HABER

AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger:

İzmir Ticaret Borsası (İTB) ocak ayı olağan meclis toplantısında, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) hakkındaki konuşmalarını değerlendiren AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, “Türkiye hem aday ülke hem de AB için önemli bir ortak.

İzmir Ticaret Borsası (İTB) ocak ayı olağan meclis toplantısında, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) hakkındaki konuşmalarını değerlendiren AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, “Türkiye hem aday ülke hem de AB için önemli bir ortak. Katılım sürecine ilişkin hayal kırıklığı konusunda; diğer ülkelere sorduğunuzda aynı hayal kırıklıklarını onların da paylaştığını göreceksiniz. Biz de aynı süreçten 30 yıl önce geçtik” dedi.
İTB ocak ayı olağan meclis toplantısı, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in katılımıyla düzenlendi. Toplantıda, Türkiye’nin AB üyeliği hakkındaki konuşmaları değerlendiren Berger, “Bizler Türkiye’yi aday ülke olarak görüyoruz. Hukuki anlamda aday ülke hem de AB için önemli bir ortak. Hem ortağımız hem de aday bir ülke. Katılım sürecini aşan, ötesine geçen önemli alanlar var. İş birlikler, ortaklıklar yürüttüğümüz enerji konusu var. AB enerji güvenliği, çevre ile de bağlantılı bir husus. Güvenlik bu alanlardan bir başkası. Terörle mücadele, Suriye ve Irak’ta yaşanan krizlerle mücadele edilmesi ve göç konusu da işbirliği yaptığımız bir alan. Aynı mücadeleleri veriyoruz. Örneğin plastik poşet konusu. Bu basit bir örnek. Bunu çoğaltmak mümkün. Türkiye, AB politikalarını yakın takip eden bir ülke. Yüzünü batıya çevirme şeklinde ifade ettiğiniz pozisyon Türkiye’de hala korunan bir pozisyon. Katılım sürecine ilişkin hayal kırıklığı konusunda; diğer ülkelere sorduğunuzda aynı hayal kırıklıklarının onların da paylaştığını göreceksiniz. Biz de aynı süreçten 30 yıl önce geçtik” diye konuştu.

Zeytinyağı konusuna cevap
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin, “Avrupa Birliği tarafından başta Tunus olmak üzere bazı ülkelerin önemli miktarda kota ile vergisiz ihracat yapmaları sağlanırken ne yazık ki Türkiye bu imkana sahip değildir” sözlerine Berger, “Tunus’ta kota ile vergisiz ihracat yapmaları konusunda aslında sorumlu benim. Arap Baharında ekonomik anlamda yardımcı olacağımız tek konu kotanın artırılmasıydı. Ürdün’de de buna benzer çalışmalar yaptık. Suriyeli mültecilere yardımcı olmak için yerel ürünler üzerindeki koşulları azalttık. Bu aslında mültecilerin olduğu her ülke için uygulanabilecek bir örnek” yanıtını verdi.

“Zeytinyağında Türkiye’ye uygulanan gümrük vergileri kaldırılmalı”
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Kestelli de, bünyesinde Türk ve Avrupalı uzmanların çalıştığı Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunun temel görevlerinden birinin de, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliğine ilişkin ekonomik, mali ve ticari gelişmelerin yanı sıra Gümrük Birliği hükümlerinin uygulanmasını izlemek olduğunu hatırlattı. Kestelli, “Açıkçası Gümrük Birliği’nin zaman zaman mağduriyet oluşturduğu veya haksız rekabete neden olduğu da bir gerçektir. Hepimizin çok iyi bildiği gibi zeytinyağı Türkiye’nin de aralarında bulunduğu, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde sadece sağlıklı bir gıda maddesi değil aynı zamanda önemli bir ekonomik faaliyettir. Avrupa Birliği ülkeleri olan İspanya, İtalya, Yunanistan ile birlikte Türkiye, Tunus, Suriye ve Fas dünyanın önemli zeytinyağı üreticileridir. Bu ülkeler zeytinyağı ticaretinin de öncüsü durumundadır. Avrupa Birliği tarafından başta Tunus olmak üzere bazı ülkelerin önemli miktarda kota ile vergisiz ihracat yapmaları sağlanırken ne yazık ki Türkiye bu imkana sahip değildir. Bu durum ülkemiz zeytinyağı sektörünü olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin AB ile uzun yıllara dayanan ilişkisi, aday ülke statüsünde olması ve Gümrük Birliği Anlaşması düşünüldüğünde, diğer ülkelere sağlanan ihracat kotalarının Türkiye’ye de verilmesi ve zeytinyağında Türkiye’ye uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir uygulama Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan 5 milyonun üzerinde Türk vatandaşına, kendi ürünlerini tüketme imkanı da sağlamış olacaktır” diye konuştu.

İşlem hacmindeki en yüksek artış pamukta
2019 yılının ilk günleriyle birlikte İTB’nin 2018 yılı işlem hacmine ilişkin sonuçları paylaşan Kestelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplam işlem hacmi bir önceki yıla göre cari olarak yüzde 25 oranında artarak 16 milyar 436 milyon liraya yükseldi. Bu artış ilk planda işlerin çok iyi olduğu şeklinde yorumlanabilir. Ancak 2018 yılı ÜFE ve TÜFE’deki ortalama yıllık fiyat değişimi ile birlikte değerlendirildiğinde, işlem hacmimizdeki reel artışın yaklaşık yüzde 4 seviyesinde olduğunu görüyoruz. İşlem hacminde ilk 5 sırayı bitkisel yağlar, pamuk, çeşitli gıda maddeleri, yağlı tohumlar ve canlı hayvan-et-deri-bağırsak grupları aldı. Bu 5 grubun toplam işlem hacmindeki payı yüzde 66 oldu. İşlem hacmindeki en yüksek artış ise yüzde 97 ile pamukta yaşandı. Tescil işlem miktarı açısından değerlendirildiğinde de pamuk yüzde 60’lık oran ile en yüksek artışı yakaladı. Borsamızın ve bölgemizin önemli ürünlerden olan pamuk işlemlerindeki bu artış sevindirici. Umarım bu artış kalıcı olur ve tekstil ve konfeksiyon sanayimiz temel girdisi olan pamuğun büyük kısmını yerli üretim ile karşılayacak duruma gelir.”

“Avrupa Birliği bizim için çok önemli”
İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz ise Türkiye’nin AB üyelik sürecinin tam üyelik statüsüne erişemediğini belirterek şunları söyledi: “Avrupa Birliği bizim için çok önemli. Ülkemizde bu birliğe dahil olmak adına farklı düşünenler olabilir. Ancak bu oranın azınlıkta olduğunu biliyoruz. Avrupa Birliği’nden de beklentimiz, ülkemize karşı gösterecekleri yakınlık ve olumlu yaklaşım ile bu oranı hep azınlıkta tutmalarıdır. Türkiye de Avrupa Birliği’ne çok önemli bir güç katabilecek konumda ve potansiyeldedir. Özellikle daha ileri gitmiş ve disipline edilmiş tarım ürünleri ile Avrupa Birliği’nin önemli bir ekonomik partneri olabilecekken bunun yanında stratejik coğrafi konumu ile de Avrupa’nın güvenlik kapısı olmaya adaydır.”

“Motivasyon eksikliğine neden oluyor”
Sürecin bu denli uzamasının her iki tarafta da motivasyon eksikliğine neden olduğunu ifade eden Kocagöz, şöyle konuştu: “Bu sürecin derhal olumlu sonlandırılmasının çok kolay olmadığını biliyoruz. Ancak, verilen sözlerin tutulduğu ve olumlu geleceğin planlandığı bir yönetim, bu süreci hızlı bir şekilde yoluna sokacaktır. Bu anlamda katkıları her iki taraftan da beklemek adil olandır. Türkiye kararlılıkla yıllardır üyelik süreci yolunda yapılması gereken reformları yapmaya çalışıyor. Avrupa Birliği’nde bazı siyasetçilerin Türkiye’yi uzaklaştırıcı tavrı ise ülkemizde çağdaşlaşmayı batıda aramayanların ekmeğine yağ süreceği gibi, Avrupa Birliği’nin de uzun vadede iyi bir ortağı kaybetmesine yol açacaktır. Bizler; bu reformları, Avrupa Birliği’ne tam üye olmanın şartı olduğu için değil, zaten çağdaşlaşmanın şartı olduğu için yapmamız gerektiğine inanıyoruz.”

“Üzümde 10 liralık fiyatlar bizi yanıltıyor gibi geliyor”
Toplantıda söz alan İTB Meclis Üyesi Mehmet Esmer de, “Üzüm bu sene altın dönemini yaşıyor. Kalite açısından değil ama fiyatlar açısından. 10 TL’nin üstüne çıkması hepimizi memnun etti. En büyük sebeplerinden biri de üzüm üretilmeden önce dolar fiyatları çok yüksek değildi. Bu aslında handikap. Biz üzümün sorunlarını fiyatla aştık gibi görünüyor ama gerçek problem daha sonra ortaya çıkacak. Üzümün fiyatı 10 lirayı geçtikten sonra mutlu olduk ancak bir ton üzüm satıyorsunuz, 2 bin 500 dolar para alıyorsunuz ve bu parayla kaç laptop alırsınız hesap edin. Bir ton üzüm üretmek için dönüm arazi olması gerekiyor. Sanki üzüm biraz lüks tüketim maddesini gibi gözüküyor ama Avrupa’da ciddi talebi olan bir ürün. Biz üzümde bunu bir türlü kafamızda oturtamıyoruz. İhracatçımız ciddi rekabet içerisinde. 10 liralık fiyatlar bizi yanıltıyor gibi geliyor” dedi.

En Çok Aranan Haberler