İngiliz gazeteleri bugün farklı gelişmeleri manşetlerine taşımış
Daily Telegraph'ın manşeti, "Fransa Dünya Kupası skandalına karıştı".
Gazete UEFA Başkanı Michel Platini'nin, 2022 Dünya Kupası'nın Katar'a verilmesinden önce yaptığı gizli bir görüşmenin detaylarını açıklaması yolunda baskı altında olduğunu belirtiyor.
İngiliz Sunday Times gazetesi önceki gün Katar'ın Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilmek için bazı FIFA yetkililerine yaklaşık 5 milyon dolar ödediğini iddia etmişti. İddiaların merkezindeki kişi de, Katarlı eski Asya Futbol Konfederasyonu Başkanı ve FIFA Başkan Yardımcısı Muhammed Bin Hammam'dı.
Daily Telegraph'a sızan belgelere bakılırsa, Platini, 2022 Dünya Kupası'nın Katar'a verilmesinden bir ay önce Bin Hammam'la Paris'teki Elysée Sarayı'nda özel bir görüşme yapmış.
Bin Hammam'la kahvaltı eden Platini aynı gün öğle yemeğinde ise dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yine dönemin Katar Emiri'nin oğlu ve Katar Başbakanı ile bir araya gelmiş.
Daily Telegraph okuyucularına ertesi yıl Katar'ın spor yatırım şirketinin Sarkozy'nin tuttuğu takım olan Paris Saint-Germain'i satın aldığını, Platini'nin oğlu Laurent'in de Katar'a ait spor şirketi Burrda'nın başına geçtiğini hatırlatıyor.
Aynı zamanda FIFA İcra Kurulu üyesi olan Platini, 2022 Dünya Kupası için Katar'a oy verdiğini gizlememişti.
Daily Telegraph'a konuşan ve adı açıklanmayan bir diğer FIFA İcra Kurulu üyesi, Platini'nin Bin Hammam'la görüşme yaptığının ortaya çıkmasının kendisini "şok ettiğini" söylemiş.
Gazete, Dünya Kupası'na yönelik rüşvet skandalının şu ana kadar sadece Afrika ve Karayib ülkeleri ile sınırlı olduğunu hatırlatıyor. Daily Telegraph, Platini'nin Bin Hammam'la görüştüğünün ortaya çıkmasının ardından Fransa'nın skdandala karışan ilk Avrupa ülkesi olduğunu vurguluyor.
Daily Telegraph bununla birlikte haberde, "dünya futbolunun en güçlü isimlerinden biri" olarak nitelendirdiği Platini'ye ödeme yapıldığının ima edilmediğinin altını çizmiş.
Gazete, UEFA yetkililerinin ise şu ana kadar Platini-Bin Hammam görüşmesi ile ilgili bir açıklama yapmadıklarını belirtiyor.
"AB'nin yaklaşan göçmen trajedisi"**Guardian** gazetesinin manşeti ise "AB'nin yaklaşan göçmen trajedisi".
Gazete, birlik üyesi ülkelerden İtalya ve Yunanistan'ın, "insani bir felaketin" önlenmesi için acil önlem alınması çağrısında bulunduklarını belirtiyor.
Guardian'a konuşan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yetkilileri, bu yaz yüz binlerce kişinin sefere elverişsiz botlarla Kuzey Afrika ülkelerinden Yunanistan ve İtalya'ya ulaşmaya çalışacakları uyarısında bulunuyor. UNHCR ilk kez Mısır, Libya ya da Sudan'da göçmenler ve mülteciler için büyük bir merkez oluşturulmasını öneriyor.
BM yetkilileri, AB'nin halen göçmenlerin denizde ölmelerini önleyecek etkin bir mekanizmaya sahip olmadığını söylüyor.
Halen AB Dönem Başkanı olan Yunanistan ise Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da göçmenler için özel bir merkez oluşturulması için bastırıyor. Atina yönetimi konuya ilişkin önerilerini önümüzdeki ay yapılacak AB Zirvesi'nde liderlere sunacak.
Guardian, AB Dönem Başkanlığını Yunanistan'dan devralacak İtalya'nın da, sorunu birlik gündeminin en üst sırasında tutma sözü verdiğini vurguluyor.
AB Sınır Güvenliği Birimi Frontex'in verilerine göre, bu yıl şu ana kadar yaklaşık 42 bin kişi Akdeniz üzerinden İtalya'ya girmeye çalıştı. Oysa UNHCR verilerine göre geçen yılın ilk çeyreğinde bu rakam 3 bin 362'ydi. Artan göçmen sayısında özellikle Suriye'deki iç savaş etkili oldu.
Guardian, Yunanistan'ın Türkiye sınırında 10 buçuk kilometre uzunluğunda bir duvar inşa etmesinin ardından kaçak göçmenlerin yüzde 90'ının bu ülkeye Ege Denizi üzerinden girmeye çalıştığını, sahil koruma görevlileri ile insan kaçakçılarının her gün karşı karşıya geldiklerini hatırlatmış.
İngiltere İçişleri Bakanı'na sert suçlama**Independent** gazetesi ise manşetinde İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May'in "yasalara aykırı şekilde" hareket etmekle suçlandığını belirtiyor.
May, sığınma başvurusu reddedilen ve adı Abdullah olarak açıklanan 23 yaşındaki bir Somaliliyi hızla ülkesine göndermeye çalışıyordu. Abdullah ise İslamcıların onu öldürmesinden korkuyordu.
İngiltere hükümeti Somali'nin başkenti Mogadişu'da güvenlik koşullarının iyi olduğunu öne sürmüştü ve Abdullah yargı devreye girmese bugün ülkesine gönderilecekti.
Ancak Londra'da bir mahkeme Abdullah'ın avukatlarının itirazını haklı bularak son anda aldığı bir kararla Somalilinin ülkesine gönderilmesini önledi. Avukatlar üst mahkemenin kararının beklenmesi gerektiğini söylemişti.
Independent alınan kararın İngiltere'de yaşayan binlerce Somaliliyi etkileyebileceğini belirtiyor.
Somali'de hükümete karşı silahlı mücadele veren Eş Şebab örgütü ise daha önce Batı ülkelerinden dönecek Somalilerin "kafir' oldukları için hedef alınacakları uyarısında bulunmuştu.
AB'den İngiltere'ye 'vergileri artır' çağrısı**Times** gazetesinin bugünkü manşeti "Avrupa İngiltere'ye vergileri artırmasını söylüyor".
Londra'ya bu yönde çağrıda bulunan ise Avrupa Birliği'nin yürütme organı konumundaki Avrupa Komisyonu. Komisyona göre İngiltere hükümeti vergileri artırmalı hatta yeni arazi ve emlak vergileri getirmeli, çocuk bakımının maliyetini düşürmeli, konut kredisi yardımına yönelik programını da dizginlemeli.
Times'a göre Brüksel böylece İngiltere Başbakanı David Cameron'a "Ekonomi politikanı kökünden değiştir" demiş oldu.
Gazete, Komisyon'un "tavsiyelerinin" İngiltere'de iktidarın büyük ortağı olan Muhafazakar Parti'yi öfkelendirdiğini belirtiyor.
Times'a göre İngiltere'nin Avrupa'da dikkate alınmadığının bir diğer işareti de, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Avrupa Komisyonu Başkanlığı için eski Lüksemburg Başbakanı ve Euro Bölgesi Başkanı Jean Claude Juncker'i desteklemesi.
Cameron, federalist Juncker'in bu göreve getirilmesine şiddetle karşı.
Times ise bugüne dek Merkel'in AB'de İngiltere'nin en güçlü müttefiklerinden biri olarak görüldüğünü hatırlatmış. Ancak Merkel'in desteklediği Juncker, İngiltere'nin AB'ye üyelik koşullarının yeniden müzakere edilmesine şüpheyle yaklaşıyor.
ABD bankaları daha fazla maaş ödüyor**Financial Times**'ın bugünkü manşeti ise "ABD bankaları Avrupa ile maaş farkını açıyor".
Gazete Amerikan bankalarının geçen yıl üst düzey yöneticilerinin maaşlarını ortalama yüzde 10 artırdıklarını yazıyor. Bu da Amerikan bankalarının Avrupa bankalarına kıyasla yöneticilerine karşı çok daha cömert oldukları anlamına geliyor.
Financial Times için yapılan bir araştırmaya göre, 15 Amerikan bankası üst düzey yöneticilerine geçen yıl ortalama 13 milyon dolar ödemiş. Bu da maaşların 2011 düzeyinin üzerine çıktığını gösteriyor.
Gazete, Avrupa'da ise banka yöneticileri için böylesi bir maaş artışının söz konusu olmadığını belirtiyor. Financial Times'a göre bu durumun nedeni siyasi baskılar, daha düşük gelirler ve alınan stratejik kararlarla yatırım bankacılığından uzaklaşılması.
Juan Carlos'un ardından...Bugünkü İngiliz gazetelerinin çoğunun ilk sayfasında İspanya Kraliyet Ailesi mensuplarının fotoğrafları var.
İspanya Kralı Juan Carlos 46 yaşındaki oğlu Prens Felipe için tahttan feragat etme kararı almıştı. İspanya hükümeti bugün toplanarak feragata imkan veren yasa tasarısını Parlamento'ya gönderecek.
Financial Times, Kral Juan Carlos'un oğlu Felipe ile çekilmiş bir fotoğrafını basmış ve eklemiş:
"Kral, Franco'nun diktatörlüğü sonrası geçen çalkantılı yıllarda ülkesine yol göstermekte hayati bir rol oynadı".
Guardian ise oğlu ve ilk torunu ile çekilmiş bir fotoğrafını bastığı "Juan Carlos'un krallığının "aşağılayıcı bir feragat" ile son bulduğu kanısında. Gazete bu duruma gerekçe olarak İspanya'da Kraliyet Ailesi'nin popülaritesinin hızla azalmasını göstermiş.
Daily Telegraph eski bir haber spikeri olan Prenses Letizia'nın fotoğrafının üzerinde "İspanya'da yeni bir dönem" demiş.
Times ise eşi ve iki çocuğu ile çekilmiş bir fotoğrafına yer verdiği Prens Felipe'nin, İspanya Anayasası'nda yapılacak bir değişiklik sonrası bir ay içinde yeni Kral olacağını belirtmiş.
Gazete başyazında ise Viva El Rey! yani Türkçesi ile "Kralım sen çok yaşa!" ifadesini kullanmış.
Times da Juan Carlos'u, ülkesini ustaca faşizmden çıkartıp özgürlüğe taşıdığı için övüyor.