VAN (İHA) - Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, bugün mevcut olan meclisin Cumhurbaşkanı'nı seçmesinin yasal, ancak etik ve doğru olmadığını savundu.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörlüğü tarafından Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye Gündemi, Siyaset ve Kültür' konferansına konuşmacı olarak katılan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, mevcut hükümetle 17 Aralık 2004'te Brüksel'de başlatılan sürecin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden (AB) koparılışının dönüm noktası olduğunu savundu. Sezer, hükümetin AB vaadiyle her şeylerini ipotek altına alacaklarını iddia etti.
Türkiye'nin kendine özgü bir dış politikası bulunmadığını söyleyen Sezer, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra Türkiye'nin nasıl bir duruş sergileyeceğini gösterdiğini kaydetti.
Sezer, "Atatürk, bölge merkezli bir dış politika uygulamasını hayata geçirdi. Bölge ülkeleri ve komşularımızla sağlıklı ilişkiler ve oradan alınan güçlede dünyada sağlıklı bir dış politika uygulamasıydı. Ecevit de bu politikanın en kararlı taraftarı ve uygulayıcısıydı. Bunu gerçekleştirmek gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin 40-50 yıllık devlet politikası olan AB'den vazgeçilemeyeceğini kaydeden Sezer, sağlıklı bir alt yapıyla o sürecin sürdürülebileceğini, ancak Türkiye için tek çıkar yolun da bu olmaması gerektiğini söyledi. Şimdi dünyada bir 'Avrasyalaşma' süreci yaşandığını ve bunu önemli ülkesinin de Türkiye olduğunu belirten Sezer, Türkiye'nin bu sürecin kilit noktası olduğunu ancak doğru değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Ulusal birliğin temsilcisi olan Cumhurbaşkanı'nın, seçmenin sadece yüzde 25'ini temsil eden bir parti tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) görev süresinin dolmasına yakın bir zamanda yapılmasının yasal, ancak etik ve doğru olmadığını kaydeden Sezer, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda uzlaşmaya yanaşmadığının görüldüğünü savundu. Sezer, Cumhurbaşkanı'nın geniş bir uzlaşıyla seçilmesinin doğru olacağını ifade etti.
AK Parti'ye Cumhurbaşkanlığı seçiminin sorunsuz gerçekleşmesi için 'erken seçim' tavsiyesinde bulunan Sezer, CHP'nin işbirliğine yanaşmamayı sürdürmesi halinde ise başka güç birliği olanaklarını gerçekleştirilebileceğini söyledi. Yüzde 10'lu ülke barajının da batı ülkelerindeki düzeye indirilmesi gerektiğini ifade eden Sezer, "Baraj düşürülmüş olsaydı, Cumhurbaşkanlığı seçimi de bu kadar gerginlik yaratmayacaktı" şeklinde konuştu.
Siyasi partilerin seçim ittifakı yapmalarına olanak tanınmasını, seçim harcamalarının sınırlandırılmasını ve denetlenmesi için bir mekanizma kurulmasını isteyen Sezer, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a seslenerek, "Sine-i milletse sine-i millet. Kızılay'da yürümekse, ben 500 bin kişiyle varım. CHP de gelsin birlikte yürüyelim" dedi.