ADANA (İHA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı ve Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar, Türkiye'de "Kürt sorunu" olmadığını, olası bir DYP iktidarında terörün sona ereceğini, dağlarda da silah yerine kuş seslerinin duyulacağını söyledi.
Partisinin Adana İl Başkanlığı'nca Seyhan Otel'de düzenlenen 'Birlik ve Beraberlik Gecesi'nde büyük bir kalabalık tarafından alkışlarla "Başbakan Ağar" ve "Hükümet istifa" sloganlarıyla karşılanan Mehmet Ağar, 60 yıllık imanlı bir siyasetin temsilcisi olarak demokrasi dışında hiçbir çare görmediğini, sandığın dışında da hiçbir yol olmadığını ve bu topraklarda büyük bir imparatorluktan gelen farklı kökendeki yaşayan insanlar olduğunu anlattı.
Ağar, "Bu toprakların bir büyük özelliği var. Bu topraklarda 200 senedir beraber yaşayan insanlar, aynı gelenekte, aynı bakış içerisinde ve aynı hassasiyetleri paylaşarak gelmiş, temelinde köküne, kökenine, farklılıklarına bakılmadan bir bütün kucaklanmış. Azınlık olmamış, azınlık sadece gayrimüslimler kabul edilmiştir.
Malazgirt'inde, milli mücadelede, Çaldıran'a kadar her noktada Türkiye'de bugün ayrılıkçılık sebebi gibi gösterilen Kürt kökenli vatandaşlarımız, hep aynı cephede, aynı imanda, tek vücut olarak kimi Çanakkale'de, kimi Sarıkamış'ta, kimi Ege topraklarında, Antep'te, Urfa'da, Adana topraklarında, Toroslar'da taşı kaybolmuş mezarlarda yan yana yatmışlardır. Türkiye bir zor dönemi geçirmiştir. O günün dağlarında olmaması gereken kurşun seslerinin yerine, DYP iktidarında, Mehmet Ağar başbakanlığında kuş sesleri alacak" diye konuştu.
Türkiye topraklarının birliği bütünlüğü, sınırlarının değişmezliğinin her şeyden önemli olduğuna işaret eden Mehmet Ağar, "Kaldı ki, bu milletle oynamamak lazım. Bu sınırlar dar gelir, dar. Patlar, fazla rahatsız etmemek lazım bu milleti. Onun için bu sınırların içerisinde herkesi anasından doğduğu gibi bir ve eşit görmek lazımdır. Bu topraklarda ayrılıkçılık, huzursuzluk, nifak yaratmak isteyenlerin milletçe kabulü söz konusu değildir. Türkiye'nin gücüne güç katamayan, varlıklarından fire verdiren bu hükümetten, Türkiye'yi sandık yoluyla kurtarmak bizim önümüzdeki en önemli ve haysiyetli görevdir" dedi.
"GÖREVİMİZ, BU PARTİYİ TEK BAŞINA İKTİDAR YAPMAK"
3 Kasım'da ilk defa millet eliyle meclis dışında kalmanın acısını hissettiklerini, genel kongre sonrası göreve getirildiğini belirten Ağar, 14-15 Aralık sonrası yollara düştüklerinde, 'Bu hükümet, bu iktidar 3-4 dönem kalır. Sen de gider gelir böyle zor işleri alırsın, bu sefer yanlış yaptın' diyenler olduğunu ifade ederken, "Onlar ne beni tanıyorlardı, ne bu demokratik misyonun 60 yıldan devam eden davasından haberdardı. Onlar siyasetin bozulmasında, dejenerasyonunda, ondan bir takım kötü huylar kapmış insanlar. Siyaseti sadece nemalanma, güç sahibi olma, iktidar kapılarında, iktidar eşiklerinde yer tutma olduğunu zannediyorlardı. Bizim onlara dediğimiz bir şey vardı, bu misyonun kurucuları, bugünün şartlarında demir asa ve demir çarıkla yollardaydılar. Bu misyon, iman, inanç kaybolmaz, Türkiye'nin her zaman teminat akçesi gibi yerinde durması gereken, tütmesi gereken bir ocaktı burası. Çünkü, bu ocağın temelinde haksızlığa direniş, zulme başkaldırış, demokratik hakları, baskılara karşı 'yeter söz milletindir' diyebilen, bugüne kadar dünya demokrasilerinde bu kadar güzel ifade edilmemiş bir demokratik isyanın, başkaldırışın, haysiyetli duruşu vardı. Bunda nasibi olmayanlar anlayamazdı" diye konuştu.
"Ağar gelecek, terör bitecek" diye bağıran partililere hükümeti şikayet eden Genel Başkan Ağar, "Onlar Türkiye'de demokrasinin de olduğunu bilmeyenlerdi. Onlar için sadece iktidar kapılarında nimet aramak vardı, onlar için sadece kamu ihalelerinden hangi payı, kredilerden neyi alırız, iktidarda güç sahibi olarak şanımıza şan katarız, gücümüze güç katan kıt ve kısır anlayışın sahipleriydi. Biz kendimizi de biliyorduk, Allah'a şükür davamızı da, davanın imanlı adamlarını da biliyorduk, rakiplerimizi de tanıyorduk. Bizim verdiğimiz cevap, 'Durun bakalım, Allah ne gösterecek, hepimiz yola düşelim de gerisi Allah kerim' oldu. İşte bugün geldiğimiz nokta Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Adana'mızda da yollara, salonlara, gönüllere sığmayan bir imanın yeni bir yolculuğunu açık ve net ifadesidir" dedi.
Tansu Çiller'in Başbakan olduğu dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirildiğini, zor dönemde çok yürekli insanlarla, milletle beraber zorluğun üstesinden gelebilmeyi başardığına dikkat çeken Ağar, "53. hükümette Adalet Bakanı, 54. hükümette İçişleri Bakanlığı yaptıktan sonra görevden ayrıldım. O dönemde partimizin merkez yönetim anlayışı, bizi ilerde genel başkan adayı olur diye bizi çeşitli yollardan yok etmeye çalıştı. Allah bunu yazmışsa, millet de istiyorsa bunu engellemenin gereği yok. Bizim arkamızda millet var, Allah'a bin şükür. Beni aday yapmadılar. Ama ben siyaseti bırakmaya hazırlanırken, hemşehrilerim geldiler, Elazığ'a götürdüler, bağımsız milletvekili seçildik. Yüce Allah bize bunu nasip etti. 1 ay sonra da genel başkan olduk. Şimdi bu partiyi tek başına iktidar yapmak görevimiz" diye konuştu.
DYP olarak iman ve inanç içerisinde çalıştıklarını anlatan Ağar, "Bizi bin senedir bu topraklarda var eden, bütün değerlerimize sonuna kadar sadakat içindeyiz. Bu değerlerin başında İslam, ahlak, aile, toprak, vatan gelir. Bütün bunlar gelenektir. Bütün bunların bize kazandırdığı cumhuriyetimizin değerleri ve en muhteşem sonucu olan demokrasinin değerleri ile bütünleşerek, millet iradesinin dışında hiçbir gücü tanımayan ve Allah'tan başka güçten korkmayan, boyun eğmeyen bir büyük iktidarı Allah hepimize nasip etsin. Bize düşen Türkiye'yi bir dev haline getirmektir. 21. yüzyıl Türkiye'yi dev yapmanın önündeki açık olan baht yollarıdır bizim için" ifadelerini kullandı.
Ağar, konuşmasının sonunda kendisinden ön seçim isteyen partililere, "Her şey sandıktan çıkacak. Buna delegeler de dahil" diye karşılık verdi. Ağar, çiftçiyi ayağa kaldıracağını, Adana'yı da eski zengin şehir haline getireceği sözünü verdi.