BİZE ULAŞIN
Dünya tarihi bir güne tanıklık etti.
1959'da Fidel Castro'nun devriminden iki yıl sonra ilişkiler koptu ve Washington'un ambargosu başlamıştı.
Yıllardır uygulanan ambargo, Amerikan şirketlerinin yatırımlarını, ticari ilişkilerini veABD vatandaşlarının seyahatini engelledi, para transferini kısıtlamıştı.
Bu ambargolar, bir halk için her yıl milyarlarca dolarlık kayıp anlamına geliyordu.
Ve dün, 1961 yılından bu yana kopan ilişkilerin yeniden imarı için düğmeye basıldı...ABD ve Küba, diplomatik ilişkilerini normalleştirmek için görüşmelere başlayacaklarını açıkladı.
İki ülkenin devlet başkanları, Barack Obama ile Raul Castro, eş zamanlı olarak kameraların karşısına geçti ve ilişkileri yeniden tesis etme kararlarını halklarına duyurdu.
Obama, "Küba ile ilişkileri normalleştirerek artık eskiyen bir politkaya son veriyoruz... Çok uzun yıllardır küba'ya uygulanan izolasyon politikası ve ambargolar işe yaramadı.Artık yeni bir politika geliştirmek gerekiyor. Küba lideri Raul Castro ile telefonda konuştum.Karşılklı olarak büyükelçilik açmayı planlıyoruz.Küba'ya seyahat ve ticaret de gelişecek. Bu politikayla Küba halkına daha çok yardımcı olabileceğiz."
Obama, Küba'ya yönelik ambargonun kaldırılması için de ABD Kongresi'yle birlikte çalışacağını açıkladı.
Küba Devlet Başkanı Raul Castro ise, ABD'nin ülkesine karşı 50 yılı aşkın süredir uyguladığı ticari ve ekonomik ambargonun kendilerine büyük zarar verdiğini ve sona ermesi gerektiğini söyledi. Castro, temaslardaki çabaları için Vatikan'a teşekkür etti.
Kanada başbakanlığına yakın kaynaklar, iki ülke yetkililerinin bir yıldan uzun süredir Kanada ve Vatikan'da gizli görüşmeler yaptıklarını, Papa Francis'in de bazı görüşmelerde bulunduğunu öne sürdü.
Vatikan da iki ülke arasındaki gelişmeleri kutladı. Papa adına yapılan yazılı açıklamada, "ABD ve Küba hükümetlerinin, vatandaşlarının çıkarına olan son yıllarda onlara zorluk yaşatan bu durumu aşmak için aldıkları tarihi karardan derin memnuniyet duyuyorum" denildi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, "Küba'yı 60 yıl sonra ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olmayı sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.
Marco Rubio
Tarihi yakınlaşma, ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçilerin tepkisine neden oldu. Cumhuriyetçi senatörler, Obama ve yönetimini sert dille eleştirdi.
2016 başkanlık seçimlerinde ismi olası aday adaylar arasında geçen Cumhuriyetçi Marco Rubio, Obama için, "Hayatımda gördüğüm en kötü müzakereci" ifadesini kullandı.
Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı demokrat Bob Menendez de, tutuklu değişiminin, "Aşırı derecede tehlikeli bir örnek oluşturduğunu" söyledi.
Menendez, "Başkan Obama'nın adımları, Küba hükümetitinin zalimce davranışlarını aklıyor. Diktatör rejimlere yurt dışındaki Amerikalıları pazarlık unsuru olarak kullanmaları için davet çıkarıyor. Korkarım ki bugünkü adımlar da, yurtdışında görev yapan binlerce Amerikalı'nın hayatını riske atacak" derken, Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner da tutuklu değişimini eleştirerek, "Zalim bir diktatörlüğe verilen anlamsızca tavizlerden bir yenisi" ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler gelişmeyi olumlu karşıladı.
Genel sekreteri Ban Ki-mun, "İki ülke arasındaki gelişmeleri yürekten onaylıyorum. Küba ve ABD'nin ilişkilerini normalleştirmesinin zamanı geldi” dedi.
Latin Amerika ülkeleri de gelişmeden memnun. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, iki ülke arasındaki tutuklu takasının Küba için zafer anlamına geldiğini vurguladı. Maduro, "Obama'nın hareketi cesaret isteyen ve gerekli bir iş” dedi.
Arjantin lideri Christina Fernandez, Obama'yı dahice kararı nedeniyle kutladı.
Fernandez, "Kardeş ülke Küba'yı kutluyorum. Ve bu dahice kararı veren ABD Başkanı Barack Obama'yı da... Bu karar saçlarındaki beyazları biraz daha artıracak sanırım ama önemli değil. Önemli olan, Küba gibi küçük bir devletin dünyanın en güçlü ülkesi abd'den 90 kilometre uzaklıkta yıllarca direndiği ambargonun kaldırılmış olması" dedi.
Meksika, Kolombiya, Brezilya ve Peru da, ABD - Küba ilişkilerinin normalleşmesini kutlayan ülkeler arasındaydı.
