Yüksel KOÇ / İstanbul DHA - ÜSKÜDAR'da Dr. Eyüp Aksoy Caddesi üzerinde bulunan durağa girerek 3 kişinin ölümüne 2 kişinin de yaralanmasına neden olduğu gerekçesi ile tutuklu bulunan özel halk otobüsü şoförü Selim Karakaya'nın yargılanmasına başlandı.
Sorgusunda durağa yanaşırken önünde belediye otobüsü olduğunu söyleyen tutuklu sanık Karakaya, "Otobüslerin arkasında yaklaşmak istedim. Araç birden hızlandı. Retardara bastım görevini yapmadı, frene bastım görevini yapmadı. Öndeki araca çarpmamak için sağ tarafı müsait gördüm, oraya kırdım. İki elim direksiyondaydı, ayağım frendeydi ancak aracı durduramadım" dedi.
Üsküdar'da 1 Şubat 2018 tarihinde meydana gelen ve 3 kişinin ölümü 2 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan kaza nedeniyle tutuklu bulunan Selim Karakaya'nın yargılanmasına başlandı. İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Selim Karakaya ve avukatı ile müştekiler ve avukatları katıldı.
'SAĞ TARAFI MÜSAİT GÖRDÜM ORAYA KIRDIM'
Duruşmada şoför Selim Karakaya'nın sorgusu yapıldı. Olay günü Kadıköy Batı Ataşehir hattında görev yaptığını, ikinci seferinde olayın meydana geldiğini söyleyen Karakaya, "İlk iki durakta problem yoktu. Üçüncü durağa geldiğimde yavaş seyir ediyordum. Zaten yokuş yukarı çıkıyordum. Üçüncü durak Numune Hastanesi durağıydı. Durakta iki araç vardı, yolcu alıyordu. Ben de belediye otobüslerinin arkasına yaklaşmak istedim. Araç birden hızlandı. Retarder diye bir fren sistemi var, arabayı şanzımandan kilitliyor. Bu görevini yapmadı. Frene bastım, ayak freni de görevini yapmadı. Öndeki araca çarpmamak için sağ tarafı müsait gördüm, sağ tarafa kırdım. Aracı durduramadım, iki elim direksiyondaydı ayağım da frendeydi, ancak durduramadım. Ne kadar mücadele ettiysem durduramadım. Olay böyle gerçekleşti. Duraktaki insanların arasına daldım. Daha sonra sistem devreye girdi, araç kendiliğinden durdu" dedi.
Kazada kastı, kusuru ve kabahatinin olmadığını savunan Karakaya, "Beraatimi ve tahliyemi istiyorum. Ölenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum, herhangi bir kastım ve kusurum yoktur. Kimseyi de tanımam. Otobüs, çarpma eyleminden sonra 60 veya 70 metre sonra durdu. Hem otobüse sürttü, hem kaldırıma sürttü, hem de durağa vurdu, ondan sonra durdu" dedi.
Duruşma savcısının soruları üzerine sanık Karakaya şunları söyledi:
"Otobüs duraklarına yaklaşırken genellikle retarder ile aracın hızını yavaşlatıp durağa yanaşıyoruz. Gerekirse sonradan frene basarız. Benim bildiğim kadarıyla halk otobüsü şoförleri emniyet kemerleri takmak zorunda değil. O gün de emniyet kemeri üzerimde yoktu. Koltuk sabit de kullanılabilir, amortisörlü de kullanılabilir. Amortisörlü olsa bile koltuk benim frene basmamı engellemez. Amortisör kendi hava sistemine göre 5-10 santim zıplatır. Ben otobüsü kullandığımda amortisör kapalıydı, yani koltuk oynamıyordu, sabitti."
SANIĞIN AVUKATI BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ TALEB ETTİ
Sanık Selim Karakaya'nın Avukatı Baykal Kazancıoğlu, kazaya ilişkin savcılığın hazırlattığı bilirkişi raporunun teknik arızayı incelemeyen bir rapor olduğunu savunarak, "Savcılığın raporu sadece mevcut olayı değerlendirmiştir. 28 kilometre hızla giden bir araca sanığın sahip olmadığı söylenmektedir. Savcılığın raporu trafikle ilgili kişilerin verdiği bir rapordur. Bizim ibraz ettiğimiz raporda olay saniye saniye irdelenmiştir, teknik arıza olduğu rapor edilmiştir. Kazaya karışan aracın yanına gidilerek inceleme yapılarak düzenlenen bir rapordur. Otobüs yerinde durmaktadır, mahkemeniz arzu ederse inceleme yapabilir. Müvekkilim vefat edenlerin yakınlarına cüzi de olsa bir ödeme yapmak istemektedir. Bunu da ancak çalışarak yapabilir. Bu bakımdan tahliye hususunu mahkemenize bırakmak istiyorum" dedi.
Kaza olduğu gün eşi Mustafa ile birlikte durakta otobüs beklediklerini söyleyen mağdur müşteki Belgizar Erdoğan, "Otobüsün kaldırıma çıkmasıyla bir şey göremedim. Bana da otobüs çarptı, ben şuurumu kaybettim. Hastanede gözümü açtım. Bacaklarımda hala sıkıntı var, yürüyemiyorum. İç kanama oldu. Tedaviyi devlet hastanesi yaptı, ancak eşimi kaybettim. Bu nedenle maddi ve manevi zararım vardır, şikayetçiyim" dedi. Olay günü hastane çıkışı durağa geldiğini belirten mağdur müşteki Hatice Yıldırım, "Durakta ölen Aygün Erdoğan da benim yanımdaydı. Bir gümbürdü geldi, otobüs hiç görünmüyor. Otobüs 100 metre geriden tablalara çarparak geliyordu. Durağı ikiye katladı. Ben can havliyle kaldırıma çıkmak isterken bir şey bana çarptı, çimlere savruldum. Otobüs mü çarptı, otobüsün çarptığı kişi mi çarptı tam olarak görmedim. Boynumda disk kayması oldu. Omuzum çatladı. Bilerek yapmamıştır ancak çok geriden kaldırıma çıktı, tedbirsizdi. Sanıktan şikayetçiyim, cezalandırılsın" dedi.
OTOBÜSÜN HATTI DEVRETMEMESİ İÇİN TEDBİR KARARI ALINDI
Otobüsün bağlı bulunduğu hattı devretmemesi için tedbir kararı alan mahkeme, üniversiteden seçilecek 3 kişilik bilirkişi kurulu ile otobüs üzerinde keşif yapılmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Selim Karakaya yönetimindeki halk otobüsünün 1 Şubat 2018 tarihinde Üsküdar Dr. Eyüp Aksoy Caddesi üzerinde bulunan durağa kontrolsüz girerek 3 kişinin ölümüne 2 kişinin de yaralanmasına neden olduğu belirtiliyor.
İddianamede, Aygün Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Perihan Çelik'in olay yerinde öldükleri, Belgizar Erdoğan ve Hatice Yıldırım'ın da yaralandığı belirtilerek, şoför Selim Karakaya'nın, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.