 15 olduğu kaydedildi. Kiralık evlerde ve ücretsiz arkadaş ya da akrabaların evinde kalan katılımcıların Antalya'da ev satın alma istekleri sorgulandığında, yüzde 61 gibi bir orana ulaşıldı.


Antalya'daki Rusların serbest zamanlarını deniz kenarında, ya da son yıllarda kent genelinde moda olan kahvaltıcılarda geçirdiklerine dikkat çekilen tez çalışmasında, "Rusların serbest zaman geçirdikleri yerlerden biri de hamamlar. Talebin artmasıyla bazı Rus girişimcilerin de ortak olduğu hamamlar, hem Türkler ile Ruslara hem de diğer yabancılara hizmet vermektedir" denildi.


Yüksek lisans tezini yazan Ayla Deniz, geniş bir kaynakça taramasının ardından, Rusların Antalya'ya göç hareketinin turizmle bağlantılı olarak gerçekleştiğini ve bugün tatil için kente gelen 3 milyonu aşkın turistin yarısının muhtemel göçmen olacağını kaydetti.






Turizm öğrencilerinin ’turizm’ denildiğinde aklına ilk olarak yüzde 14.3 ile ’deniz-kum-güneş’ üçlüsünün geldiği, yüzde 13.4’ünün turizm kavramını tanımlamaya yöneldiği, yüzde 13.2’sinin ise turizmin istihdam etkisinden bahsettiği görüldü. Araştırmaya ilişkin bildiride, ’turizm’ denildiği zaman akıllara gelen ilginç yanıtlara örnekler de verildi. Buna göre, lisans düzeyinde turizm eğitimi alan öğrencilerin akıllarına ’turizm’ denilince sırayla şunlar geldi:

"28 metrelik bir yat, sosyal hayattan uzak bir yaşam, açılımını anlayamadığım tek kelime, paranla rezil olmak, nimetler arasında nimetsiz kalmak."


Turizm öğrencilerinin ’turist’ kavramı hakkındaki görüşlerinin alındığı bir başka anket sorusunda turizm öğrencilerinin ’turist’ denildiğinde aklına ilk olarak yüzde 25.2 ile ’turizmin gelir etkisi’ oldu. Ancak, bu soruya başka ilginç yanıtlar da verildi. ’Turist’ denildiği zaman akıllara gelen ilginç yanıtlardan birkaçı da şöyle:

"Parmak arası terlik, garson, fotoğraf makinesi, sırt çantası, müşteri daima haklıdır, çiçekli gömlek, halı, parayı verdim her şey benim."


’Antalya’ denildiği zaman akıllara gelen ilginç yanıtlar ise genellikle Antalya ile özdeşleşen kavramlar oldu.

Bu ilginç yanıtlardan bazıları şöyle: Yenigün Reçelleri, Deniz Baykal, plaka kodu, zenginlerin yeri, yağmur, muz, Antalyaspor, turist kazıklayan yerel halk ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Antalya ile ilgili sözü: Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir."


Bildirinin ’Sonuç’ kısmında, turizm öğrencilerinin, şimdiden sektörün birer paydaşı olmakla beraber, sektörde geleceğin yöneticisi konumunda olduklarına vurgu yapılarak, bu nedenle öğrencilerin, turizm ve turist kavramlarına ilişkin bugünkü algılamalarının, onların sektöre olan yakınlık ve farkındalıklarını ortaya koyacağı kaydedildi.


Araştırmaya katılan öğrencilerin eğitim gördükleri alanın turizm olmasına rağmen yüzde 13.5’inin turizm kavramına ve yüzde 11.7’sinin turist kavramına yanıt verecek bir kelime bulamadıklarının dikkat çekici olduğu vurgulanan bildiride, şu değerlendirmelere yer verildi:


"Ayrıca, ülkemizde turizmin lokomotifi olarak bilinen Antalya için yüzde 8.6’sının hiçbir şey belirtmediği; yüzde 48 gibi önemli bir kısmının da ’deniz-kum-güneş’ üçlüsünü ifade ettikleri görülmektedir.


Diğer taraftan, öğrencilerin turizm, turist ve Antalya denildiğinde akıllarına ilk gelenin ekonomik etkenler olduğu da dikkat çekmektedir. Çalışma alanını turizm sektörü olarak belirlemiş olan lisans düzeyindeki öğrencilerin, turizm ve turist kavramına ilişkin farkındalıklarının diğerlerine oranla daha yüksek olması beklenmektedir.


Ancak yapılan araştırmada, beklenen sonucun elde edilmediği ve öğrencilerin açık uçlu sorulara sıradan ve özgün olmayan yanıtlar verdiği görülmektedir.


Sonuç olarak, turizm öğrencilerinin yerel halktan farklı bir bakış açısı geliştiremedikleri tespit edilmiştir."

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler