Övgü Pınar
Roma
Birleşmiş Milletler'e bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Genel Sekreteri Ahmet Üzümcü, güvenlik kaygıları nedeniyle Suriye'deki kimyasal silahların yok edilmesi sürecinin yavaşladığını söyledi.
Ahmet Üzümcü, buna karşın tüm kimyasal silahların planlandığı gibi Haziran sonuna dek temizleneceğine inandığını belirtti.
İtalyan parlamentosunda konuyla ilgili bir oturuma katılmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Üzümcü, Suriye'den alınan kimyasal malzemelerin imha süreciyle ilgili bilgi verdi.
Kimyasalların imha sürecinde en büyük zorluğun Suriye içindeki nakliyat olduğunu söyleyen Ahmet Üzümcü, "En zoru Lazkiye limanına kadar olan bölüm. Bu oldukça riskli bir nakliyat. Bu tamamen Suriye'nin sorumluluğunda gerçekleştirilmesi gereken bir faaliyet" dedi.
"Esad rejiminin kimyasaların tamamını teslim ettiğinin ya da yeniden üretmeyeceğinin garantisi var mı? Esad yönetimi ileride kimyasal saldırıda bulunup "Biz silahları teslim etmiştik, bu saldırıyı muhalifler yaptı" diyebilir mi?" sorusuna da Üzümcü şöyle yanıt verdi:
"Eğer bazı ülkelerin, Suriye hükümetinin kimyasal silah stoklarının tamamını bildirmediğine dair şüpheleri varsa bu şüphelerini bize bildirmeleri gerekiyor ve bizim de bunu acil bir şekilde araştırmamız gerekiyor.
"Dolayısıyla böyle bir mekanizma mevcut. Ama bu mekanizma kullanılmış değil. Henüz bu yönde bir başvuruda bulunulmadı.
"Ama bulunulduğu takdirde çok kısa bir süre içerisinde bunları araştırma yeteneğimiz var. Eğer bu yönde bir şey olursa, bunu araştırırsak sonuçlarını da açıklarız.
"Yaptırım konusunda ise BMGK'nın karar vermesi gerekir."
Esad rejiminin kimyasal silahlarının bir kısmını Hizbullah'a verdiği ve daha sonra geri almayı planladığı iddialarıyla ilgili olarak ise Üzümcü, "Böyle bir şey olursa bu sözleşmenin ihlali anlamına gelir. Fakat bu yönde bir kanıt yok, iddialar var. Ama herhangi bir taraf ülke bize başvuruda bulunup bunun araştırılmasını isteyebilir. Bu yönde herhangi bir başvuru olmadı" diye konuştu.
Suriye'nin işbirliği olumluAhmet Üzümcü, Suriye rejiminin samimi bir şekilde işbirliği yaptığına güvenip güvenmediği şeklindeki bir soruya ise "Şu ana kadar Suriye hükümetinin bizle çalışmaları olumlu yönde gelişti. Herhangi bir zorluğumuz olmadı. Ve epey de bir ilerleme kaydettik. Bütün tesisleri denetlememiz mümkün oldu, üretim tesisleri kullanılamaz hale getirildi, bütün füze başlıkları imha edildi ve bunların denetlenmesi mümkün oldu. Nakil için hazırlıklar yapıldı, ulaşım araçları temin edildi. Şu ana kadar bir ilk nakliyat yapıldı, miktar çok büyük değildi ama önemliydi." diye karşılık verdi.
Üzümcü, Suriye'den geçen hafta kimyasal malzemelerin ilk kısmının çıkarılmasının ardından, kalan kısmın ne zaman nakledilebileceğini henüz bilmediğini ancak "Haziran sonuna kadar tüm malzemenin imhasının gerçekleştirilebileceğini düşündüğünü" belirtti.
ABD-Rusya liderliğiÜzümcü, "Mart 2011'de başladı bu iç savaş ve Eylül 2013'e kadar uluslararası camia bir türlü bir araya gelip herhangi bir ortak adım atamadı. İlk defa kimyasal silahlar konusunda, bunların yok edilmesi konusunda ve Suriye'nin de örgütümüze üye olması konusunda Rusya ve ABD bir görüş birliğine varabildi ve onların da liderliğinde uluslararası toplum bir takım kararlar alabildi" dedi ve şöyle devam etti:
"Uluslararası toplumun bu uzlaşıyı genişleterek Suriyedeki çatışmaların sona erdirilmesi, sadece çatışmalar değil mevcut insani durumun iyileştirilmesi konusunda bir şekilde adım atması gerekir diye düşünüyorum.
"Uluslararası toplumun bir an önce bu mevcut uzlaşı ortamından yararlanarak köklü adımlar atması gerektiğine inanıyorum. Böyle bir fırsat var, bu fırsatın herkes tarafından değerlendirilmesi gerekiyor, sadece uluslararası toplum değil, Suriye hükümeti ve muhalif gruplar tarafından da değerlendirilmesi gerekiyor."
Üzümcü, ABD ve Rusya Federasyonu'nun bu süreçteki ortak liderliğinin de çok önem taşıdığına, sürecin bu sayede Cenevre'de 14 Eylül'de alınan kararlar çerçevesinde başlatılabildiğine de dikkat çekti ve sürecin bu iki ülke liderliğinde sürdürülmesi gerektiğini söyledi.Üzümcü, gelecek günlerde yapılması beklenen Cenevre 2 konferansıyla ilgili olarak, "Cenevre'deki görüşmeler olumlu yönde gelişirse bizim çalışmalarımız da olumlu yönde etkilenir" dedi.
Üzümcü, "Suriye'deki kimyasalların ülke dışına çıkarılması bakımından güvenlik durumu önemli. Muhalif gruplarla direkt temasımız yok ama BM'nin var. İşbirliği göstermeleri için onlara sürekli çağrıda bulunuldu. Nihayetinde bu onların da yararına olmalı. Neticede bu tür silahların yarattığı tehdit ortadan kalmış olacak" diye konuştu.
Türkiyenin katkısı 100 bin dolarKimyasalları imhası projesinin maliyeti konusunda da bilgi veren Ahmet Üzümcü, "Suriye içindeki transfer tamamen Suriye makamlarının sorumluluğu altında gerçekleşiyor. Ondan sonraki süreç birçok ülkenin katkısıyla gerçekleşebilecek." dedi.
Üzümcü şöyle konuştu:
"Bizim ayırdığımız bütçe 35-40 milyon Euro civarında. Başka ülkelerin yanı sıra Türk hükümeti de buna katkıda bulundu.
"İngiliz hükümeti bir takım kimyasal silahları imha edeceğini söyledi. Almanlar aynı şekilde. İtalya 3 milyon Euro verdi fonumuza, ayrıca bir liman tahsis edecek.
"Türk hükümetinin de bunu desteklediğini düşünüyorum."
Üzümcü, Türkiye'nin maddi katkısınınsa 100 bin dolar civarında olduğunu belirtti.
Uluslararası çabalarAhmet Üzümcü kimyasal silahların nasıl imha edileceğine dair bilgiler de verdi.
Bütün ülkelerin işbirliği önerilerinde bulunduğunu vurgulayan Üzümcü, "ABD bir gemi üzerine yerleştirdiği imha tesisleriyle kimyasal silahların bir bölümünü denizde imha edecek. Diğer bölümler ise bir kısmı İngiltere'de, bir diğer bölümü Almanya'da ve başka ülkelerde imha edilecekler. Bu çerçevede, Amerikan gemisine nakli için de bir liman gerekiyordu. İtalya da bu yönde bir öneride bulundu" dedi.
İtalya'nın nakil için limanını açmasını "uluslararası çabalara olumlu bir katkı" olarak değerlendiren Üzümcü "Bunu memnuniyetle karşılıyorum" dedi.
Nakil sürecini de anlatan Genel Direktör, "Bu operasyon (nakil) en fazla iki gün sürecek. Bir gemiden hemen hemen doğrudan diyebileceğimiz bir şekilde, bu konteynırlar kamyonların üzerine yerleştirilecekler ve aynı kamyonlar diğer gemiye doğrudan gidecek. Amerikan gemisindeki imha çalışmaları ise 45 ile 90 gün arasında sürebileceği tahmin ediliyor" diye konuştu.
Çevresel riskİmha sürecindeki olası risklerle ilgili olarak da "Herhangi bir artık madde denize gidecek mi? diye soruluyor, bu kesinlikle söz konusu değil. Hem çevre düzenlemeleri bakımından hem de bizim sözleşmelerin yükümlülükleri bakımından mümkün değil" dedi.
Üzümcü, imha işleminden sonra ortaya çıkan atıkların akıbetiyle ilgili olarak da şunları söyledi:
"Nötralizasyon işleminden sonra aşağı yukarı 6-7 misline varan bir artık çıkıyor. Bunların hepsi gemide depolanacak.
"Ticari imha tesislerine gönderilerek, oralarada yakılarak imha edilecek. Bu atıkların nereye gideceği ise henüz belli değil.
"Bir ihale süreci başlattık, şu anda devam ediyor. Bu sonuçlandığında hangi ülkelere, hangi tesislere gideceği belli olacak. İlave edeyim, bu tip ya da benzeri maddeler sürekli olarak imha ediliyor böyle ticari tesislerde. Dolayısıyla bu çok olağan bir durum."