İSTANBUL (AA) - DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye'nin geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminin getirdiği ağır dönemi inanılmaz bir çeviklikle atlattığını belirterek, "Kredi Garanti Fonu (KGF) mekanizması ve diğer mali tedbirlerle bu krizin atlatılması için çok iyi bir ön alındı. KGF'nin başarısını takdir ediyorum ve alkışlıyorum.” dedi.
Hakan Ateş, 8. İstanbul Finans Zirvesi (IFS 2017) kapsamında düzenlenen bankacılar oturumunda yaptığı konuşmada, "Bir kehanette bulunayım; bundan sonraki ilk büyük kriz ve batış dijital coin'ler ve bu tür yeni tür teknolojilerden çıkacak. Bu konu, tehdidiyle beraber geliyor.” yorumunu yaptı.
Şu anda Türk bankacılığında gelir-gider rasyosunun 40'larda olduğunu aktaran Ateş, şunları kaydetti:
"Her banka 1 lira kazanmak için 40 kuruş masraf ediyor. Bu Avrupa'da 70'lerdedir. 2-3 sene sonra artık 40'larda kalanlar hayatta kalamayacak. Hayatta yeni teknolojik olgular var. Paradigma değişti. Bir işlemi, şubeye gelip yaptığınızda 4 liraya, mobil bankacılıktan yaptığınızda ise 9 kuruşa mal oluyor. Mobil bankacılığa yatırım yapan, doğal olarak masrafı azalacağı ve buna göre de gelir-gider rasyosu düşeceği için kazanan olacak. Bunu yapamayan kaybeden olacak.”
Ateş, Türk bankacılık sektörünün teknoloji, insan kalitesi ve ürünler açısından dünyanın en iyilerinden olduğunu dile getirdi.
Türkiye'deki bankaların hepsinin ayrı ATM'si, POS'u, kredi kartı, para taşıma zırhlıları ve güvenliği olduğuna işaret eden Ateş, "Halbuki bunlar operatif işler. Bunların operasyonunu bir yerde toplasak fena mı olur? Şu anda herkes kendi mecrasında kendi işini yapıyor. Nedense bir araya gelip bir iş beceremiyoruz. Bunları bir bütün olarak kullanmak gelir-gider rasyosunu düşürecek ve biz bu treni kaçırmayacağız.” diye konuştu.
- "Türkiye bankacılık sektörüne inanç devam ediyor"
Türkiye'nin geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminin getirdiği ağır dönemi inanılmaz bir çeviklikle atlattığını belirten Ateş, şunları kaydetti:
"500 bin KOBİ'ye inanılmaz bir süratle ve bütçeden 5 kuruş para harcamadan hayata geçirilen KGF mekanizması ve diğer mali tedbirlerle bu krizin atlatılması için çok iyi bir ön alındı. Bunu yapmayan İtalya ve Yunanistan daha yenilerde bütçesinden batan bankalarına milyarlarca avro ödemek durumunda kaldı. Biz bunu KGF ile atlattık. ‘Bu sürdürülebilir mi, geri ödenir mi?' diye eleştiriler var. Tabi ki ödenecek. Siz bir de bu yapılmasaydı ne olacağını düşünün. Diğer taraftan terör olayları, jeopolitik krizleri alt alta dizin, Türkiye'nin bu badireleri nasıl atlattığına şaşırıyorum. Bir bankacı olarak KGF'nin başarısını takdir ediyorum ve alkışlıyorum.”
Ateş, dış fonlama konusunda da Türkiye bankacılık sektörüne inancın devam ettiğini bildirdi.
DenizBank'ın iştiraki Intertech'in Türk bankacılığının yüzde 37'sine hizmet verdiğini belirterek, burada üretilen yazılımla 2 milyar doların üzerinde dövizin ülke içinde tutulduğunu aktardı.
Ateş, "Tek kovboy yalnız yaşayamaz. El birliğiyle risk sermayesine çıkış imkanı verelim. Bizim mühendislerimizin yaptığını bugün hiçbir batılı ülke yapamıyor. Bu ülkenin çocuklarında büyük ümit var.” değerlendirmesinde bulundu.
Merkez Bankasının sıkı para politikasını devam ettirme zarureti bulunduğunu belirterek, "Merkez Bankası artık manşet enflasyonu bırakıp çekirdek enflasyona bakmalı. Ayrıca hedefini enflasyon yanında istihdama da endekslemeli.” dedi.
- "Geleceğin bankaları, bankacılık lisansına sahip teknoloji şirketleri olacak" Vakıfbank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan da Türk bankacılık sektörünün altyapı ve insan kaynağı itibarıyla dünyanın en iyi bankalarıyla boy ölçüşecek seviyede olduğunu söyledi.
Özcan, "Geleceğin bankaları, bankacılık lisansı olan teknoloji şirketleri olacaktır.” dedi.
Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Alkin'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen bankacılar oturumunda Garanti BBVA Başekonomisti Alvaro Ortiz ve Pasha Bank Yönetim Kurulu Başkanı Taleh Kazimov da konuşma yaptı.
- "Dijital para, merkez bankalarının statüsünü yerle bir edecek" IFS Danışma Kurulu Başkanı Murat Yülek ise açılışta yaptığı konuşmada, İstanbul Finans Zirvesinin ana temasını bu yıl finansal teknolojiler olarak belirlediklerini belirterek, finansal teknolojilerin para politikasından finansal akımlara kadar ne gibi etkileri olabileceğini görmeye çalışacaklarını söyledi.
Birkaç oturumda ele alacakları "dijital para” konusunun nereye gideceğine yönelik dünyada ciddi bir kafa karışıklığı ve buna cevap arama gayreti olduğunu aktaran Yülek, şöyle devam etti:
"Dijital para, merkez bankalarının statüsünü tabiri caizse yerle bir edecek potansiyele sahip bir konsept. Çünkü eğer dijital para konusu ilerlerse merkez bankalarının para basma yetkisine çok ciddi bir rakip geliyor. Ayrıca dijital paranın finansal istikrar açısından ne anlama geldiğini de çok iyi anlamamız lazım. Dolayısıyla merkez bankası olmayan bir kurum para basma yetkisine sahip olursa o zaman finansal istikrar boyutunu dünyada hangi kurum yöneteceği sorusu ortaya çıkıyor.”
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise dünya genelinde her geçen gün toplumsal entegrasyonu daha da artan mobil cihaz kullanımının finansal teknoloji alanında birçok yeniliği beraberinde getirdiğini belirterek, sürekli gelişen teknolojinin bankaları da etkilediğini ifade etti.
Dijital bankacılık kavramının bankacılık sektörünü baştan aşağı dizayn ettiğini vurgulayan Arslan, "Birçok banka finansal teknoloji çözümleri sunan şirketlerle iş birliği yapıyor. Önümüzdeki süreçte fintech alanında yatırımlar daha da artacak ve işlem hacmi bir hayli yükselecek.” yorumunu yaptı.
8. İstanbul Finans Zirvesininaçılışına İstanbul Valisi Vasip Şahin de katıldı.