AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "CHP'nin sokak, isyan, ayaklanma çağrısı geçtiğimiz günlerde Tekirdağ'da tekrar depreşti. Buna bir ilçe belediye başkanının hezeyanı olarak baktık iyi niyetle. Genel olarak tepkimizi koyduk. Ama CHP'nin sözcüsünün kalkıp Tekirdağ'a gidip bu ayaklanma, isyan çağrısını desteklemesi, görülmektedir ki 9 Temmuz'da Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe mitinginde yaptığı sokak çağrısının, isyan çağrısının bir devamı niteliğindedir." dedi.
Ünal, AK Parti Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Ünal, bir belediye başkanının yaptığı isyan çağrısı ve hakarete CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ınbunu destekler nitelikte yaptığı açıklama ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar nedeniyle basın toplantısı düzenlediğini ifade etti.
AK Parti'nin 15 yıldan beri yoluna devam ettiğini, bundan sonra da aynı şekilde yoluna devam edeceğini dile getiren Ünal, "15 yıldan beri bu coğrafyada ülkemizi güvenli bir şekilde büyütmek, istikrarlı bir şekilde ekonomisini büyütmek ve geleceğe taşımak için bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelemizde de her iki yılda bir girdiğimiz genel seçimleri kazanmış bir siyasi parti olarak bugün burada duruyoruz." dedi.
Ülkenin vesayet odaklarından temizlenmesi, demokratikleşmesi, refahının sağlanması ve özgürleşmesi için 15 yıldan beri milletin gözü önünde mücadele ettiklerini söyleyen Ünal, 2010'dan itibaren Türk siyasetinde ciddi bir değişim yaşandığını, bir kaset operasyonuyla birlikte göreve gelen Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin siyasetini nasıl değiştirdiğini ve nasıl dönüştürdüğünü herkesin gördüğünü kaydetti.
2010'dan itibaren Kılıçdaroğlu ve CHP'sinin adeta Türkiye düşmanı yapıların içerideki aparatı olarak hareket ettiğini belirten Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunu defalarca ifade ettik. Siyasette iyi niyet önemlidir. Siyasette karşılıklı güven önemlidir. İş birliği yaparsınız, yapmazsınız, ittifaklar oluşturursunuz, oluşturmazsınız. Bunlar demokratik siyasette olagelen şeylerdir ama muhalefet yapmak demek düşmanlık yapmak demek değildir. Muhalefet yapmak demek hakaret, iftira yapmak demek değildir. Muhalefet yapmak demek milletin seçtiklerine düşmanlık yapmak demek değildir. CHP'nin 2010'dan bugüne kadar olan siyasal söylem analizi yapıldığında açık ve net şekilde görülmektedir ki CHP, açık bir şekilde Türkiye düşmanı yapıların içerideki siyasi aparatı gibi davranmaktadır."
CHP'nin 2010'dan bugüne milletin hayrına olan hiçbir işin yanında olmadığı değerlendirmesinde bulunan Ünal, Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin açıklamalarının herhangi bir iyi niyet, herhangi bir kritik ve eleştiri barındırmadığı gibi apaçık düşmanlık barındırdığını söyledi.
"CHP düşmanlık yaptığı sürece, CHP Türkiye düşmanı güçlerin içerideki sözcüsü, siyasi aparatı gibi davrandığı sürece biz CHP'yi muhatap almayacağız" ifadesini uzun bir süredir dile getirdiklerini hatırlatan Ünal, bu düşmanlığının çok ileri bir seviyeye çıktığını, Kılıçdaroğlu'nun 9 Temmuz Maltepe mitinginden sonra isyan çağrısı yaptığını söyledi.
Ünal, "CHP'nin sokak, isyan, ayaklanma çağrısı geçtiğimiz günlerde Tekirdağ'da tekrar depreşti. Buna bir ilçe belediye başkanının hezeyanı olarak baktık iyi niyetle. Genel olarak tepkimizi koyduk. Ama CHP'nin sözcüsünün kalkıp Tekirdağ'a gidip bu ayaklanma, isyan çağrısını desteklemesi, görülmektedir ki 9 Temmuz'da Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe mitinginde yaptığı sokak çağrısının, isyan çağrısının bir devamı niteliğindedir." ifadelerini kullandı.
CHP Sözcüsü Tezcan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "faşist, diktatör" dediğini hatırlatan Ünal, "Kendileri de bunun böyle olmadığını bilerek söylüyorlar. Çünkü mesele bu değil. Mesele bu provokatif söylemle, bu nefret söylemiyle yürüttükleri düşmanlığı devam ettirmek. Buna karşı AK Parti olarak gerekli hukuki haklarımızı kullanıyoruz." dedi.
CHP'nin 15 Temmuz'a kadar kullandığı dilin söylem analizini de yakında paylaşacaklarını vurgulayan Ünal, 15 Temmuz'a kadar içeriye yönelik bir dil ve söylem kullanan CHP'nin 15 Temmuz'dan itibaren artık dışarı konuşmaya başladığını belirtti.
Ünal, şunları kaydetti:
"Yani bu Türkiye karşıtı yapıların içerideki siyasi aparatı niteliğinde olan Kılıçdaroğlu'nun CHP'si içeride bize karşı konuşmuyor. Bu söylemler, bu ifadeler, bu yalanlar, bu hakaretler yurt dışında, 165 ülkede FETÖ'cülerin Türkiye karşıtı propagandalarına malzeme olarak üretiliyor. FETÖ'cüler 165 ülkede Türkiye karşıtı propagandalarını sürdürürken kimi referans veriyorlar? Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve sövücülerinin hakaretlerini, yalanlarını, iftiralarını referans olarak kullanıyorlar.
Şunun bilinmesini isteriz ki, 2010 kaset operasyonuyla birlikte Türkiye düşmanlarının bir siyasi aparat olarak kullandığı CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si ve onları kullanan efendiler şunu bilmelidir, sivil toplum örgütü görünümlü FETÖ'yü kullanan efendiler şunu bilmelidir; Biz bu coğrafyada kendi kaderimizi tayin ederek yaşamaya devam edeceğiz. Biz bu coğrafyada bölgesel dönüşümü gerçekleştirmek isteyenlere rağmen Misakı Milli'yi koruyarak Cumhuriyetimizi, Cumhuriyetimizin değerlerini ve kazanımlarını koruyarak ayağa kalkacağız. Ayağa kalkmakla kalmayıp o masada eşit olarak oturmaya devam edeceğiz. Her ne yaparlarsa yapsınlar biz milletimizle yol yürümekten vazgeçmeyeceğiz."
(Sürecek)