Her yıl yaklaşık olarak 100 milyon kişinin yakalandığı bir enfeksiyon hastalığı olan grip hakkında açıklamalarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasin Keskin; grip hakkında merak edilen 6 soruya yanıt verdi.
Influenza adı verilen virüs tarafından oluşturulan gribin, mevsimsel seyreden ve solunum yollarını tutan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Türkiye Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasin Keskin; gribin özellikle sonbahar ve kış aylarında ortalama 5-8 hafta süren ve hızlı yayılım gösteren yoğun salgınlar yaptığını söyleyerek, yaşadığımız yarım kürede bu salgının etkili olduğu dönemin Kasım-Nisan ayları arasında olduğunun altını çizdi. Uzmanı Dr. Keskin, "Her yıl yaklaşık 100 milyon kişi enfekte olur" diyerek grip hakkında merak edilen 6 soruya yanıt verdi.
1. Nasıl Bulaşır ?
Kişiden kişiye bulaşma; hapşırma, öksürük, havada asılı parçacıklar ile olmaktadır diyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasin Keskin; aynı zamanda virüs yumuşak yüzeylerde ortalama 6-12 saat, sert yüzeylerde ise 24-48 saat canlı kalabilmekte ve bulaştırıcılık devam etmektedir ve bu eşyalar ile temasta etkendir diye belirtti.
2. Klinik nasıl olur?
Dr. Keskin “Grip salgınının olduğu dönemde aniden yükselen ateş, üşüme-titreme, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük ve nazal semptomları olan kişide influenzadan şüphelenilmelidir. Kısaca grip için “Hastayı yatağa mahkûm eder” diyebiliriz. Genellikle soğuk algınlığı olarak bilinen nezle ile grip halk arasında çok karıştırılmakta ve birçok nezle olan kişi grip oldum demektedir aslında nezle ve grip birbirinden farklı ve ayırt edilmesi gereken hastalıklardır” diye yanıt verdi.
3. Grip nelere yol açabilir (Komplikasyonları nelerdir)?
İnfluenza virüsünün solunum yolu epiteline hasar vermesi; ikincil olarak bakteriyel enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden olur (zatürre, orta kulak iltihabı gibi) yine solunum yolunda aşırı duyarlılık oluşturarak astım ve bronşit gibi hastalıkların şiddetlenmesine de neden olur diyen Dr. Keskin; "Hastalığa bağlı ateş ve genel durumdaki bozulma nedeni ile aşırı sıvı kaybı, kalp hızında artış, kanda pıhtılaşma faktörlerinin artması, metabolik bozukluklar gibi sonuçlar nedeni ile böbrek yetersizliği, kardiyak olaylarda artış şeker hastalığının kötüleşmesi gibi sonuçlar görülebilmektedir. Tabi ki tüm bunlara bağlı olarak en çok korkulan sonuç hastaneye yatış ve ölüme yol açabilmesidir" dedi.
4. Teşhis-tanı nasıl konulur?
Tanıda birçok yöntem kullanılabilmektedir diyen Dr. Keskin, “Örneğin gerçek zamanlı pcr, hızlı antijen testleri, serolojik testler, immunofloresans, viral kültür gibi ancak asıl önemli olan salgının görüldüğü dönem ve bölgede hastalığın klinik tanısı ile öncelikli olarak grip düşünülen vak’aları ayırmak ve bunların içinden de yüksek riskli olanlara ayrı önem vermektir. Sonra bölgeye, hastaneye ve ülkenin durumuna göre tanı test seçimleri değişebilmekte bunların duyarlılık ve özgüllükleri farklılık gösterebilmektedir” ifadelerinde bulundu.
5. Kimler risk altındadır?
Salgın döneminde kabaca hastalık herkese bulaşabilmektedir diye açıklayan Dr. Keskin; özellikle yüksek riskli hasta gruplarını şu şekilde sıraladı:
1- Çocuklar; özellikle 5 yaş altındakiler
2- 65 yaş üstü erişkinler
3- Gebeler
4- Kronik solunum yolu hastalığı olanlar (astım,bronşit gibi)
5- Kronik böbrek yetersizliği olan diyalize giren hastalar
6- Kronik karaciğer yetersizliği olanlar
7- Kronik kalp hastalığı olanlar (kalp yetmezliği, kardiyomiyopati gibi)
8- Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar(hiv/aids, kemoterapi alanlar, steroid tedavisi alanlar, ağızdan bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar; organ nakli olmuş kişiler ve hematolojik-romatolojik hastalıkları nedeni ile bu tür ilaçları kullananlar)
9- Kronik nörolojik hastalıklar (serebral palsi, muskulodistrofiler, inme geçirmiş hastalar gibi)
10- Morbid obezler
11- Orak hücreli anemi ve talasemi major gibi hematolojik hastalıklar
12- Kronik aspirin kullanımına bağlı reye sendromu denilen hastalık riski taşıyan çocuklar
6. Tedavide ne önerilir?
İstirahat ile beraber bol sıvı ve meyve tüketilmesini tavsiye eden Dr. Keskin; ağrı ve ateş için ateş düşürücü ilaçlar ve diğer bulgular için semptomatik tedaviler verilebilir ancak aspirin önerilmemektedir diye belirtti.
Dr. Keskin “Tedavide antiviral ilaç olarak; oseltamivir 75 mg 2x1 (erişkin hastada) ya da inhale kuru toz zanamivir 10 mg 2x1 (erişkin hastada) onay almış ajanlardır. Yine bu iki ilaç kemoproflakside de kullanılmaktadır; oseltamivir 75 mg günde bir defa, zanamivir ise 5 mg’lık ilaçtan 2 inhalasyon birden yani günde 10 mg 10 günlük kemoproflaksi önerilmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.