Gürpınar'a 10 kilometre uzaktaki kalede bekçilik yapan Kuşman, yarım asrı aşan sürede, ikinci evi olarak gördüğü kaleyi hem korudu hem de kendi imkanlarıyla Urartu çivi yazısını okuyup yazmayı öğrendi.
Kalede kazı çalışması yapan akademisyenlerden aldığı bilgilerle kendini geliştiren "Urartuların sadık bekçisi", bu sürede Kültür ve Turizm Bakanlığının emriyle 5 kez Amerika'ya, Almanya, Belçika, Hollanda'ya gitme imkanı buldu.
Katıldığı birçok sempozyumda da katılımcılara Urartu alfabesini anlatan Kuşman, çivi yazısını taşlara kazıyarak yaptığı takıları turistlere satıp bölgenin tanıtımına da katkı sundu.
Çalışkanlıklarına hayran olduğu Urartulara sevgisini şapkası ve boynundan çıkarmadığı kolyesine işleyen Kuşman, uzun süredir yürüttüğü bekçilik görevini bırakmaya karar verdi.
Kuşman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1962'de askeren döndükten sonra Çavuştepe Kalesi'ndeki kazı ekibinde işçi olarak işe başlamasıyla tüm hayatının değiştiğini söyledi.
İşe başladığı dönemde kaledeki kazılarda bir kitabenin bulunduğunu ancak Urartu alfabesini bilen kimsenin olmaması nedeniyle sırrının o dönemde çözülemediğini anlatan Kuşman, bu olay nedeniyle Urartu alfabesini öğrenmek için çaba gösterdiğini dile getirdi.
Urartucayı öğrenmek için birçok profesör, arkeolog ve öğretim görevlisiyle görüştüğünü, dünyada bu dili bilenlerin sayısı az olduğundan İran ve Ermenistan'a bile gittiğini belirten Kuşman, şu ifadeleri kullandı:
"Hem ülkemizde hem de yurt dışında Urartu alfabesiyle ilgili tüm verileri araştırıp 3 yılda kendi imkanlarımla Urartu alfabesini topladım. Bu durumdan o dönemde gazetecilerin haberi olmuş. Haberimi yapmışlardı. Ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara'da düzenlenen sempozyuma gönderilmem için Van Valiliğine yazı yollamıştı. Beraberimde götürdüğüm alfabeyi oradaki hocalara gösterdim. Hem çok şaşırdılar hem de çok beğendiler. Van'a döndükten sonra lisan çalışmaya başladım. Bulduğum her kitabeden bir parça aldım. 22 yılda ancak 650 kelime öğrenebildim. 11 çocuk babasıyım. Bekçilik maaşı az geliyordu. Aklıma taşlara Urartu figürleri ve alfabesini yazıp, satma fikri geldi. İlk başta sadece çizim yapıyordum daha sonra oyma da yapmaya başladım. Kazandığımla çocuklarımı okuttum. Kovid-19 nedeniyle çok sıkıntılı bir dönem geçirdim. Bu işi bırakmaya karar verdim."
Kuşman, Urartuların kendisine çok şey kattığını, çocuklarını bu sayede okutup büyüttüğünü söyledi.
"Görev sürem boyunca gün doğmadan kaleye gittim, gün batmadan da dönmedim." diyen Kuşman, şunları kaydetti:
"Çocuklarımdan biri Urartucayı öğrendi. Sosyal Güvenlik Kurumunda müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Tem umudum o çocuğum. Urartular çalışkan bir millet olduğu için çok seviyorum. Yaptıkları işleri görüyorum, harika bir şey. Bugünkü şartlarda bile o yapıların yapılması çok zor. Urartulara aşığım. Yaptıkları işleri de çok seviyorum. 58 yıldır Çavuştepe Kalesi'nde çalışıyorum. Burada başladığım ilk günden itibaren bağımı, bahçemi her şeyimi geride bırakıp kendimi bu işe verdim. Buraya bağlandım ve bugüne kadar böyle getirdim. Alnım açık, başım dik çalıştım."
AA